Davacı, davalı işvrene nezdinde 28.8.1999-29.1.2004 tarihleri arası çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı, 28.08.1999-29.01.2004 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde hizmet akdine dayalı olarak sürekli çalıştığını,hiçbir haklı neden gösterilmeden 29.10.2004 tarihinde haksız olarak işten çıkartıldığını,hizmetlerinin eksik gösterildiğini,tazminat ve alacaklarının ödenmediğini,işe giriş bildirgelerindeki imzaların kendisine ait olmadığını ileri sürerek 28.08.1999-29.01.2004 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığının tesbiti ile ödenmeyen tazminat ve işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davacının 28.08.1999-29.01.2004 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığının kabulüyle Kurum"a bildirilmeyen sürelerin tesbitine, tazminat ve işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmiştir.
Gerçekten, davacının, işyerindeki çalışmaları işe giriş bildirgelerine, aylık ve üç aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. Öte yandan işe giriş bildirgesi ve bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde kesintili geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Başka bir anlatımla yazılı belgelerin varlığı halinde tanık sözlerine itibar edilemez. Dairemizin, giderek Yargıtay"ın oturmuş ve yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda,12.01.2000,07.12.2000 ve 16.04.2003 tarihli işe giriş bildirgeleri ile hizmet cetvelinden ve dosya içinde bulunan 07.09.2000 ve 05.09.2001 tarihli durum tesbit tutanaklarından davacının işyerinde sürekli çalışmadığı,işyerinde ücretsiz izin kullandırıldığı, tutanaklarda davacının adının çalışanlar arasında bulunmadığı,izinli olan işçiler arasında da davacının olup olmadığının belli olmadığı anlaşılmaktadır. 506 sayılı Yasa"nın 130. maddesi uyarınca (Ek fıkra: 29/07/2003 - 4958 S.K./49. md.) teftiş, kontrol ve denetleme yetkisine sahip olanlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar muteberdir.
Yapılacak iş, yukarıda sözü edilen belgeler ve dosya kapsamına göre davacının ücretsiz izinli olduğu süreleri belirleyip dışlamak suretiyle hizmet tesbitine karar vermek ve tesbit edilen hizmet süresine göre tazminat ve işçilik alacaklarını karar altına almaktan ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı işverenin işçilik alacaklarına ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalı işverene iadesine, 20.09.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi