Esas No: 2015/1004
Karar No: 2018/154
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2015/1004 Esas 2018/154 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza
Nitelikli yağma suçundan sanık ..."in TCK"nun 149/1-a-c, 62 ve 53. maddeleri gereğince 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin Boyabat Ağır Ceza Mahkemesince verilen 21.11.2013 gün ve 29-99 sayılı hükmün, sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 08.07.2015 gün ve 665-42418 sayı ile;
"...Sanığın eylemi birden çok kişiyle birlikte işlediğine dair yeterli delil bulunmadığı halde, hakkında 5237 sayılı TCK"nın 149/1. maddesinin (c) bendi ile uygulama yapılması ve eylemin "iş yerinde" işlendiği gözetilmeyerek, aynı Yasa"nın (d) bendinin uygulanmaması kanuna aykırı ise de, bu husus gösterilen teşdit gerekçesi ve birden çok bent ihlali karşısında sonuç cezaya etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır." eleştirisiyle onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 09.09.2015 gün ve 55606 sayı ile;
"...Müşteki İbrahim"in maddi sıkıntı çekmesi sebebiyle sanık ..."den 5.000 Lira borç aldığı, borcun ödenmemesi üzerine sanığın suç konusu senedi müştekiden zorla aldığı, kaldı ki müştekinin karşılığı bulunmayan söz konusu senedi, gerçek sahibine çeşitli bahanelerle iade etmeyip üzerinde taşıdığı, yine müştekinin suç konusu senedin zorla alınmasından sekiz ay gibi bir süre sonra sanıktan şikâyetçi olduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen sebepler ile sanığın 5.000 Liralık alacağı nedeniyle yargılamaya konu eylemi gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında, sanığın yağma suçundan değil, TCK"nun 150. maddesindeki yollama ile anılan Kanunun 106/2-a maddesinde düzenlenen silahla tehdit suçundan cezalandırılması gerektiği...." görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK"nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 6. Ceza Dairesince 09.10.2015 gün ve 5443-43512 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığa gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Dairece sanık ... hakkında 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü onanmak suretiyle kesinleşmiş, sanık ... hakkında nitelikli yağma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün bozulmasına karar verilmiş olup, itirazın kapsamına göre inceleme sanık ... hakkında nitelikli yağma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı yağma eyleminin 5237 sayılı TCK’nun 150/1. maddesi kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
2012 yılının Şubat ayı içerisinde katılan ..."ün satın aldığı iki adet araç karşılığında mağdur ..."a, 21.02.2012 keşide, 01.06.2012 ödeme tarihli, 15.000 Lira bedelli, yalnızca keşideciye ve miktara ilişkin bölümleri doldurulan diğer kısımları ise boş bırakılan suç konusu senedi verdiği, katılanın oto sanayide yaptırmış olduğu kontrol neticesinde satın almış olduğu araçların değerinin 15.000 Lira etmeyeceğini öğrenmesi üzerine, söz konusu araçları mağdurun iş yerine götürerek teslim ettiği, ancak mağdurun iş yerinde bulunmaması nedeniyle senedini geri alamadığı, geçen zaman içerisinde mağdurun çeşitli nedenler ileri sürerek suç konusu senedi katılana iade etmediği, işleri nedeniyle maddi sıkıntı yaşayan mağdurun, bir başkası vasıtasıyla tanıştığı sanık ..."den 