11. Hukuk Dairesi 2013/8214 E. , 2013/23463 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 51. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 20/12/2012 tarih ve 2009/51-2012/268 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından Nakliyat Emtia Sigorta Poliçesi ile sigortalanan banyo jakuzi emtiasının ABD"den Türkiye"ye nakliyesinin davalılar tarafından üstlenildiğini, söz konusu emtianın taşıma sırasında hasarlandığını, 2.397,00 Amerikan Doları hasar bedelinin müvekkili tarafından tazmin edildiğini, davalının meydana gelen hasardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, 2.397,00 Amerikan Dolarının ödeme yapılan 06.10.2008 tarihinden itibaren işleyecek bankaların bir yıl vadeli döviz hesabına uyguladıkları en yüksek döviz faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin ilgili malların Amerika"dan İstanbul"a gelmesi için Ünimar Uluslararası Nak. ve Dış Tic. Ltd. Şti. ile anlaştığını, dava konusu malların hasarlı olarak teslim edildiğine dair tutulan tutanak ile ilgili müvekkilinin bilgilendirilmediğini, müvekkilinin herhangi bir kusur ve ihmalinin bulunmadığını, gerekli bildirimlerin yükümlülerince yerine getirilmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taşımaya esas konişmentoda emtianın hasarlı olduğuna dair herhangi bir kaydın yer almaması sebebiyle TTK 1110.madde gereğince yükün taşıyan tarafından yükleme limanında konteyner içinde hasarsız ve iyi durumda teslim alındığına dair karine teşkil eder ise de, TTK 1066/1.fıkraya uygun şekilde hasar ihbarında bulunulmaması karşısında TTK 1066/son fıkra gereğince yükün konişmentoda yazılı şekilde teslim edildiği, yükte hasarın taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten ileri geldiği yönünde taşıyan lehine karine doğduğu, ancak TTK 1066/son fıkra son cümle gereğince bu karinenin aksinin yani hasarın taşıyanın yada fiillerinden sorumlu bulunduğu kişilerin kusuru sonucu meydana geldiğinin ispat olunabileceği, ispat yükünün davacı tarafa ait olduğu, emtianın taşıyanın muhafazası altında iken ve taşıyanın ya da fiillerinden sorumlu olduğu kişilerin ticari kusurundan doğduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, nakliyat emtia sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminatının rücuen tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1065 ve 1066 ncı maddelerinde yükün muayenesi ve zararının ihbarı düzenlenmiştir. Kısmi ziya veya hasar halinde gönderilen, en geç yükün navlun sözleşmesi veya konişmento gereğince onu teslim almak hakkını haiz şahsa teslimi sırasında taşıyan veya boşaltma limanındaki bir temsilcisine yazılı olarak hasarı bildirmek zorundadır. Konuyla ilgili TTK’nun 1066.maddesinin son fıkrasında zamanında yapılmış bir ihbar veya tespitin olmaması hali taşıyanın malları konişmentoda yazılı olan halde teslim ettiği, şayet mallarda bir ziya veya hasar belirlenirse bu zararın taşıyanın sorumlu olmayacağı bir sebepten ileri geldiği şeklinde yorumlanmış, ancak bu karinelerin aksinin ispat olunabileceği de belirtilmiştir. Bu yasal düzenlemeden ziya veya hasarın ihbar edilmemesi veya tespit ettirilmemiş olmasının dava hakkını düşürmediği, ancak taşıyan lehine bir karine doğurduğu, bunun aksinin de ispat olunabileceği anlaşılmaktadır.
Somut olaya gelince, üst taşıyıcı olan davalı tarafından, Ünsped..A.Ş"ye hitaben yazılan 16.07.2008 tarihli yazıda alıcının malları hasarlı olduğundan bahisle almadığı ve halen malın Mahmutbey UPS deposunda bekletildiği belirtilmektedir. Bu itibarla, hasarın henüz malların alıcısına teslim edilmeden meydana geldiği ve TTK."nun 1066/son maddesindeki karinenin aksinin kanıtlandığı kabul edilerek, sonucuna göre karar vermek gerekirken, yerinde görülmeyen yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 23.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.