19. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/12709 Karar No: 2014/17904 Karar Tarihi: 11.12.2014
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/12709 Esas 2014/17904 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, genel kredi sözleşmesinde kefil olarak yer alan davalının, takip konusu borçtan sorumlu olup olmadığına ilişkindir. Mahkeme, davalının sadece bir sözleşmenin kefili olduğunu ve takip konusu kredinin hangi sözleşme kapsamında kullanıldığının belirlenememesi nedeniyle davalının sorumluluğu bulunmadığına karar vermiştir. Ancak, hükmün eksik inceleme sonucu verildiği ve yeni bir bilirkişi heyeti ile inceleme yapılması gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur. Kanun maddeleri: Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 252, İcra ve İflas Kanunu madde 79.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı Kerim Sümer arasındaki genel kredi sözleşmesinde davalının kefil olduğunu, cari hesap, kredili mevduat hesabı ve iade edilmeyen çek yaprağı için borçlulara ihtarname gönderildiği ve borcun ödenmemesi üzerine davalı ve diğer borçlular hakkında yapılan icra takibinin davalının itirazı ile durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin sadece taşıt kredisi sözleşmesi kefili olduğunu, takip konusu borçtan sorumlu tutulamayacağını bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre, davacı banka ile dava dışı Kerim Sümer arasında 10.03.2010, 12.03.2010, 17.01.2011 ve en son olarak 14.06.2011 tarihli genel kredi sözleşmeleri imzalanıp davalının sadece 12.03.2010 tarihli sözleşmede kefil olarak yer aldığı, bu sözleşmeden sonra başka bir kefilin yer aldığı ve daha yüksek limitli iki ayrı kredi sözleşmesi daha imzalanmasının, davalının yer aldığı sözleşmenin tarafların iradesi ile ortadan kaldırıldığı anlamına geldiği ve takip konusu kredinin de hangi sözleşme kapsamında kullanıldığı ayrımının yapılamamış olması nedeniyle davalı kefilin imzaladığı sözleşmeden dolayı sorumluluğu bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davalı O.. K.. 12.03.2010 tarihli sözleşmenin kefili olup, diğer sözleşmelerde imzası bulunmamaktadır. Ancak banka alacağının, kredi borçlusu ile düzenlenen 4 adet sözleşmeden hangisinden doğduğu alınan bilirkişi raporu içeriğinden anlaşılamamaktadır. Bu durumda mahkemece oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyeti ile banka kayıtları üzerinde yapılacak inceleme ile özellikle kredi alacağının hangi sözleşmeden doğduğunun saptanması şayet davalının imzasını taşıyan ya da daha eski tarihli sözleşmelerden doğduğu belirlenirse kefalet sorumluluğunun devam ettiği gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin harçların istek halinde iadesine, 11.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.