8. Hukuk Dairesi 2018/3156 E. , 2019/3437 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili; davacı ile davalının 255 ada, 1 parselde bulunan 5 bağımsız bölüm numaralı dava konusu dairede ½ oranla paydaş malik olduklarını, tarafların Beyoğlu 1. Aile Mahkemesinin 2006/298 Esas, 2008/63 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını ve 15/02/2010 tarihinde boşanma kararının kesinleştiğini, davalının dava konusu daireyi 30 aydır ikametgah olarak kullandığını ve bedel ödemediğini, dairenin aylık yaklaşık 2.000 TL kira getirebileceğini, davacının payının aylık 1.000 TL olduğunu belirterek, 15/02/2010-15/08/2012 tarihleri arasındaki 30 aylık süre için toplam 30.000 TL ecrimisil bedelinin ödenmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; vekil edeni ve müşterek çocuğun dava konusu daireyi aile konutu olarak kullandıklarını, davacının da bu duruma fiili muvafakati bulunduğunu, taraflar zımnen anlaştıkları için ayrıca tapuya aile konutuna ilişkin şerh verilmesine gerek olmadığını, ecrimisil istenemeyeceğini, ayrıca daire için tapu iptali ve tescil davası açılmış olduğunu, bu davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 15.861,00 TL ecrimisil bedelinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.
Hemen belirtilmelidir ki, dava konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren ya da (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 tarihli ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı kararı).
25.5.1938 tarihli ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay"ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Yukarıdaki ilkeler çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; davalı vekilinin 22.01.2013 havale tarihli cevap dilekçesinde dava konusu taşınmaz ile ilgili tapu iptali ve tescil davası açılmış olduğunun bildirildiği, ancak dosya içeriğinden taraflar arasında ortaklığın giderilmesine yönelik her hangi bir dava bulunup bulunmadığı anlaşılmamaktadır. Eğer varsa ortaklığın giderilmesi dosyasının Mahkemece getirtilip incelenmeli, ortaklığın giderilmesi davasının intifadan men yerine geçeceği değerlendirilmelidir. Eğer dava tarihinden önce ortaklığın giderilmesine yönelik açılmış bir dava mevcut değilse, taraflar arasında intifadan men olgusu gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmesi, ortaklığın giderilmesine yönelik bir davanın mevcut olması durumunda ise intifadan menin başlangıç tarihinin belirlenmesi ve bu tarih esas alınarak dava tarihine kadar geçen dönem için belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekirken Mahkemece yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davalının temyiz temyiz itirazlarının kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 01.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.