20. Hukuk Dairesi 2016/12322 E. , 2016/11767 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada ... 13. Asliye Hukuk ve ... 13. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, bağışlamadan rücu istemine ilişkindir.
... 13. Asliye Hukuk Mahkemesince uyuşmazlığın ticari dava niteliğinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
... 13. Asliye Ticaret Mahkemesince ise yapılan hisse devir sözleşmesinin gerçekte bağış mahiyetinde olup, istemin TBK"nın 285, 291 ve 295. maddeleri uyarınca bağışlamadan rücuya yönelik olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir.
Bağışlama, bağışlayanın bir karşılık (ivaz) almaksızın bağışlananın malvarlığında bir artış sağlamak amacıyla malvarlığından belirli değerleri ona vermeyi üstlenmesi (taahhüt) ya da vermesi yoluyla bu iki kişi arasında yapılan sözleşmedir. Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi bağışlama, hukukî işlemlerin bir çeşidi olan sözleşme mahiyetindedir. Bu sözleşmede, yalnızca bağışlayan bağışlanana belirli bir değeri verdiğinden ya da vermeyi üstlendiğinden ve bağışlanan karşılık bir değer vermeyi üstlenmediğinden, bu tek tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Tek tarafa borç yükleyen bu sözleşme, kendisine değer kazandıran kişiyi (bağışlananı) teberru yoluyla zenginleştirme amacını gütmektedir.
Bağışlananın, bağışlayana veya yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemesi, bağışlayana veya onun ailesinden bir kimseye karşı kanundan doğan yükümlülüklerine önemli ölçüde aykırı davranması veya yüklemeli bağışlamada haklı bir sebep olmaksızın yüklemeyi yerine getirmemesi durumlarında bağışlayan, elden bağışlamayı veya yerine getirdiği bağışlama sözünü geri alabilir ve bağışlananın istem tarihindeki zenginleşmesi ölçüsünde, bağışlama konusunun geri verilmesini isteyebilir (TBK madde 295).
Somut olayda; davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili ..."in ... Ltd. Şti."nin eşiyle birlikte sahibiyken 17/07/2012 tarihinde 300 hisseyi reel değerinin çok altında damadı davalı ..."a devrettiğini, davacının kızı .... ile davalının 2001 yılında evlendiklerini, ancak evliliklerinde süre gelen ciddi sorunlar nedeniyle, davacının kızının davalı hakkında aile mahkemesinden defalarca tedbir kararı aldırmak zorunda kaldığını, davacının kızının aile birliği içerisinde mevcut sorunların aşılması, torunlarının huzurlu bir ortamda büyümelerini sağlama yönünde attığı diğer adımların yanında davaya konu şirket hisse bağışı yer aldığını, davacının, reel değeri milyonlarla ifade edilen şirketin çoğunluk hissesine kızının evliliğinin huzurlu bir şekilde yürümesini temin etmek maksadıyla davalı ..."a ivazsız olarak devrettiğini, 17/07/2012 tarihinde hisse devir sözleşmesinde devir bedeli olarak belirtilen 7.500,00.-TL"nin hisselerin gerçek değeri ile karşılaştırıldığında geçerli bir ivaz olarak değerlendirilemeyeceğini, hukuken bağışlama olduğunu, TBK"nın 291. maddesi yüklemeli bağışlamayı 295. maddenin ise bağışlamanın geri alınmasını düzenlediğini, davacının, davalı ile kızı arasındaki aile birliğinin sorunsuz yürümesini temin etmek amacıyla ve davalı damadının talebi üzerine yapmış olduğu hisse
bağışının yüklemeli bir bağış olduğunu, bağışlanan davalının üstlendiği birincil yükümlülüğünün davacının kızı ile olan evlilik birliğini sağlıklı ve huzurlu bir ortamda sürdürmek, ikincil ediminin ise hisse devrinin yapıldığı tarihte imzalanan adi yazılı sözleşme uyarınca davacıya aylık bir bedel ödemek olduğunu, davalının her iki yükümü de yerine getirmediğini, davalı ..."ın eşine yönelik hakaret, tehdit ve cebir uygulamasından doğan şiddetli geçimsizlik nedeniyle 2015 yılında açılan boşanma davasının devam ettiğini, TBK"nın 295. maddesinde belirtilen hallerden birinin varlığı halinde bağışlamadan rücunun mümkün olduğunu, belirterek yapılan bağışlama işleminin iptali ile bağışlama konusu hisselerin müvekkili davacıya iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlığa konu bağışlamadan rücu istemi Borçlar Kanunundan kaynaklandığından davanın genel görevli asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK"nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; ... 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 06/12/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.