2012 yılı Mayıs ayı içerisinde 5.000 Lira borç alıp karşılığında ele geçirilemeyen 6.500 Lira bedelli senedi verdiği, mağdurun borcunu ödeyememesi üzerine, 2012 yılı Haziran ayı içerisinde sanığın mağdurun bulunduğu internet kafeye gelip bir süre sohbet ettikten sonra işletmekte olduğu kıraathaneye gitmeyi teklif ettiği, mağdurun bu teklifi kabul etmesi üzerine sanığın kullandığı araç ile kıraathanenin önüne geldikleri, henüz araçta bulundukları sırada sanığın, torpido gözünden aldığı tabancanın şarjöründen çıkardığı bir adet mermiyi mağdura verip “buradaki mermiler yedi, on kişiyi halleder” diyerek tehdit ettiği, ardından araçtan inen sanık ile mağdurun kıraathaneye girdikleri, sanığın mağduru burada da silah ile tehdit edip kendisinden senet istediği, mağdurun cüzdanındaki bir adet boş senedi sanığa vermek için çıkardığı esnada, sanığın, mağdurun cüzdanında bulunan, katılanın verdiği bedelsiz kalan suç konusu 15.000 Lira tutarlı senedi gördüğü ve ardından hem bu senedi hem de ele geçirilemeyen diğer boş senedi mağdurdan zorla aldığı, boş olan senedi de mağdura 8.500 Lira bedelli olarak düzenlettirip imzalattırdığı, sadece keşideciye ve miktara ilişkin bölümleri doldurulmuş olan 15.000 Lira bedelli senedin diğer kısımlarının sanık tarafından doldurulup inceleme dışı sanık ..."a verildiği, inceleme dışı sanığın da suç konusu senedi tahsil edilebilmesi için bir avukata verdiği, hakkında icra takibi başlatılan katılanın, mağdur ile yaptığı görüşme neticesinde senedin sanık tarafından zorla alındığını öğrenmesi ve 26.02.2013 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat edip şikâyetçi olması üzerine başlatılan soruşturma kapsamında beyanına başvurulan mağdurun da sanıktan şikâyetçi olduğu, mahkemeden alınan arama kararı uyarınca 27.02.2013 tarihinde sanığın evinde yapılan aramada, yatak odasındaki dolabın üzerinde bir adet tabancanın ele geçirildiği,
Aslı adli emanette, fotokopisi ise dosya içerisinde bulunan suç konusu senedin incelenmesinde; borçlusunun katılan ..., alacaklısının inceleme dışı sanık ..., keşide tarihinin 21.02.2012, ödeme tarihinin 01.06.2012, bedelinin ise 15.000 Lira olduğu,
Boyabat İcra Müdürlüğünün 2012/1070 sayılı dosyasına göre; inceleme dışı sanığın katılan aleyhine suç konusu 15.000 bedelli senede istinaden icra takibi yaptığı ve 26.09.2012 tarihinde katılanın evinde haciz işlemi uygulandığı,
Samsun Kriminal Polis Laboratuvarı raporuna göre; suç konusu senet muhtevasındaki “01-06-2012”, “İN”, “01 Haziran 2012”, “...”, “Sine”, “m”, “NAKTEN” ve “SİNOP” yazı ve rakamların sanık ..."nin el ürünü olduğu, diğer yazı ve rakamların ise sanık ... ile inceleme dışı sanık ..."in el ürünü olmadıkları,
Anlaşılmaktadır.
Katılan ...; sanık ... ile mağdur ..."i tanıdığını, mağdur ..."den satın almış olduğu iki adet araç karşılığında 15.000 bedelli senedi imzalayarak verdiğini, bu esnada yanında tanıklar Atalay ve Haşim"in de bulunduğunu, sanayide yaptırdığı kontrol sonucu araçların 15.000 Lira etmeyeceğini öğrenmesi üzerine araçları mağdurun iş yerine götürüp bıraktığını, ancak mağdurun iş yerinde bulunmaması nedeniyle senedini alamadığını, mağdurun senedi iade edeceğini söylemesine ve aradan belli bir süre geçmesine karşın senedin kendisine teslim edilmediğini, suç konusu senedi mağdura verdiği tarihten yaklaşık