14. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/13892 Karar No: 2015/6135
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2014/13892 Esas 2015/6135 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2014/13892 E. , 2015/6135 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul (Kapatılan) 16. Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 04/03/2014 NUMARASI : 2013/426-2014/70
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 01.06.2011 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.03.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Davacı vekili, dosyanın Yargıtay"a gönderilmesinden sonra vermiş olduğu kimliği onaylı 14.10.2014 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirmiştir. Davacı vekilinin dosya içerisinde bulunan vekaletnamesinde davadan feragat etme ve feragati kabul yetkisi bulunduğu anlaşılmıştır. Yine davalı vekili, 14.10.2014 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirmiştir. Davalı vekilinin dosya içerisinde bulunan vekaletnamesinde davadan feragat etme ve feragati kabul yetkisi bulunduğu anlaşılmıştır. Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle davacının paydaşlığın satış suretiyle giderilmesini istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez. Davacı davasından feragat etse bile davalının davaya devam etmek istemesi halinde mahkemece davaya devam edilerek işin esası hakkında karar verilmelidir. Bu nedenle davacının davadan feragat beyanına karşı hazır bulunan davalılardan diyecekleri sorulmalı, davaya devam etmeyi istemeleri halinde yargılamaya devam edilmelidir. 6100 sayılı HMK’nun 307. maddesinde feragatin, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olduğu belirtilmiştir.6100 sayılı HMK’nun “Feragat ve kabulün şekli” başlıklı 309. maddesi hükmüne göre de feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. Yukarıda belirtildiği üzere feragatin kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl edeceği hükme bağlanmıştır. Yine belirtmek gerekir ki feragatin geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı değildir. Etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları da bu yöndedir. (11.4.1940 tarihli ve 70 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.5.1992 tarihli ve 1992/2-250/364 sayılı kararı) Mahkemece bir karar verilip davadan el çekildikten sonra temyiz aşamasında davadan feragat edildiğinden ve bu aşamada dahi feragat hakkında bir karar verilmesi gerektiğinden hükmün, davacının davadan feragati hakkında mahkemesince bir karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 04.06.2015 oybirliği ile karar verildi.