23. Hukuk Dairesi 2012/1081 E. , 2012/2187 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili kooperatifin üyesi olan davalının gecikme faizi borcu olması nedeniyle davalı aleyhine girişilen icra takibine haksız şekilde itiraz ettiğini, kooperatifin genel uygulamasının yapılan ödemelerin öncelikle ana para borcuna sayılması doğrultusunda olduğunu, davalının ana para ödemelerini müvekkilinin banka hesabına yatırdığını, davalıya her hangi bir makbuzun verilmediğini ileri sürerek, davalının vaki itirazının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını, BK’nun 88. maddesine göre ana para ödemeleri için makbuz verildiğinde ana paraya bağlı borçların da sona ereceğinden müvekkilinin gecikme faizi borcu bulunmadığını savunarak, davanın reddine ve kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının genel uygulamasının yapılan ödemelerin öncelikle ana para borcuna sayılması doğrultusunda olduğu ve davacının takibi kötüniyetle yaptığı ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 5.486,39 TL üzerinden takibin devamına ve davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Dava, gecikme faizlerinin tahsili için başlatılmış icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile reddedilen miktar üzerinden davalı lehine 550,00 TL maktu vekalet ücreti verilmesine karar verilmiştir. Davacı vekili de karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 2011 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin ilgili kısmının yürütmesinin durdurulmuş olması nedeniyle vekalet ücretinin maktu olarak değil % 12 oranı üzerinden nispi olarak takdir edilmesi gerektiğini belirterek hükmün bu kısmını temyiz etmiştir.
Mahkemece, davalı lehine takdir edilmiş vekalet ücretinin karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin “Tarifelerin Üçüncü Kısmına Göre Ücret” başlıklı 12. maddesinin “ Belirlenen bu ücret Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne
göre tespit edilen ücretten az olamaz. ” şeklindeki son cümlesinin Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 30.06.2011 tarih ve 2011/321 sayılı kararı ile yürütmesinin durdurulmasına karar verildiğinden, reddolunan kısım üzerinden davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiş ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılamaya gereksinim göstermediğinden, HUMK.nun 438/7 nci maddesi uyarınca hükmün, aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın (HÜKÜM) bölümünün 5. bendindeki “550,00TL maktu”ibaresinin hükümden çıkartılmasına, bunun yerine “48,00 TL nispi” ibaresinin eklenmesine ve hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, peşin harcın istek halinde davacıya iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.