4. Hukuk Dairesi 2011/55 E. , 2012/2999 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... tarafından, davalı ... vdl. aleyhine 09/01/2009 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 08/06/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız şikayet nedeniyle kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalılar tarafından temyiz olunmuştur.
Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” şeklinde yer almıştır. Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını, yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını isteme hak ve yetkilerine sahiptir.
Anayasa’nın güvence altına aldığı hak arama özgürlüğünün yanında, yine Anayasanın “Temel Haklar ve Hürriyetlerin Niteliği” başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu da düzenleme altına alınmış bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK’nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir.
Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir. Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikayet hakkının kullanılmasının uygun olduğu kabul edilmelidir.
Aksi halde şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır.
Somut olayda.davacı avukat, davalıların haksız şikayeti nedeniyle beş yıl boyunca yargılandığını ancak beraat ettiğini bu süreçte manevi olarak zarar gördüğünü belirterek haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Şikayet nedeniyle Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünce; şikayet, soruşturmayı gerektirir nitelikte görülmüş, ... Cumhuriyet Başsavcılığına soruşturma yapılmak üzere izin verilmiştir. ... 2. Ağır Ceza Mahkemesi de, delillerin takdiri yetkili ve görevli mahkemeye ait olmak üzere sanığın dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanma suçlarından eylemine uyan ilgili maddeler gereğince cezalandırılması için hakkında son soruşturmanın ... Ağır Ceza Mahkemesinde açılıp yapılmasına karar vermiş; davacı, ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanmıştır.
Davalılardan ..., davacı hakkında ... Barosu Başkanlığına 14/05/2002 tarihli dilekçe ile görevi kötüye kullanmakten şikayette bulunmuş, yapılan soruşturma sonucunda ... Barosu Yönetim Kurulu tarafından 26/01/2005 tarihinde disiplin kovuşturması açılmasına yer olmadığına karar verilmiş, şikayet eden davalı tarafından yapılan itiraz üzerine Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu Kararı ile disiplin kovuşturması açılması için dosya Antalya Baro Başkanlığı"na gönderilmiştir.
Şikayet konusunun, soruşturmayı gerektirir nitelikte görülmesi, davacının ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanması, şikayetin sırf davacıyı zararlandırma amacıyla yapılmadığını gösterir. Yerel mahkemece, şikayet için yeterli emare olması nedeniyle davalının yasal şikayet hakkını kullandığı sonucuna varılarak, istemin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, şikayet hakkını hukuka uygun kullanmadığı gerekçesiyle, davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 28/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.