Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2018/1009
Karar No: 2021/1201
Karar Tarihi: 12.10.2021

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2018/1009 Esas 2021/1201 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2018/1009 E.  ,  2021/1201 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    1. Taraflar arasındaki “işçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Ankara 16. İş Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonunda bozulmuş, mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işveren nezdinde 21.05.1988 tarihinden iş sözleşmesinin feshedildiği 14.10.2011 tarihine kadar çalıştığını, Ankara 10. İş Mahkemesinin 25.12.2002 tarihli ve 2001/1416 E., 2002/2053 K. sayılı kararı ile müvekkilinin 21.05.1988 tarihinden itibaren davalı işveren işçisi olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin 05.06.2012 tarihinde davalıya başvurarak dava konusu alacakların ödenmesini talep ettiğini ancak ödeme yapılmadığını ileri sürerek bakiye kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin, ücret, ilave tediye, kıdeme teşvik primi ve ikramiye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabı:
    5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; 21.05.1988-15.04.1995 tarihleri arasında ...Ticaret Limited Şirketi nezdinde çalışan davacının kıdem ve ihbar tazminatlarının ödendiğinden müvekkili tarafından bu çalışma dönemi bakımından ayrıca kıdem tazminatı ödemesi yapılmadığını, ancak 26.04.1995-31.01.2002 ve 11.02.2002-14.10.2011 tarihlerinde ...Ticaret Limited Şirketi ve müvekkili nezdinde geçen çalışma dönemi bakımından tazminatların ödendiğini, dolayısıyla davacının iddiasının aksine ...Ticaret Limited Şirketinde geçen çalışmanın yok sayılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkeme Kararı:
    6. Ankara 16. İş Mahkemesinin 08.05.2014 tarihli ve 2012/579 E., 2014/684 K. sayılı kararı ile; davacının davalıya ait işyerinde 21.05.1988-15.04.1995, 26.04.1995-31.01.2002 ve 11.02.2002-14.10.2011 tarihleri arasında 23 yıl 5 ay 2 gün çalıştığı, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından kıdem ve ihbar tazminatları ödenmek suretiyle feshedildiği, hesaplanan kıdem tazminatından ödenen miktarın mahsup edildiği, Ankara 10. İş Mahkemesinin 25.12.2002 tarihli ve 2001/1416 E., 2002/2053 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere 27.11.1999 tarihinde davacının sendika üyeliğinin çalıştığı ...Ticaret Limited Şirketine bildirildiği, bu şirket ile davalı arasındaki ilişkinin muvazaa dayandığı karara bağlandığından bahsi geçen bildirimin davalı işverene yapıldığının kabulü gerektiği, davacının 218 günlük yıllık izin ücretine hak kazandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Özel Daire Bozma Kararı:
    7. Ankara 16. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    8. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 08.12.2015 tarihli ve 2014/19687 E., 2015/33954 K. sayılı kararı ile; davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra “…2-Davacının kıdem tazminatı alacağı olup olmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
    Dosya kapsamından, davacının, 26.04.1995-31.01.2002 tarihleri arasında dava dışı ...Tic. Ltd. Şti.nde, 11.02.2002-14.10.2011 tarihleri arasında davalı iş yerinde çalıştığı, 21.05.1988-15.04.1995 tarihleri arasında ...Tic. Ltd. Şti."nde geçen çalışmaları karşılığı kıdem ve ihbar tazminatının ödendiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafından daha önce açılan Ankara 10. İş Mahkemesinin 2001/1416 esas sayılı davasında verilen kararda davacının davalı işçisi olduğunun belirlenmiştir. Buna göre kıdem ve ihbar tazminatı ödenerek tasfiye edilen dönem dışlandığında davacının davalı işyerinde geçen kıdem tazminatına esas çalışma süresi 16 yıl 188 gündür. Buna göre davacıya iş akdinin sonlanmasında kıdem tazminatı ödenmiş olmakla davacının bakiye kıdem tazminatı alacağının olmadığı, 27.01.2014 tarihli bilirkişi ek raporunda usulüne uygun olarak hesaplama yapıldığı, ayrıca dairemizin emsal nitelikteki 2014/18351 esas sayılı dosyasında da kabulün bu yönde olduğu anlaşılmakla, mahkemece ek rapor uyarınca kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    3-Davacı işçinin sendika üyeliğinin işverene bildirildiği tarih taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
    Dosya kapsamından, davacı işçinin 1999 yılında sendikaya üye olduğu belli ise de davalı işveren bu hususun kendisine 2002 yılında bildirildiğini savunmaktadır. Yerel mahkeme ise başka bir mahkeme kararında geçen bir ilama dayanarak bildirim tarihini 1999 yılı olarak kabul etmiştir. Söz konusu ilamda maddi hata olabileceği gibi kararın kesinleşip kesinleşmediği belirli olmadığından bu husus davacı işçi ile işverene yeniden sorularak, bu dosya kapsamında ibraz edilen belgelere göre bu uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
    4-Taraflar arasında davacının ödenmeyen ne kadar yıllık izin ücreti alacağı olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Somut olayda, yukarıda açıklandığı üzere, davacının ilk dönem için yıllık izin ücreti zamanaşımına uğramıştır. Mahkemece geriye kalan dönem için yıllık izin ücreti hesaplanmalıdır. Dosya kapsamındaki 27.01.2014 tarihli bilirkişi ek raporunda, usulüne uygun olarak hesaplama yapılmıştır. Ancak yıllık izin ücretinin 75 gün üzerinden hesaplanması gerekirken 90 gün üzerinden hesaplanması hatalı olmuştur. Mahkemece bu husus da göz önüne alınarak yıllık izin ücreti alacağının ek rapor uyarınca hüküm altına alınması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Direnme Kararı :
    9. Ankara 16. İş Mahkemesinin 03.05.2018 tarihli ve 2016/73 E., 2018/209 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçeye ilaveten Ankara 10. İş Mahkemesinin 2001/1416 E. sayılı dosyasının incelenmek üzere istenildiği ancak imha edilmesi nedeniyle temin edilemediği, davacı tarafından onaylı örnekleri sunulan belgelerden Ankara 10. İş Mahkemesinin 16.04.2001 tarihli ve 2000/371 E., 2001/191 K. sayılı kararının işçinin sendikaya üye olduğu tarih ile bu üyeliğin davalı işverene bildirildiği tarihin kuşkuya yer vermeyecek şekilde özenle tespit edilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulduğu, aynı mahkeme tarafından 25.12.2002 tarihli ve 2001/1416 E., 2002/2053 K. sayılı karar ile bozmaya uyulduktan sonra sendika üyeliğinin işverene bildirildiği tarihin 27.11.1999 olarak benimsenip yeni bir karar verildiği, bu kararın da usulî kazanılmış hak ilkesinin gözetilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulduğu, mahkemece bozmaya uyulmak suretiyle 29.09.2003 tarihli ve 2003/779 E., 2003/907 K. sayılı karar ile yeni bir karar verildiğinin anlaşılmasına göre davacının sendika üyeliğinin bildirim tarihinin belirlenmesinde bu dosyanın esas alınması gerektiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    10. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    11. Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda,
    1- Kıdem tazminatına esas çalışma süresinin belirlenmesinde, 21.05.1988-15.04.1995 çalışma döneminin kıdem ve ihbar tazminatları ödenerek tasfiye edilen dönem kabul edilerek dışlanmasının dosya kapsamına uygun olup olmadığı; buna göre davacının kıdem tazminatına esas çalışma süresinin 16 yıl 188 gün mü yoksa 23 yıl 5 ay 2 gün mü olduğu, buradan varılacak sonuca göre davacının fark kıdem tazminatına hak kazanıp kazanamadığı,
    2- Davacının sendika üyeliğinin işverene bildirildiği tarihin taraflara yeniden sorularak, bu kapsamda ibraz edilen belgelere göre mi belirlenmesi gerektiği yoksa başka bir mahkeme kararında belirtilen tarih esas alınmak suretiyle bildirim tarihinin 27.11.1999 olarak mı kabul edilmesi gerektiği,
    3- Davacının yıllık izin ücreti alacağının 218 gün üzerinden mi yoksa 75 gün üzerinden mi hesaplanarak hüküm altına alınmasının dosya kapsamına uygun olduğu noktalarında toplanmaktadır.

