Abaküs Yazılım
7. Daire
Esas No: 2016/15
Karar No: 2020/5034
Karar Tarihi: 08.12.2020

Danıştay 7. Daire 2016/15 Esas 2020/5034 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/15
Karar No : 2020/5034

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü) …

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Davacı adına 06/02/2014 tarihinde vefat eden murisin %4,05 hissesinin bulunduğu … Anonim Şirketinden veraseten intikal eden hissenin değerinin düşük olarak gösterildiğinden bahisle düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitlerle takdir komisyonu kararına istinaden tespit edilen matrah farkı üzerinden tarh edilen veraset ve intikal vergisine ve kesilen vergi ziyaı cezasına ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Dosyanın incelenmesinden; davacının murisi …'nin 06/02/2014 tarihinde vefat etmesi üzerine muristen intikal eden … Anonim Şirketi'ne ait hisse nedeniyle verilen beyanname üzerine veraset ve intikal vergisinin tahakkuk ettirildiği, sonrasında … Anonim Şirketi hakkında düzenlenen vergi tekniği raporuyla şirketten varislere intikal eden eshamın (hisse senedinin) emsal bedelinin tespit edilen öz sermaye üzerinden murisin hisse payına göre 14.174.409,03-TL olarak hesaplandığı, takdir komisyonunca bu emsal bedelin esas alınması suretiyle matrah farkı üzerinden cezalı veraset ve intikal vergisi salındığı anlaşılmakta ise de; 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu'nun 10. maddesinin ikinci fıkrası ile bu fıkranın (d) bendinde yer alan esaslar doğrultusunda, borsaya kayıtlı olan ve son üç yılda işlem gören hisse senetlerin borsa rayici ile borsa kayıtlı olmayanların ve borsada kayıtlı olmakla beraber üç yılda işlem göremeyenlerin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 267. maddesinde öngörülen yöntemler gözetilmek suretiyle tespit edilecek emsal bedelin esas alınması suretiyle beyanda bulunulması gerektiği, olayda, bu usuller izlenmeden şirketin öz sermayesinden yola çıkarak tespit edilen emsal bedelin esas alınması suretiyle takdir edilen matrah farkı üzerinden cezalı veraset ve intikal vergisi tarh edilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Düzenlenen vergi tekniği raporu uyarınca tesis edilen işlemlerin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Dosyanın UYAP kayıtlarıyla birlikte incelenmesinden, Dairemizin 2018/686 esasında kayıtlı dosyada, mahkeme kararına esas alınan bilirkişi raporundaki tespitler dikkate alınmak suretiyle, uyuşmazlık hakkında murisin şirketteki hissesi dolayısıyla davacıya intikal eden, bilançolarında gösterilen servet unsurlarının intikal tarihindeki emsal bedellerinin, takdir komisyonunca takdir edilen emsal bedellerin hukuka uygun olup olmadığı yönünden yapılacak incelemeyle ulaşılacak sonuca göre karar verilmek üzere temyize konu kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı adına 06/02/2014 tarihinde vefat eden murisin %4,05 hissesinin bulunduğu … Anonim Şirketinden veraseten intikal eden hissenin değerinin düşük olarak gösterildiğinden bahisle düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitlerle takdir komisyonu kararına istinaden tespit edilen matrah farkı üzerinden tarh edilen veraset ve intikal vergisine ve kesilen vergi ziyaı cezasına ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu'nun "Verginin Matrahı ve İlk Tarhiyat" başlıklı 10. maddesinin 2. fıkrasında; mükelleflerin, ilk tarhiyatta nazara alınmak üzere, veraset ve intikal vergisinin mevzuuna giren malları maddede belirtilen değerleme ölçülerinden faydalanarak değerlemek ve beyannamelerinde göstermek zorunda oldukları; aynı fıkranın (a) bendinde, bilanço esasına göre defter tutanlarda ölüm tarihine takaddüm eden takvim yılı bilançosuna göre bulunacak sermayenin ticari sermaye olduğu, mükelleflerin isterlerse ölüm günü itibarıyla çıkaracakları bilançoyu esas alarak öz sermayelerini tespit edebilecekleri ve öz sermayenin bu maddedeki esaslara göre, bu maddede hüküm olmayan hallerde Vergi Usul Kanununun iktisadi işletmelere dahil kıymetleri değerleme ile ilgili 2. bölümündeki esaslara göre tespit olunacağı; (d) bendinde de, intikal eden mallar arasında yer alan eshamlardan, borsada kayıtlı olanların, ölüm tarihine takaddüm eden üç yıl içindeki en son muamele değeri ile değerleneceği; borsada kayıtlı olmayanların veya kayıtlı olup da üç yıl içinde muamele görmemiş bulunanların ise, itibari değerle değerleneceği belirtilmiş; aynı maddenin dördüncü fıkrasında ise, bu maddede belirtilen esaslara göre beyan edilen değerler üzerinden tarh edilen vergilerin, idarece, intikal eden malların Vergi Usul Kanununa göre bulunacak değerlere göre ikmal edileceği hükme bağlanmıştır.
