1. Hukuk Dairesi 2021/3057 E. , 2021/4771 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasında görülen tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince, davalı Hazinenin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davalı Hazine vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği görüşüldü;
Davacı ..., 1926 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan taşınmaz bölümü hakkında, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescil istemiyle dava açmıştır.
Davalı Hazine vekili, dava konusu yerin devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu davanın reddini savunmuş, MK’nun 713/6 maddesi gereğince adına tescilini talep etmiştir.
Davalı ... Belediyesi vekili davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, çekişmeli taşınmaz bölümünün özel mülkiyete konu narenciye bahçesi olduğu, olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı koşullarının davacı lehine gerçekleştiği gerekçesiyle teknik bilirkişi raporunda A ile gösterilen 12.713,21 metrekarelik tescil harici yerin davacı adına tesciline karar verilmiş, davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince, davalı Hazinenin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine, karar verilmiştir.
Dava, TMK. 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil davasıdır.
Mahkemece, dava konusu taşınmaz bölümü üzerinde davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
Hemen belirtmek gerekir ki; MK’nun 713/1 maddesinde aynen “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir” hükmüne yer verilmiştir. KK.’nun 17 maddesinde ise “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar
ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, dava konusu taşınmazın dava tarihinden geriye doğru davasız aralıksız yirmi yıl süreyle malik sıfatıyla zilyetliğinde bulundurduğunu, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek taşınmazı tarıma elverişli hale getirdiğini duraksamaya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması gerekmektedir.
Somut olayda, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresi ve niteliği kesin olarak belirlenmemiş, taşınmazın niteliğini belirlemeden uzak ziraatçi bilirkişi raporu ile yetinilmiş, uyuşmazlığın çözümünde hava fotoğraflarından usulünce yararlanılmamış, taşınmazın sınırında dere bulunmasına rağmen jeolog bilirkişi tarafından denetime elverişli rapor alınmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle DSİ Genel Müdürlüğünden taşınmazın sınırında bulunan ... Deresinde ıslah çalışması yapılıp yapılmadığı derenin yatak değiştirip değiştirmediği sorulmalı, çekişmeli taşınmaza ait eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya arasına alınmak suretiyle, buradan elde edilen verilere göre çekişmeli taşınmazın tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının( özellikle 1976-1992 tarihleri arasında) en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü"nden getirtilerek dosya arasına konulmalı, dava konusu taşınmaza komşu taşınmazların kadastro tutanakları ve varsa dayanakları olan kayıt ve belgeler getirtilip, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan üç kişilik mahalli bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile üç kişilik uzman ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi, jeolog bilirkişi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşif sırasında dinlenilecek mahalli bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmişse ihyanın hangi tarihte bitirildiği hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı; çekişmeli taşınmazın niteliğine ve fiziksel özelliklerine ilişkin mahkeme hakiminin gözlemi keşif tutanağına yansıtılmalı; ziraat mühendisleri bilirkişi kurulundan, komşu parsellerle karşılaştırmalı, çekişmeli taşınmazın toprak yapısını, eğimini, bitki desenini tarımsal niteliğini belirten, taşınmaz üzerinde bir zilyetlik mevcut ise zilyetliğin şeklini ve süresini, zilyetliğe ara verilip verilmediğini irdeleyen ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden, yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş hava fotoğrafları üzerinde uygulama yaptırılarak, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğini,devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde, imar-ihyaya konu edilip edilmediğini, imar-ihyaya konu edilmişse ihyanın hangi tarihte bitirildiğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeolog bilirkişiden, taşınmazın dere yatağı vasfında olup olmadığı, dere yatağından kazanılıp
kazanılmadığı ve derenin etki etki alanı içerisinde kalıp kalmadığı hususlarını bildirir, denetime açık, ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlenmesi istenilmeli; fen bilirkişisine, keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli ve bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek, eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371/1-ç maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin kararının BOZULMASINA, 28/09/2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.