(Kapatılan)15. Ceza Dairesi 2017/37345 E. , 2021/7255 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan; TCK’nın 158/1-f, 52/2-4, 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet,
Resmi belgede sahtecilik suçundan; 204/1, 53.
maddeleri uyarınca mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık ..."ın, Muhtar ... aracılığıyla tanıştığı ... Ltd. Şti"nin yetkilisi olan katılan ..."dan 11 adet soğutucu ile 70 adet su sebili satın aldığı ve karşılığında da Halkbank Anafartalar şubesine ait 25/06/2006 keşide tarihli 4.615 TL bedelli, 6612050 nolu çek; 10/07/2006 keşide tarihli 10.000 TL bedelli 6612051 nolu çek; 30/07/2006 keşide tarihli 10.000 TL bedelli 6612052 nolu çek, 20/07/2006 keşide tarihli 5.880 TL bedelli 6612053 nolu keşidecisi ... Gıda şirketi olan toplam 4 adet çeki verdiği, çeklere şirket yetkilisi Abdurrahman Işıldak adına vekaletinin bulunduğunu belirterek imza attığı, çeklerin bankaya ibrazında karşılıklarının bulunmadığı, bu şekilde sanığın banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle üzerine atılı nitelikli dolandırıcılık ile resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediği, iddia olunan somut olayda;
1) Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine ilişkin yapılan incelemede;
Sanığa yüklenen “resmi belgede sahtecilik” suçunun, 5237 sayılı TCK’nın 204/1 maddesinde belirtilen cezasının miktarı ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu aynı Kanunun 66/1-e ve 67/4 maddelerinde öngörülen 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımının suç tarihi olan 05/05/2006 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanık hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçundan açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e, 67/4 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
2) Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin yapılan temyiz incelemesinde;
Sanık savunması, katılan beyanı, tanıklar beyanı, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; sanık ...’ın ... Ltd. Şti. ile irtibatı olduğu, söz konusu şirkete ait çekleri bir şekilde ele geçirerek taklit imza atmak ya da başkasına sahte olarak imzalatmak suretiyle keşide ettiği, bilahare katılan ..."nın sahibi bulunduğu şirketten aldığı su sebili ve soğutucuların karşılığında teslim ettiği, bu şekilde banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediği, sanığın aşamalardaki birbirleriyle ve kendi içinde çelişen savunmalarında; yüklenen suçlamaları reddetmiş ise de, bozma sonrası dinlenilen tanık anlatımları, bilirkişi incelemesi ve katılanın samimi anlatımı ile sanığın aşamalardaki çekteki imzaları kendisinin atıp atmadığına ilişkin tereddüt içeren savunmaları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, inkara yönelik savunmasının kendisini suçtan kurtarmaya yönelik olduğu kanaatine varıldığından itibar edilmeyerek, sanığın üzerine atılı nitelikli dolandırıclık eyleminin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş, Anayasa Mahkemesinin TCK"nın 53. maddesine ilişkin olup, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Bozmaya uylarak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin; sanığın suçunun sabit olmadığına, zamanaşımı süresinin dolduğuna, şüphenin sanık lehine yorumlanması gerektiğine ilişkin ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazının reddiyle hükmün ONANMASINA, 22.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.