Öte yandan; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 20. maddesinin 1. fıkrasında, Danıştay ile idare ve vergi mahkemelerinin, bakmakta oldukları davalara ait her çeşit incelemeyi kendiliklerinden yapacakları, mahkemelerin lüzum gördükleri evrakın, belirlenen süre içerisinde gönderilmesini taraflardan ve ilgili diğer yerlerden isteyebilecekleri; 31. maddesinde ise bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda; sayılan diğer işlemler yanında bilirkişi işlemleri bakımından da Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı, bilirkişilerin, bilirkişilik bölge kurulları tarafından hazırlanan listelerden seçileceği ve bilirkişiler hakkında Bilirkişilik Kanunu ve 12/01/2011 tarih ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ilgili hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
2577 sayılı Kanun'un 31. maddesinde atıfta bulunulan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nu, yürürlüğe girdiği 01/10/2011 tarihi itibariyle yürürlükten kaldıran 6100 sayılı Kanun'un 447. maddesinde, mevzuatta, 1086 sayılı Kanun'a yapılan yollamaların, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerinin karşılığını oluşturan maddelerine yönelik sayılacağı; 266. maddesinde ise, mahkemenin, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği, hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamayacağı hükme bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yasal düzenlemelerin değerlendirilmesinden; 7338 sayılı Yasa'nın 10. maddesinde belirtilen değerleme ölçülerinin, ilk tarhiyatta nazara alınmak üzere mükellefler tarafından beyana esas alınacak ölçüler olduğu ancak, değerlemeye konu kıymetin bilanço esasına göre defter tutulması gereken şirkete ait hisse olması halinde, idarece, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 192. maddesinde düzenlenen öz sermaye hesabından hareketle ve ticari işletmeye dahil kıymetlerin, yine aynı Kanun'un servetleri değerleme ile ilgili 3. bölümündeki esaslara göre tespit olunacak değerlerle, beyan edilen değerler arasındaki fark üzerinden ikmalen vergi tarhı yoluna gidilebileceği sonucuna ulaşılmaktadır.
Öte yandan; veraset ve intikal vergisi beyannamesi üzerinden ilk tarhiyat yapıldıktan sonra beyannamede gösterilen şirket hisselerinin takdir komisyonunca takdir olunan emsal bedeli üzerinden tarhiyat yapıldığı, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 267. maddesinde, gerçek değeri belli olmayan veya bilinmeyen veyahut doğru olarak tespit edilemeyen bir malın, değerleme gününde satılması halinde emsaline nazaran haiz olacağı değer olarak tanımlandığından, emsal bedelin tespiti için takdir komisyonuna gidilmesi suretiyle yapılan tarhiyatın yerinde olduğu, ancak uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için, takdir komisyonunca belirlenen emsal bedelin, yukarıda sözü edilen yasal düzenlemelere uygun olup olmadığının Mahkemece saptanması gerekmektedir.
Dosyanın UYAP kayıtlarıyla birlikte incelenmesinden; aynı murisin diğer bir mirasçısı adına tarh edilen veraset ve intikal vergisine karşı açılan davada, … Vergi Mahkemesinin E:… esasında kayıtlı dosya kapsamında bilirkişi incelenmesi yaptırılarak, davacının murisinin %4,05 hissesinin bulunduğu … Anonim Şirketinden intikal eden hissenin değerinin tespit ettirildiği, bilirkişi tarafından bulunan 13.720.671,17 TL matrah farkından beyan edilen matrahın düşülmesi suretiyle bulunan matrah farkı üzerinden hesaplanan vergi ve cezada hukuka aykırılık, hesap edilen matrah farkını aşan kısıma ilişkin vergi ve cezada hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemlerin kısmen iptaline, kısmen de davanın reddine karar verildiği, tarafların istinaf istemlerini inceleyen … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla davalı idarenin istinaf istemi ile davacının istinaf isteminin mahkeme kararının redde ilişkin hüküm fıkrasının vergi aslına yönelik kısmının reddine; davacının istinaf isteminin kısmen kabulü ile vergi ziyaı cezasına ilişkin davanın reddine dair hüküm fıkrasının kaldırılarak vergi zıyaı cezalarının iptaline karar verildiği, verilen kararın da Dairemizin 08/12/2020 tarih ve E:2018/686, K:2020/5032 sayılı kararıyla onandığı anlaşıldığından, Mahkemece anılan dosyada mevcut rapordaki tespitler dikkate alınmak suretiyle takdir komisyonunca takdir edilen emsal bedellerin hukuka uygun olup olmadığı yönünden yapılacak incelemeyle ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,
5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi