15. Ceza Dairesi 2016/3609 E. , 2018/7418 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın, katılan ve katılanın oğlundan olan borcuna karşılık olarak 5.000 TL bedelli senedin kefil kısmını katılan adına imzalayarak icra takibine koyduğu, bu şekilde sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda,
1-Nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Sanığın, önceden doğan borca karşılık olarak katılan adına sahte imza atarak senet düzenlediği dikkate alınarak, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/03/1998 tarih ve 6/ 8-69 E. K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, önceden doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde, zarar veya borç kandırıcı nitelikte davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun unsurları itibariyle oluşmayacağının anlaşılması karşısında, sanık hakkında 5271 sayılı CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre de;
a-Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
b-Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 28/02/2012 gün ve 2011/1-692 Esas, 2012/60 karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere; 5237 sayılı TCK"nın “Suça Teşebbüs” başlıklı 35. maddesinde; “Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur” hükmü yer almaktadır. Buna göre suça kalkışma, işlenmesi kastolunan bir suçun icrasına elverişli araçlarla başlanmasından sonra, elde olmayan nedenlerle suçun tamamlanamamasıdır. Maddenin açık hükmüne göre, icra hareketlerinin yarıda kalması ya da sonucun meydana gelmemesi failin iradesi dışındaki engel nedenlerden ileri gelmelidir. Bu hukuksal olgular ışığında somut olay incelendiğinde; sanığın, sahte senet düzenleyerek icra takibine koymasına rağmen fiili veya resmi bir haciz işlemi yapılmadan katılanın şikayetçi olduğu ve buna göre icra hareketlerinin yarıda kaldığı dikkate alınarak, eylemin teşebbüs aşamasında kaldığı gözetilmeden, tamamlanmış suçtan hüküm kurularak fazla ceza tayini,
c-Sanık hakkında, suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği hususunda mahkemeye yeterli kanaat geldiği gerekçesiyle, 5237 sayılı TCK"nın 51. maddesine göre cezasının ertelenmesine karar verildiği halde, bu kez, sanığın kişilik özellikleri dikkate alınarak 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmek suretiyle aynı gerekçelerin hem lehe hem aleyhe değerlendirmede esas alınarak çelişki yaratılması, buna göre sabıkası bulunmayan ve zarar bulunmayan nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçu suçunu işleyen sanık hakkında yasal olmayan gerekçelerle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
2-Resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Sanık, katılan ve tanık beyanları ile dosya kapsamına göre, suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık hakkında, suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği hususunda mahkemeye yeterli kanaat geldiği gerekçesiyle, 5237 sayılı TCK"nın 51. maddesine göre cezasının ertelenmesine karar verildiği halde, bu kez, sanığın kişilik özellikleri dikkate alınarak 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmek suretiyle aynı gerekçelerin hem lehe hem aleyhe değerlendirmede esas alınarak çelişki yaratılması, buna göre sabıkası bulunmayan ve zarar suçu olmayan sahtecilik suçunu işleyen sanık hakkında yasal olmayan gerekçelerle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükümlerin BOZULMASINA, 31/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.