14. Ceza Dairesi Esas No: 2016/3227 Karar No: 2020/1845 Karar Tarihi: 09.03.2020
Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2016/3227 Esas 2020/1845 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, çocuğun cinsel istismarı suçundan mahkum edilmiştir. Suç tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile 5237 sayılı TCK'nın 103/1-2. cümlesinde yer bulan sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçunu oluşturduğu belirtilmiştir. Katılan mağdure, sanığın göğüslerini sıkmaktan ibaret eylemi nedeniyle ruh sağlığının bozulduğuna dair rapor sunulmuştur. Sanık, eylemi sonrası ortaya çıkan ruh sağlığındaki bozulmayı öngöremeyeceği için taksirle bile hareket etmemiştir. Hüküm, kanuni sınırlar içinde tayin edilmiştir ve reddedilmeyen temyiz talepleriyle birlikte onanmıştır. Kanun maddeleri ise 6545 ve 5237 sayılı TCK'nın ilgili maddeleridir: 5237 sayılı TCK’nın 23. maddesi, cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı hal olmaksızın işlenen eylemin ardından ağır netice olarak ortaya çıkan ruh sağlığındaki bozulmanın sanık tarafından öngörülemeyeceği ve taksirle dahi hareket etmesinin söz konusu olmadığını belirlerken, 6545 sayılı Kanun ise cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yaparak önceki kanuna yenilikler getirmiştir.
14. Ceza Dairesi 2016/3227 E. , 2020/1845 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı HÜKÜM : Çocuğun cinsel istismarı suçundan mahkumiyet
İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü: Sanığın, suç tarihinde katılan mağdurenin göğüslerini sıkmaktan ibaret eyleminin hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanunla getirilen düzenleme sonrası 5237 sayılı TCK"nın 103/1-2. cümlesinde yer bulan sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçunu oluşturduğu ve Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalının 25.04.2013 tarihli raporunda bu eylem nedeniyle katılan mağdurenin ruh sağlığının bozulduğunun belirtildiği tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK’nın 23.maddesi karşısında, cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı hal olmaksızın işlenen eylemin ardından ağır netice olarak ortaya çıkan ruh sağlığındaki bozulmanın sanık tarafından öngörülemeyeceği ve taksirle dahi hareket etmesinin söz konusu olmadığı nazara alınarak aynı Kanunun 103/6.maddesinin uygulama dışı bırakılmasında bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir. Muhakeme safahatını yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, iddia ve savunma ile tüm delillerin eksiksiz olarak kararda gösterildiği, hükmedilen cezanın nevi ve miktarı itibarıyla kanuni sınırlar içinde tayin edildiği anlaşıldığından, sanık müdafisi ile katılan mağdure vekilinin yerinde görülmeyen temyiz taleplerinin reddiyle hükmün ONANMASINA, 09.03.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.