Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2016/3767 Esas 2018/7458 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi

Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafi tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın bir şekilde ele geçirmiş olduğu suça konu 27.500 TL bedelli çeki aralarında tavuk alım satımı konusunda ticari ilişki bulunan katılan ...’in yetkilisi olduğu ... Tavukçuluk isimli firmaya satın almış olduğu tavuklar karşılığında verdiği, daha sonra çekin bankaya ibrazında daha önceden ödenmiş olup sahte olduğunun belirtildiği, bu şekilde sanığın nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddia olunan olayda;
Sanığın savunmasında suça konu çeki aralarında cari hesap ilişkisi bulunan ... tarafından verildiğini daha sonra çeki eşi olan tanık ... tarafından borcuna karşılık katılana ciro yoluyla verdiğini, katılana borçlarının olmadığını beyan etmiş olması, katılan ...’in beyanında sanığa ait iş yeri ile aralarında ticari ilişki olduğunu, çek alışverişi olduğunu, sanığın şahsi çeklerin de bulunduğunu ayrıca katılan vekili tarafından 31/10/2016 tarihli dilekçede alacağının ödendiğini beyan etmiş olması, yine sanığın suça konu çeki verdiği iddia ettiği ...’nun öldüğünün tespit edilmiş olduğu ancak bu kişi yönünden inceleme yapılmamış olması karşısında gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkartılması açısından, sanığın suça konu çeki aldığını belirttiği ve açık kimlik bilgileri tespit edilen ölen ..."nun resmi kurumlardan imza ve yazı örnekleri toplandıktan sonra çekteki yazı ve imzaların bu şahsa, sanığa ve eşi ..."e ait olup olmadığı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan, temyiz dilekçesine ekli olarak sunulan karara göre ... 6. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2013/199 Esas, 2014/17 Karar sayılı dava dosyası celp edilip incelenerek her iki dosyada yargılamaya konu çeklerin aynı anda verilip verilmediği üzerinde durulup, katılan şirket yetkilisi ... yeniden dinlenerek, bu husus ile sanığın ödeme savunması ve çekin önceden doğan borca karşılık verilip verilmediğinin tespit edilerek önceden doğan borç nedeniyle verilmiş olması durumunda dolandırıcılık suçunun hile unsurunun gerçekleşmeyeceği gözetilmesi, yine sanığın katılan ile çekle alış veriş yapmış olması nedeniyle bu çeklerin ödenip ödenmediği de tespit edilerek sanığın suç kastıyla hareket edip etmediğinin değerlendirilmesi ile toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 31/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.