
Esas No: 2019/3128
Karar No: 2020/168
Karar Tarihi: 20.01.2020
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2019/3128 Esas 2020/168 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar ...Gıda Otomotiv İnşaat Elektronik İthalat İhracat Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi; Şirket Müdürleri ...ve ...vekili Avukat ... tarafından, davalı Gümrük ve ... (Tasfiye Hizmetleri Genel Müdürlüğü) aleyhine asıl davada 06/07/2015, birleşen davada 11/07/2016 günlerinde verilen dilekçeler ile haksız el koymadan kaynaklanan icra takibine itirazın iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 30/09/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, koruma tedbiri nedeniyle başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl ve birleşen davanın usulden reddine karar verilmiş; karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili asıl ve birleşen davada, davacı şirket tarafından ithal edilen eşyalara mevzuata aykırı olarak gümrükte el konulduğunu ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine karar verildiğini, bu karara karşı kanun yararına bozma yoluna başvurulduğunu ve kararın Yargıtay 7. Ceza Dairesi tarafından bozulduğunu, ancak bu süreçte eşyaların tasfiye edilerek satıldığını, borçlu idarenin iadesi gereken eşyaları satmış olması nedeniyle, ...22. İcra Müdürlüğünün 2015/9516 esas sayılı takip dosyasında satış bedelinden ödenmesi gereken vergiler düştükten sonra kalan miktar için icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile alacağın % 20"si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı idare vekili, savcılığın el konulan eşyanın malike iadesine dair yazısının herhangi bir bedel içermediğinden ödenmesi gereken meblağın 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ve Tasfiye Yönetmeliğinin 31 ve 64. maddeleri uyarınca mevzuatın ön gördüğü şekilde belirlenmek suretiyle ödendiğini, davacı tarafından yapılan takibe bu nedenle itiraz ettiklerini ve ödeme belgelerini ibraz ettiklerini belirtilerek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne dair verilen ilk karar, Dairemizce ilgili yasal düzenleme ve uyuşmazlığın niteliği ile talebe dayanak oluşturan alacağın koruma tedbiri nedeniyle tazminat istemine ilişkin olması birlikte gözetildiğinde, alacağın mevcudiyeti ve talep edilebilirliğini usulünce inceleme ve sonuçlandırma görevinin ağır ceza mahkemesine ait olduğu; dava konusu istemin ilamsız icra takibine konu edilemeyeceğinden itirazın iptali davasına da konu edilemeyeceği gerekçesiyle usulden reddedilmek üzere, hükmün bozulmasına karar verilmiş; yerel mahkemece bozma ilamına uyularak asıl ve birleşen davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Yerel mahkemece, asıl ve birleşen davanın usulden reddine karar verildiğine göre; asıl dava yönünden de hükmedilecek vekalet ücreti hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre tarifenin ikinci kısım ikinci bölümünde tespit edilen maktu vekalet ücretini geçemeyecektir. Açıklanan bu düzenlemeye aykırı olarak, 9.701,12 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsiline dair verilen karar usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekirse de belirlenen bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası"nın 438/son maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenle hüküm fıkrasının 4. bendinde avukatlık ücreti takdirine ilişkin "Mahkememiz esas dosyasında, AAÜT gereğince hesaplanan 9.701,12 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine," şeklindeki sözcük dizelerinden " 9.701,12" rakamlarının çıkartılarak yerine "2.725,00" rakamlarının yazılmasına, davacının diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddiyle düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA ve peşin alının harcın istek halinde geri verilmesine 20/01/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.