Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/13786
Karar No: 2010/1267
Karar Tarihi: 10.2.2010

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/13786 Esas 2010/1267 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2009/13786 E.  ,  2010/1267 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ADANA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 14/07/2009
    NUMARASI : 2008/692-2009/395

    Taraflar arasında görülen davada; Davacı vekili, vekaletnamenin hile ile alındığı ve kötüye kullanıldığını ileri sürerek müvekkilinin evlatlığı tarafından ölen kocasına ait 141 sayılı parselin davalıya satışına ilişkin tapu kaydının iptalini ve davacı adına tescilini istemiştir
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, yargılama sırasında davacının ölmesi nedeniyle veraset ilamının çıkartılması ve mirasçılarının davada yer almalarının sağlanması için vekiline verilen süre içerisinde gereğinin yapılmadığı belirtilerek davanın HUMK"nun 163. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, tapu iptali- tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, yargılama sürerken davacının ölmesi nedeniyle vekili tarafından veraset ilamının ibraz edileceğinin bildirildiği; mahkemenin, veraset ilamı ve mirasçılara ait vekaletname ibraz etmesi ya da terekeye mümessil tayin ettirmesi yönünde davacı vekiline süre verdiği; daha sonra davacı vekilinin, veraset ilamının alınabilmesi için davacının evlatlığı tarafından açılan mirasın reddi davasının sonucunun beklenmesi gerektiğinden bahisle ek süre talep ettiği, mahkemece de en son 5.5.2009 günlü duruşmada davacı vekiline 1 ay süre verilip duruşmanın 14.7.2009 gününe talik edildiği; bu arada mirasın reddi davasının 18.6.2009 tarihli kararla kabul edildiği, bunun üzerine davacı vekilince mahkemeye 2.7.2009 havale tarihli dilekçe sunularak mirasın reddi davasının sonuçlandığının bildirildiği ve veraset davası açabilmesi için yetki istendiği, mahkemece de kendisine bu konuda 2.7.2009 tarihli yetki belgesi verildiği, davacı vekilinin de 6.7.2009 tarihinde veraset davası açtığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, davaların kısa zamanda sonuçlandırılması, adaletin bir an önce tecellisi için taraflarca veya Mahkemelerce yapılması gereken bir kısım adli işlemler sürelere bağlanmıştır. Bu sürelerin bazılarını kanun bizzat belirlerken bir kısmının belirlenmesini işin özelliğine, tarafların durumlarına göre hakime bırakmıştır. Kanuni süreler açıkca belirtilen ayrıcalıklar dışında kesindir. HUMK.nun l59. maddesi açık hükmünde belirtildiği gibi kanunun tayin ettiği süreler hakim tarafından azaltıp çoğaltılamaz. Buna karşın, aynı yasanın l63. maddesine göre hakimin belirlediği süreler ise kural olarak kesin değildir. Hakim, tayin ettiği süreyi henüz dolmadan azaltıp çoğaltacağı gibi, süre geçtikten sonra da tarafın isteği üzerine yeni bir süre tanıma yoluna da gidebilir. Bu takdirde verilen ikinci süre kesindir. Ancak, hakim kendi belirlediği sürenin kesin olduğuna da karar verebilir. Kesin sürenin tayin edilmesi halinde, karşı taraf yararına usulü kazanılmış hak doğacağı da kuşkusuzdur. Hemen belirtmek gerekir ki, ister kanun isterse hakim tarafından tayin edilmiş olsun, kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak yoktur. Böylece kesin sürenin kaçırılması, o delile veya hakka dayanamamak gibi ağır sonuçları birlikte getirmekte, bazen davanın kaybedilmesine dahi neden olmaktadır. Bu itibarla geciken adaletin de bir adaletsizlik olduğu düşüncesinden hareketle davaların yok yere uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere konan kesin süre kuralı kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır.
    Somut olayda, davacı vekili davayı uzatmaya yönelik bir tavır sergilemediği gibi, ölen davacının veraset ilamının çıkarılarak mirasçılarının saptanabilmesi için evlatlığının açtığı mirasın reddi davasının sonucunun beklenmesi ve mahkemece yapılması istenen işlemin davacı vekili tarafından yerine getirilebilme imkanının bulunması gerekeceği kuşkusuzdur. Bu nedenle, davacı vekiline 5.5.2009 günkü duruşmada tanınan 1 aylık sürenin en erken, mirasın reddi davasının sonuçlandığı ve makul süre içinde yapılan talep üzerine davacı vekiline veraset davası açması için mahkemece yetki verildiği tarihinden itibaren başlatılmasının yukarıda değinilen yasal düzenlemelerin içerdiği anlam ve amaca uygun düşeceği açıktır.
    Hal böyle olunca, davacı vekilinin kendisine tanınan süre içerisinde ara kararını yerine getirdiği gözetilerek yargılamaya devam edilmesi yerine, sürenin geçirildiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Davacı vekilinin temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK."nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi