11. Hukuk Dairesi 2013/15792 E. , 2013/23458 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(TİCARET MAHEKMESİ SIFATIYLA)
Taraflar arasında görülen davada Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17.07.2012 tarih ve 2011/390-2012/344 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 01/07/2007 tarihine kadar hissedarı olduğu davalı şirkete ait hastanede uzman doktor olarak çalıştığını, 01/01/2006 tarihinden itibaren hak edişlerinin ödenmediğini, alacağın tahsili için Yalova İcra Müdürlüğü"nün 2007/4058 esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı şirketin borca itiraz ederek takibi durdurduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkili şirketin geçmişteki yönetim kurulu başkanı ve murahhas azası olduğunu, davacının 03/03/2007 tarihinde şirkette meydana gelen yönetim değişikliği neticesinde yönetim kurulu üyeliği son bulana dek şirket hastanesinde hekimlik yaptığını, davacının şirketten çektiği paralara nazaran alacaklı değil borçlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının sonradan şirketteki müdürlük sıfatının sona erdiği, ancak ortaklık payının sembolik olmadığı, ortaklığın kararlarını etkileyecek paya sahip olup, müdürlüğün sona ermesi ile ortağın işçi statüsünü kazandığını kabul etme olanağının bulunmadığı, ayrıca taraflar arasındaki sözleşmenin davacının ortak müdür olduğu dönemde imzalanmış olduğu, müdürlük döneminde genel kurallara göre yapılan değerlendirmede müdürlüğü sona erdikten sonra iş yasası kapsamına göre davacının işçi olmaması nedeni ile iş yasası kapsamında söz konusu dönemler arasındaki çalışmasına karşı ödenmediğini iddia ettiği hak edişlerle ilgili olarak davalı şirket hakkında icra takibi yapmasının yasaya ve usule aykırı olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, şirket ortağı ve müdürü olan davacının şirketle yaptığı hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenmiş 01.10.2005 tarihli Tıbbi Hizmet Sözleşmesi ile davacı davalı şirkete ücret karşılığında hekimlik hizmeti vermeyi kabul etmiştir. Davacının sözleşmenin imzalandığı ve ifa edildiği sırada şirket ortağı ve müdürü olması, bu hizmet sözleşmesinden kaynaklanan haklarını talep etmesine engel teşkil etmez. Bu durumda tarafların iddia ve savunmaları nazara alınarak davacının taleplerinin değerlendirilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 23.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.