üç dört ay sonra oto sanayisinde bulunduğu sırada yanına gelen sanığın senedi göstererek kendisine ait olup olmadığını sorduğunu, sanığa senedin kendisine ait olduğunu ancak senetten kaynaklanan herhangi bir borcunun bulunmadığını söylediğini, ardından sanığın yanından ayrıldığını, bu olaydan yaklaşık on beş gün sonra inceleme dışı sanık ..."in kendisini telefon ile arayıp suç konusu senetten söz ederek bedelini ödemesini istediğini, adı geçene kimseye bir borcunun olmadığını söyleyip telefonu kapattığını, senedin icraya verildiğini öğrenmesi üzerine mağdur ile görüştüğünü, bu görüşmede senedin mağdurdan zorla alındığını ve sanık ile inceleme dışı sanığın mağduru tehdit ettiklerini öğrendiğini, sanık ile mağdur arasında gerçekleşen olaylara ilişkin görgüye dayalı bir bilgisinin bulunmadığını,
Mağdur ...; 2012 yılının Şubat ayı içerisinde katılan ... ile tanıklar ..., Haşim Özdemir ve Seyfettin Kıcık"ın iş yerine geldiklerini, katılanın araba almak istediğini söylemesi üzerine iki adet aracı, keşideci ve miktar bölümleri dışında diğer kısımları boş bırakılmış 15.000 Lira bedelli senet karşılığında katılana sattığını, senedin katılan tarafından imzalanıp kendisine verildiğini, ancak satış işleminden iki gün sonra iş yerinde bulunmadığı sırada katılanın gelip söz konusu araçları iade ettiğini, katılan ile bir daha bir araya gelemediği için senedi geri veremediğini, maddi sıkıntı içinde olduğu 2012 yılının Mayıs ayı içinde sanık ile tanışıp kendisinden 5.000 Lira borç aldığını, sanığa borcuna karşılık 6.000 Lira bedelli bir senet verdiğini ancak borcunu ödeyemediğini, yaklaşık bir ay sonra internet kafede oturduğu sırada sanık ile tanık ..."nün yanına geldiklerini, bir süre sohbet ettikten sonra sanığın kendisine çalıştırdığı kıraathaneye gitmeyi teklif ettiğini, bu teklifi kabul etmesi üzerine hep birlikte sanığın kullandığı araca binip söz konusu kıraathanenin önüne geldiklerini, henüz araçta bulundukları sırada sanığın aracın torpido gözünden aldığı tabancayı gösterip şarjöründen çıkardığı bir adet mermiyi kendisine verip “buradaki mermiler yedi, on kişiyi halleder” diyerek tehdit ettiğini, tanık Mehmet Fatih"in de “biz bu parayı tahsil edeceğiz” diyerek sanığa destek olduğunu, daha sonra araçtan inip kıraathaneye girdiklerini, sanığın burada da kendisini silah ile tehdit edip senet istemesi üzerine, cüzdanında bulunan bir adet boş senedi sanığa vermek için çıkardığını, bu esnada sanığın katılanın araç alım satımı için verdiği ve cüzdanında taşıdığı suç konusu 15.000 Lira bedelli senedi görüp zorla aldığını, diğer boş senedi de 8.500 Lira bedelli olarak imzalattırdığını, bu olaydan sonra hemen hemen her gün sanığın kendisini telefon ile arayıp borcunu ödemesini istediğini, senetlerin zorla alınmasından yaklaşık bir ay sonra sanığın yanına gelip senetlerin Sinop"ta olduğunu, buraya gitmeleri halinde senetleri vereceğini söylediğini, bunun üzerine birlikte Sinop"a gittiklerini, sanığın burada kendisini inceleme dışı sanık ..."in yanına götürüp adı geçeni mafya olarak tanıttığını, sanık ile inceleme dışı sanığın birlikte kendisini tehdit ettiklerini, sanığın her iki senedi de tahsil edeceğini söylediğini, ardından sanık ile birlikte Boyabat"a geri döndüklerini, bir süre sonra borçları nedeniyle cezaevine girdiğini, cezaevinden çıktıktan sonraki dönemde katılan ile karşılaştıklarını, katılanın suç konusu senedi sorması üzerine senedin sanık tarafından zorla alındığını söylediğini,
