MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 91 parsel sayılı 323,99 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacı tarafın hükmen annesine verildiğini iddia ve talep ettiği "evin batısında kalan 5 metre eninde ve 7,40 metre boyunda köy içinde bulunan kısım" olarak belirtilen kısmın dava konusu taşınmaz ile uyuşmadığı gerekçesi ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de yapılan araştırma, incemele ve uygulama hüküm için yeterli değildir. Davacı ..., ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1971/46 Esas sayılı dosyasında karar metninde ifade edilen "evin batısında kalan 5 metre eninde ve 7,40 metre boyunda köy içinde bulunan bölümün" kök muris ..."nin iken bahsi geçen dosyada yapılan sulh sözleşmesi ile annesi ve murisi ..."a bırakıldığını, mirasçılar arasındaki taksim sonucunda taşınmaz bölümünün kendisine kaldığını iddia etmiş, davalı ... oğlu ... ise, taşınmazın kök muris ..."den değil babası ..."ın annesinden intikal olup, ... ile ...’ın annelerinin farklı olduğunu savunmuştur. Davacı dayanağı ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1971/46 Esas sayılı, davacı ..."un kardeşi ... ... aleyhine açtığı saklı paya dayalı tenkis davasının keşfi sırasında taraflar, "evin batısında kalan 5 metre eninde ve 7,40 metre boyunda köy içinde bulunan kısım" olarak belirtilen kısmın davacı ..."ye verilmesi konusunda sulh olmuşlar ve anlaştıkları bu bölüm krokiye bağlanarak bu yönde hüküm verilmiştir. Ancak ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1971/46 Esas ve 1973/286 Karar sayılı ilamının kesinleşip kesinleşmediği mahkemece araştırılmamış, taşınmaz bölümü ölçekli krokiye bağlandığı halde usulünce uygulanmamıştır. Doğru sonuca varılabilmesi için, öncelikle ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1971/46 Esas ve 1973/286 Karar sayılı ilamının kesinleşip kesinleşmediği tespit edilmeli, bundan sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları ve teknik bilirkişi aracılığıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıklarından sulh tarihine göre taşınmaz bölümünün sınırları, o tarih itibariyle taşınmazın durumu dikkate alınarak sorulup saptanmalı, taşınmazın sulhun kapsamında kaldığının tespit edilmesi halinde sulhun tarafı olan ... ..."nin halen hayatta olması nedeniyle üçüncü kişi durumunda olan davalı ..."nin taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin hangi tarihten itibaren ne şekilde ve hangi sıfatla olduğu maddi olaylara dayalı olarak sorulmak suretiyle kesin olarak belirlenmeli, fen bilirkişisine keşfi izlemeye elverişli, dayanılan sulhe konu bahsi geçen taşınmaz bölümünün işaretlendiği harita düzenlettirilmeli; ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1971/46 Esas ve 1973/286 Karar sayılı ilamının davalı ... yönünden bağlayıcı olup olmadığı değerlendirilmeli, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek, eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine,
06.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.