Esas No: 2016/151
Karar No: 2020/5298
Karar Tarihi: 08.12.2020
Danıştay 4. Daire 2016/151 Esas 2020/5298 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/151
Karar No : 2020/5298
TEMYİZ EDEN (DAVALI) :… Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : 1- …
2- …
3- …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar murisi adına, taşınmaz alım-satımları nedeniyle ticari kazanç elde edildiğinden bahisle vergi inceleme raporuna dayanılarak 2009/2,4,5,6,7,11 dönemleri için re'sen tarh edilen katma değer vergilerinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 12. maddesi gereğince ölüm halinde mükelleflerin ödevlerinin, mirası reddetmemiş kanuni ve mansup mirasçılarına geçeceği ancak mirasçılardan her birinin ölünün vergi borçlarından miras hisseleri oranında sorumlu oldukları, murise ait vergi borçları için her bir mirasçı adına ve hisseleri oranında ihbarname düzenlenip mirasçılara tebliğ edilmesi yerine 08/07/2010 tarihinde vefat eden muris adına ölümünden sonra dava konusu ihbarnamelerin düzenlenmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Muris adına, 2007-2011 döneminde çok sayıda gayrimenkul alım ve satımından elde ettiği kazancın ticari kazanç olduğu ve devamlılık koşulunun da gerçekleştiği, muris adına ihbarname düzenlense bile davacıların dava açabildiği, mirasçıların miras payı oranında yapılan cezalı tarhiyatlardan sorumlu oldukları belirtilerek kabul kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2.Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4.Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
5.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Davacılar murisi adına, taşınmaz alım-satımları nedeniyle ticari kazanç elde edildiğinden bahisle vergi inceleme raporuna dayanılarak 2009/2,4,5,6,7,11 dönemleri için re'sen tarh edilen katma değer vergilerinin kaldırılması istemiyle açılan davanın kabulüne ilişkin Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 599. maddesinde, kanunen mirasçıların, murisin ölümü ile mirası bir bütün olarak kazanacakları, kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçıların, miras bırakanın ayni haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazanacakları ve murisin borçlarından kişisel olarak sorumlu olacakları, 603. maddesinde, mirası kayıtsız şartsız kabul eden mirasçıların alacaklıları ile miras bırakanın alacaklılarının aynı haklara sahip olduğu, 605. ve devamı maddelerde, mirası usulünce ve kanunda belirtilen süre içerisinde reddetmeyen mirasçıların terekenin borçlarından sorumlu olacağı hükme bağlanmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 12. maddesinde, ölüm halinde mükelleflerin ödevlerinin, mirası reddetmemiş kanuni ve mansup mirasçılarına geçeceği; ancak, mirasçılardan her birinin murisin vergi borçlarından miras hisseleri nispetinde sorumlu olacakları kuralı getirilmiştir.
Anılan hüküm, mirasçılar adına ayrı ayrı işlem tesisini zorunlu kılmamakta, yalnızca mirasçıların miras hisseleri oranında sorumlu olacağını kurala bağlamaktadır. Murisin tüm vergi borcu için düzenlenmiş bir işleme karşı dava açılmış olması, işlemin mirasçının sorumluluk oranına göre incelenmesine ve buna göre bir karar verilmesine engel teşkil etmemektedir. Her ne kadar dava konusu vergi tarhiyatı murisin bütün vergi borcu üzerinden ve miras hisseleri oranında bölünmeden gerçekleştirilmişse de davacının miras hissesinin dosyadaki veraset ilamından tespitinin mümkün olması, dava konusu borcun bölünebilir borç niteliğine haiz olması sebebiyle dosyada, mirasçı davacılar yönünden miras hisseleri oranında değerlendirme yapılarak işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle verilen kararda hukuka uyarlık bulunmadığından Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.