Tanık ...; katılanı, mağduru ve sanığı tanıdığını, katılanın mağdurdan satın aldığı araçların karşılığı olarak 15.000 Lira bedelli senedi imzalayıp verdiğini, bu sırada yanlarında tanıklar Haşim ve Seyfettin"in bulunduğunu, ancak daha sonra katılanın aldığı araçları mağdura iade ettiğini, alım satım karşılığında verilen senede ne olduğunu bilmediğini, sanık ile mağdur arasında geçen olaylar hakkında bir bilgisinin bulunmadığını,
Tanık Haşim Özdemir; mağdur ile katılanı tanıdığını, katılanın mağdurdan iki adet araç alıp karşılığında 15.000 Lira bedelli senedi imzalayarak verdiğini, katılan ile birlikte araçları sanayide kontrol ettirip hasarlı olduklarını öğrenmeleri üzerine, mağdurun iş yerine gidip araçları iade ettiklerini, araçlar karşılığında verilen senedin mağdurun yanında olmaması nedeniyle katılanın senedini geri alamadığını, daha sonra senedin icra takibine konu olduğunu öğrendiğini, sanık ile mağdur arasında geçen olaylara dair bir bilgisinin olmadığını,
Tanık Seyfettin Kıcık; mağdur ile birlikte bir süre araç alım satımı yaptıklarını, tarihini tam hatırlayamamakla birlikte 2012 yılının kış aylarında katılan ile tanıklar Atalay ve Haşim"in mağdur ile birlikte işlettikleri iş yerine geldiklerini, katılanın satın almış olduğu iki araca karşılık bir senet imzalayıp mağdura verdiğini, senedin üzerinde neler yazılı olduğunu hatırlamadığını, bir kaç gün sonra katılanın iş yerine gelip araçların senette yazılı olan bedeli etmeyeceğini söyleyerek araçları iade ettiğini, katılanın verdiği senedi istemesi üzerine mağdurun senedin evde olduğunu söylediğini, ardından katılanın iş yerinden ayrıldığını, bir süre sonra mağdur ile olan ortaklığını sonlandırdığını ve Boyabat"tan ayrıldığını, bir yıl sonra geri geldiğinde katılana ait olan senedin icraya konulduğunu öğrendiğini, sanık ile mağdur arasında geçen olaylara dair bir bilgisinin bulunmadığını,
Tanık ...; Boyabat"ta bir avukatlık bürosunda çalıştığını, suç konusu senedin yanında çalıştığı avukat tarafından icra takibine konulduğunu, senedin müvekkilleri olan inceleme dışı sanık ... tarafından getirilip verildiğini, sanık ile mağdur arasındaki olaylar hakkında bir bilgisinin olmadığını, mahkemede ise farklı olarak; mağdurun çalıştığı büroya gelip suç konusu senedin icra takibine konulması için kendisine dosya masrafı ve vekâletname verdiğini,
Tanık Ali Seçkin; Sinop"ta avukatlık yaptığını, sanığı tanıdığını, 2012 yılının yaz aylarında tarihi hatırlamadığı bir gün sabah saatlerinde, sanığın telefon ile kendisini arayıp bir iş görüşmesi için yanına geleceğini söylediğini, öğleden sonra sanık ile birlikte ilk defa gördüğü iki kişinin bürosuna geldiklerini, kısa bir sohbetten sonra sanığın karşısında oturmakta olan şahıstan senedi çıkarmasını istediğini, bu şahsın da cebinden çıkardığı senedi kendisine verdiğini, ardından sanık ve yanındakilerin senedi icraya koymak istediklerini söylediklerini, senedin alacaklısı ile borçlusu hakkında hiçbir şey belirtmediklerini, senedi incelediğinde keşideci ve miktar kısımları hariç diğer bölümlerinin boş olduğunu gördüğünü, bu kısımların doldurulmasını istediğinde sanığın senedi alıp doldurduğunu, icra takibi için gerekli olan masraf konusunda anlaşamadıkları için sanık ve yanındakilerin bürosundan ayrıldıklarını, senedin kime ait olduğunu ve kimin adına icraya konulacağını bilmediğini, sanığın talimatı üzerine senedi cebinden çıkarıp veren kişinin göz yapısı itibarıyla mağdura benzediğini ancak bundan tam emin olmadığını,