    III. ÖN SORUN
    12. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasına girilmeden önce direnme adı altında verilen kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılmıştır.

    IV. GEREKÇE
    13. Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.
    14. Mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukukî olguyu değiştirerek karar vermiş olması hâlinde direnme kararının varlığından söz edilemez.
    15. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarına göre; mahkemece direnme kararı verilse dahi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni hüküm olarak kabul edilir.
    16. Somut olayda, mahkemece bozma sonrası yapılan yargılama sırasında Ankara 10. İş Mahkemesinin 2001/1416 Esas sayılı dosyasının imha edildiğinden temin edememesi nedeniyle davacı tarafından sunulan bu dosyaya ilişkin mahkeme ve bozma kararları dikkate alınmak suretiyle verilen direnme kararında, Ankara 10. İş Mahkemesinin 16.04.2001 tarihli ve 2000/371 E., 2001/191 K. sayılı kararının davacının sendikaya üye olduğu tarih ile bu üyeliğin davalı işverene bildirildiği tarihin kuşkuya yer vermeyecek şekilde özenle tespit edilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulduğu, aynı mahkeme tarafından 25.12.2002 tarihli ve 2001/1416 E., 2002/2053 K. sayılı karar ile bozmaya uyulduktan sonra sendika üyeliğinin işverene bildirildiği tarihin 27.11.1999 olarak benimsenip yeni bir karar verildiği, bu kararın da usulî kazanılmış hak ilkesinin gözetilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulduğu, mahkemece bozmaya uyulmak suretiyle 29.09.2003 tarihli ve 2003/779 E., 2003/907 K. sayılı karar ile yeni bir karar verildiğinin anlaşılmasına göre davacının sendika üyeliğinin bildirim tarihinin belirlenmesinde bu dosyanın esas alınması gerektiği gerekçesine yer verilmiştir.
    17. Açıklanan bu maddi ve hukukî olgulara göre, mahkemece önceki kararda direnildiği belirtilmiş ise de; esasen gerekçeleri de açıklanmak suretiyle bozma sonrası dosya arasına alınan Ankara 10. İş Mahkemesinin 2001/1416 Esas sayılı dosya içeriğindeki mahkeme ve bozma kararları incelenip davacının sendika üyeliğinin işverene bildirim tarihinin 27.11.1999 olduğu yönünde değerlendirme yapılmak suretiyle bozma kararında belirtilen hususlar yerine getirilmiştir.
    18. Nitekim, sendika üyeliğinin işverene bildirim tarihinin açıklığa kavuşturulması, mahkeme ve Özel Daire arasındaki diğer uyuşmazlık konuları olan davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanamayacağı ve yıllık izin ücreti alacağının miktarının hesaplanması hususlarını da etkileyeceği açıktır.
    19. Şu hâlde, verilen direnme kararının gerçekte bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni hüküm niteliğinde olduğu açıktır.
    20. Hâl böyle olunca verilen bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
    21. Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

    V. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Davalı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
    Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12.10.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi