Hasımsız olarak açılan dava sonucunda;Davacı, Hazine vekili 963 sayılı parselin paydaşı İ. T."in payının 10 yılı aşkın süredir kayyım vasıtasıyla idare edildiğini ileri sürerek gaipliğine ve malların Hazineye intikaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, İ.T."in gaipliğine ve 963 sayılı parseldeki payının Hazine adına tesciline karar verilmiştir.
Karar, Hazine vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, hasımsız olarak açılan gaiplik ve iptal-tescil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davaya konu 963 sayılı parselin İ. T."e ait 1/10 payının 1994 yılından beri kayyım ile yönetildiği anlaşılmaktadır.
Kayyımın atanması ve kayyımın görev ve sorumlulukları ile ilgili TMK."ndaki hükümler ile 3561 Sayılı Yasa hükümleri dikkate alındığında, ilgililerin hak ve menfaatlerinin korunması amacıyla iptal-tescil isteğini içeren bu tür davaların kayyıma yöneltilmesinde zorunluluk bulunduğu; diğer taraftan, TMK."nun “Mahkeme, gaipliğine karar verilecek kişi hakkında bilgisi bulunan kimseleri, belirli bir sürede bilgi vermeleri için usulüne göre yapılan ilanla çağırır. Bu süre, ilk ilanın yapıldığı günden başlayarak en az altı aydır.” hükmünü düzenleyen 33/2-3. maddesi karşısında, bir kimse hakkında gaiplik kararı verilebilmesi için diğer koşulların yanında en az iki kez ilan yapılması gerektiği; anılan hususların mahkemece resen gözetileceği açıktır.
Hal böyle olunca, öncelikle kayyımın davada yer almasının sağlanması, ondan sonra en az iki kez ilan yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi yerine, davanın hasımsız görülmesi ve bir kez yapılan ilanla yetinilmesi doğru değildir.
Hazinenin temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK."nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.