İnceleme dışı sanık ... savcılıkta; katılanı tanımadığını, sanık ile mağduru tanıdığını, Sinop"ta kamyon şoförlüğü yaptığını, 2012 yılının Haziran ayında mağdura 15.000 Lira borç verip karşılığında aynı miktardaki suç konusu senedi aldığını, mağdurun borcunu ödememesi üzerine senedi avukata verip icra takibi yapılmasını istediğini, senetteki boş kısımların kendisi tarafından doldurulduğunu, sanık ile mağdur arasındaki borç ilişkisini bilmediğini, hakkındaki suçlamayı kabul etmediğini,
Mahkemede ise farklı olarak; 2012 yılının Haziran ayında sanık ile mağdurun yanına geldiklerini, mağdurun sanık ile birlikte bir araç satın aldıklarını, araç malikinin nakit para isteyip yanlarında bulunan 15.000 Lira bedelli senedi kabul etmediğini, bunun üzerine mağdura en geç üç gün içinde ödenmek şartıyla 15.000 Lira borç verdiğini, üç gün sonra sanık ile mağdurun Sinop"a yanına geldiklerini, mağdurda bulunan 15.000 Lira bedelli senedin icra yoluyla tahsil edilebilmesi için hep birlikte tanık Ali Seçkin"in bürosuna gittiklerini, burada sanığın senedin boş bırakılmış kısımlarını doldurduğunu, tanığın icra takibi için 600 Lira masraf istediğini, ancak mağdurun bu miktarı ödemeyi kabul etmediğini, ardından sanık ile mağdurun Boyabat"a döndüklerini, yaklaşık bir hafta sonra mağdurun tekrar Sinop"a gelerek suç konusu senedi kendisine verdiğini, alacağını tahsil etmek için senedi icraya koyduğunu, sanık ile mağdur arasındaki olaylar ile borç ilişkisi hakkında bir bilgisinin bulunmadığını, çelişki nedeniyle sorulduğunda mahkemedeki savunmasının daha doğru olduğunu,
İfade etmişlerdir.
Sanık ... soruşturma evresinde; katılan ve mağdur ile inceleme dışı sanığı tanıdığını, kıraathane işlettiğini ancak ara sıra araç alım ve satımı ile de uğraştığını, suç konusu senedi kendisinden araç almak istediği sırada mağdurun elinde gördüğünü, mağdura 5.000 Lira borç vermediğini, mağduru silahla tehdit edip senet almadığını, inceleme dışı sanığa senet vermediğini, atılı suçlamayı kabul etmediğini,
Kovuşturma evresinde 02.05.2013 tarihli oturumda; mağdurun yanına gelip inceleme dışı sanığa borcu bulunduğunu ve yardımına ihtiyacı olduğunu söylediğini, bunun üzerine birlikte inceleme dışı sanık ..."in yanına gittiklerini, burada tanık Ali Seçkin"in bürosunda inceleme dışı sanık ile buluştuklarını, mağdurun tanığa, inceleme dışı sanık ..."e olan borcuna karşılık yanında getirdiği 15.000 Lira bedelli senedin, icraya konulmasını istediğini söylediğini, tanığın senedin boş kısımlarının doldurulmasının gerektiğini belirtmesi üzerine, kendisinin senedi alıp doldurduğunu, tanığın icra takibi için 600 Lira masraf istediğini, ancak mağdurun bunu ödemeyi kabul etmediğini, ardından senedi inceleme dışı sanığa bırakıp mağdur ile birlikte Boyabat"a geri döndüklerini, daha sonra inceleme dışı sanığın Boyabat"ta bulunan bir avukat adına vekâletname düzenlettirip suç konusu senede istinaden icra takibi başlattığını, bildiği kadarıyla takibin masraflarının mağdur tarafından karşılandığını, ancak senedin kim tarafından avukata verildiğini bilmediğini, çelişki nedeniyle sorulduğunda; içinde bulunduğu psikolojik durum nedeniyle kollukta ve savcılıkta olayları tam anlatamadığını,
