11. Hukuk Dairesi 2013/9612 E. , 2013/23490 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 31/01/2013 tarih ve 2011/653-2013/50 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın ... Şubesi nezdindeki 846 1000995-282 nolu hesap üzerine keşideli bir kısım çeklerin müvekkili şirket çalışanlarından ...’in aracından camlarının kırılarak çalındığını, çeklerin iptali ve ödeme yasağı kararı verilmesi için Ankara 6. Ticaret Mahkemesi’nin 2011/504 esas sayılı dosyasından dava açıldığını, müvekkilinin hak kaybına uğramaması için davalı bankaya çalıntı çek bildiriminde bulunulduğunu, dava konusu 0007913 seri nolu çekin müvekkili ile hiçbir hukuki veya ticari ilişkisi bulunmayan Başak İnş. Mermer Orm. Ür. Met. Nak. San. Tic. Ltd. Şti. lehine 20.09.2011 tarih 5.000,00 TL bedelle ve sahte imza ile düzenlendiği ayrıca keşideci kısmına atılan imza ile lehdar "Başak İnş." kaşesi üzerinde mevcut imzaların birbirinin aynı olduğu ve her iki imzanın da müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını buna rağmen davalı bankanın söz konusu çek ile ilgili ödeme yaptığını, bunun üzerine bankaya gönderilen 18/10/2011 tarih ve 28424 yevmiye nolu ihtarnamesiyle ödenen 5000 TL"nin ticari faizi ile birlikte 3 gün içinde ödenmesinin ihtar edildiği; ancak bankanın ödeme talebini reddettiğini, müvekkilinin uğradığı zararın bankaca karşılanması gerektiğini ileri sürerek çalıntı çek için müvekkili hesabından banka tarafından ödenen 5.000,00 TL ödeme tarihi olan 20.09.2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 18/02/2009 tarihine kadar çalıntı veya şüpheli çekler için keşidecisinin talebi ile banka tarafından ödeme yasağı verilebildiğini; ancak bu tarihten sonra 6762 sayılı T.T.K.’nın 711. maddesinin yürürlükten kaldırılması ile artık ödeme yasağı için mahkeme kararı gerektiğini, somut olayda müvekkili ile davacı arasında bulunan bankacılık sözleşmesi gereğince verilen çeklerin boş ve imzasız olarak çalındığını 29/07/2011 tarihinde müvekkiline bildiren davacının, bu çeklere ilişkin ödeme yasağı kararı verildiğine dair bir mahkeme ilamı ibraz etmediğini, davacının ibraz ettiği kararda; çek iptali ve ödeme yasağı kararı verilmesi için açılan davanın reddedildiğini, bu nedenle müvekkilinin kendisine ibraz ed,ilen çekle ilgili olarak ödeme yapmakla yükümlü olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu çekin boş ve imzasız olarak çalındığının davalı bankaya bildirildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 5.5. maddesi gereğince, bankanın, ödemeden men talimatına rağmen çek meblağını ihtilafın halline kadar bloke ederek çeke yazabilmek suretiyle ödemeyi geçici olarak durdurabilme yetkisi olduğu, yine mevduat hesabından yapılacak tediyelerin hak sahibine veya onun yetkili kıldığı kişiye ödenmesinde bankanın asli sorumluluğu bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 5.000 TL’nin temerrüdün oluştuğu 24/10/2001 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Davalı vekili; kararı temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Ancak; somut uyuşmazlıkta dava konusu çekin sahte olarak tanzim edilmesi nedeniyle Mülga 6762 sayılı T.T.K.’nın 724. maddesi uyarınca sahte çeki ödemiş olmasından doğan zarar muhataba ait olmasına karşın şayet, keşideciye çek defterini iyi saklamamış olmasından kaynaklanan bir kusur isnadı mümkün olduğu takdirde bu kusur oranında indirim yapılması gerekir. Bu bakımdan mahkemece, 6762 sayılı T.T.K.’nın 724. maddesi tartışılmaksızın çek bedelinin tümünden davalının sorumlu tutulması doğru olmamış bu nedenle kararın davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin (2) nolu bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 25/12/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.