29.05.2013 tarihli oturumda ise; mağdura on beş gün içinde geri ödemesi şartıyla 5.000 Lira borç verdiğini, borcunu süresinde ödemeyen mağdura bu konuda uyarıda bulunması üzerine, mağdurun suç konusu 15.000 Lira bedelli senedi getirip alacağını icra takibi yoluyla tahsil etmesini istediğini, ancak mağdurun bu teklifini kabul etmediğini, mağdurun inceleme dışı sanık ..."e de borcunun bulunduğunu ve inceleme dışı sanığın icra yoluyla senedin bedelini tahsil edebileceğini söylediğini, bunun üzerine birlikte Sinop"a inceleme dışı sanık ..."in yanına gittiklerini, burada mağdurun kendisine ve inceleme dışı sanığa, yanında getirdiği suç konusu senedin inceleme dışı sanık tarafından icraya konulmasını ve bu yolla borçlarını ödemeyi teklif ettiğini, mağdurun bu teklifini kabul etmeleri üzerine hep birlikte tanık Ali Seçkin"in bürosuna gittiklerini, mağdurun tanığa durumu anlatıp senedi kendisine verdiğini, tanığın senedin boş bırakılan kısımlarının doldurulması gerektiğini söylemesi üzerine, kendisinin senedi alıp doldurduğunu, tanık ile mağdurun icra takibinin masrafı konusunda anlaşamaması üzerine hep birlikte bürodan ayrıldıklarını, mağdur ile birlikte Boyabat"a geri döndüklerini, daha sonra mağdurun isteği üzerine inceleme dışı sanığın başka bir avukat adına vekâletname düzenlettirdiğini,
Savunmuştur.
Yağma suçu 5237 sayılı TCK"nun 148 ile 150. maddelerinde düzenlenmiş olup Kanunun 148. maddesinin 1. fıkrasında; "Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştirileceğinden ya da malvarlığı itibariyle büyük bir zarara uğratılacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya alınmasına karşı koymamaya mecbur bırakılması" şeklinde suçun temel hali, 2. fıkrasında senedin yağması, 3. fıkrasında cebir karinesine yer verilmiş, 149. maddesinde nitelikli yağma, 150. maddesinde de kişinin hukuki bir ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla yağma ile yağmada değer azlığı yaptırıma bağlanmıştır.
Kişinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştirileceği ya da malvarlığı bakımından büyük bir zarara uğratılacağından bahisle tehdit edilerek veya cebir kullanılarak, bir malı teslime veya alınmasına karşı koymamaya mecbur bırakılması yağma suçunu oluşturur.
"Daha az cezayı gerektiren hal" başlıklı 150. madde ise; "(1) Kişinin bir hukukî ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla tehdit veya cebir kullanması hâlinde, ancak tehdit veya kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(2) Yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilebilir." şeklinde düzenlenmiş olup madde ile yağma suçunun daha az cezayı gerektiren halleri belirlenmiştir. Maddenin birinci fıkrasına göre, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla tehdit veya cebir kullanılması halinde, tehdit veya kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır. Buna göre bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla tehdit veya cebir kullanılması halinde eylem yağma suçunu oluşturmakta, ancak yaptırım olarak daha az cezayı gerektiren tehdit veya kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanmaktadır.
5237 sayılı TCK"nun 150. maddesinde sözü edilen “hukuki ilişkiye dayanan alacak” kavramı hukuki anlamda bir edimle yükümlü olan borçlunun şahsına karşı alacaklının kullandığı haktır. Alacak hakkı malvarlığına ilişkin, geçici, şahsa bağlı ve nispi bir yararlanma hakkıdır. Alacak hakkı herkese karşı değil sadece borçluya karşı ileri sürülebildiği, sınırlı sayıda ve belirli kişiler arasında söz konusu olduğu için nisbi bir haktır. Borç ilişkisinden doğan haklar sadece borçluya karşı ileri sürülebilir. Bu madde hükmünün uygulanabilmesi için fail ile mağdur arasında alacak hakkı doğuran herhangi bir hukuksal ilişkinin bulunması gereklidir. Bu hukuki ilişkinin, ilgili Kanunda belirtilen şekil şartına uygun olarak kurulmuş olması zorunlu olmayıp hukuk düzenince kabul edilebilir meşru bir ilişki olması yeterlidir. Dolayısıyla TCK"nun 150. maddesi ancak, mağdurun söz konusu hukuki ilişkiye taraf olan borçlu, failin ise alacaklı olması durumunda uygulanabilecektir. (Veli Özber Özek, Yeni Türk Ceza Kanunun Anlamı, Seçkin, Ankara, 2008, C. 2, s.1059-1061)
Bununla birlikte fail tarafından alacağın tahsili amacıyla gerçekleştirilen yağma eyleminin alacak ile orantılı olması gerekmektedir. Alacak miktarından bariz bir şekilde fazla miktarın alınması durumunda artık TCK’nun 150/1. maddesinin uygulanması mümkün değildir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Katılanın mağdurdan suç konusu 15.000 Lira bedelli senet karşılığında iki adet araç satın aldığı, katılanın oto tamircisine yaptırdığı inceleme neticesinde araçların değerlerinin senet bedelinden daha az olduğunu öğrenmesi üzerine her iki aracı almaktan vazgeçip, mağdurun iş yerine götürerek iade ettiği, mağdurun iş yerinde bulunmaması nedeniyle senedini geri alamadığı, geçen zaman içerisinde katılanın senedini istemesine rağmen mağdurun çeşitli bahaneler ileri sürerek senedi iade etmediği, maddi sıkıntı çeken mağdurun 2012 yılı Mayıs ayı içerisinde sanıktan 5.000 Lira borç alıp karşılığında 6.500 Lira bedelli senet verdiği, mağdurun sanığa olan borcunu ödeyememesi üzerine sanık ile mağdurun Haziran ayında buluşup bir süre sohbet ettikten sonra sanığın işlettiği kıraathaneye gitmeyi teklif ettiği, sanık ile mağdurun araçla kıraathane önüne geldikleri, henüz araçta bulundukları sırada sanığın torpido gözünden aldığı tabancanın şarjöründen çıkardığı bir mermiyi mağdura verip “buradaki mermiler yedi, on kişiyi halleder” diyerek tehdit ettiği, ardından sanık ile mağdurun kıraathaneye girdikleri, sanığın mağduru burada da silah ile tehdit edip kendisinden senet istediği, mağdurun cüzdanından boş bir senedi sanığa vermek için çıkardığı esnada, sanığın, mağdurun cüzdanında bulunan, katılanın verdiği suç konusu 15.000 Lira tutarlı senedi görüp hem bu senedi hem de ele geçirilemeyen diğer boş senedi mağdurdan zorla aldığı, boş olan senedi de mağdura 8.500 Lira bedelli olarak imzalattırdığı olayda; mağdurun aşamalarda istikrarlı beyanlarında sanıktan 5.000 Lira borç alıp karşılığında 6.500 Lira bedelli senet verdiğini, ancak borcunu ödeyememesi üzerine sanığın kendisini silahla tehdit edip, cüzdanında bulunan boş senedi alıp 8.500 Lira olarak düzenleyerek imzalattırdığını ve katılanın araç alım satımı nedeniyle verdiği 15.000 Lira bedelli diğer senedi de cüzdanından zorla aldığını beyan etmesi ve sanığın kovuşturma evresindeki anlatımlarında borç olarak verdiği 5.000 Lirayı ödememesi üzerine mağduru uyardığını ifade etmesi birlikte değerlendirildiğinde; sanık ile mağdur arasında hukuk düzenince kabul edilebilir meşru bir ilişki bulunduğunun sabit olduğu, ancak sanığın 5.000 Liralık alacağından miktar itibarıyla bariz şekilde fazla olan ve bu bağlamda alacağı ile orantılı olmayacak şekilde biri 15.000, diğeri ise 8.500 bedelli, toplam 23.500 Liralık iki ayrı senedi yağmaladığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında TCK’nun 150/1. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Özel Daire onama kararı isabetli olup haklı nedene dayanmayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazın REDDİNE,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 10.04.2018 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.