Esas No: 2015/1472
Karar No: 2020/5941
Karar Tarihi: 08.12.2020
Danıştay 10. Daire 2015/1472 Esas 2020/5941 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/1472
Karar No : 2020/5941
DAVACI : … Derneği
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
DAVANIN KONUSU : 03/03/2015 tarih ve 29284 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Sosyal ve Ekonomik Destek Hizmetleri Hakkında Yönetmeliğin "Tanımlar" başlıklı 4. maddesinin 1. fıkrasının (k) bendindeki "Meslek elemanı" tanımı içinde yer alan "psikoloji, çocuk gelişimi, psikolojik danışmanlık ve rehberlik, sosyoloji" ibarelerinin iptaline karar verilmesi istenilmektedir.
DAVACININ_İDDİALARI : Yönetmeliğin 8. maddesinin 1. fıkrasında sosyal inceleme raporunun hazırlanacağının ifade edildiği, söz konusu raporun mesleki formasyonlarında bulunmayan çeşitli meslek gruplarınca hazırlanabilir hale getirilmesinin sosyal çalışmacıların meslek alanına müdahale edilmesine neden olduğu gibi verilecek hizmetin gerekliliklerine de aykırılık oluşturacağı, sosyal inceleme raporu hazırlanmak üzere gerekli donanım sahibi olmayan meslek gruplarının bu alanda yapacağı faaliyet ve hizmetlerin, Yönetmeliğin 1. maddesinde belirtilen “sosyal ve ekonomik destek hizmetinin” kötü işlemesine, dolayısıyla aksak, eksik ve yetersiz hizmet verilmesine neden olacağı, sosyal inceleme raporuna gerek hazırlanış gerek içerik ve şekil, gerekse de değerlendirme anlamında eğitim müfredatında yer veren tek okul ve bölümün sosyal hizmet bölümü olduğu, bir sosyal sorunun tüm yönleriyle ortaya konulup, çözüme kavuşturulmasında çok önemli bir adım olan sosyal inceleme raporunun hazırlanmasında, konuyu çok geniş bir bakış açısıyla genelci bir yaklaşımla ele alacak bir meslek grubunun bakış açısının gerektiği, bu bakış açısına da sosyal hizmet, psikoloji, sosyoloji, hukuk, ekonomi, sosyal sorunlar, bireysel çalışma, grup çalışması, toplumla çalışma vb. çok geniş ve uygulamalı bir eğitim müfredatına sahip okullardan yetişen sosyal hizmet uzmanlarının sahip olduğu, yürürlükten kaldırılan 28/9/1986 tarihli ve 19235 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Sosyal ve Ekonomik Destek Yönetmeliği'nin 9. 10. 11. ve 25. maddelerinden sosyal inceleme raporunun sosyal çalışmacılar tarafından düzenleneceğinin anlaşılmakta olduğu, ülkemizin kabul ettiği Genişletilmiş Avrupa Sosyal Şartının 14. maddesi ve Uluslararası Sosyal Hizmetler Organizasyonu kararları gereğince ülke dışında sosyal hizmet uzmanlarınca hazırlanmayan sosyal inceleme raporlarının kabul edilmediği, bu nedenle Bakanlıkça yurt dışına gönderilecek raporların sosyal hizmet uzmanı tarafından hazırlanması aranırken yurt içinde böyle bir Yönetmeliğe dayalı olarak gerekli hassasiyetin gösterilmemesinin hizmet kusuruna neden olacağı, meslek elemanı adı altında bir kariyerin bulunmadığı, YÖK tarafından hangi bölümden mezun olanlara hangi unvanın verileceğinin belirlendiği, 2 yıllık ön lisans mezunlarının da bu meslek grubuna girebileceği, YÖK, eğitim kurumlarına ve meslek örgütlerine görüş sorulmadan Yönetmelik düzenlenmesinin şekle aykırılık oluşturduğu, kamu yararının bulunmadığı ve keyfi hareket edildiği ileri sürülmektedir.
DAVALININ SAVUNMASI : Davanın süresinde açılmadığı, davacının bu davayı açmakta hukuki bir menfaatinin bulunmadığı, Yönetmeliğin dayanağı 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu'nda sosyal hizmetlerin sadece sosyal çalışmacı/sosyal hizmet uzmanları tarafından yerine getirileceğine ilişkin bir hükmün bulunmadığı, bu davaya emsal olabilecek nitelikte 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 3. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan sosyal çalışma görevlisine ilişkin; "Sosyal çalışma görevlisi": Psikolojik danışmanlık ve rehberlik, psikoloji, sosyoloji, çocuk gelişimi, öğretmenlik, aile ve tüketici bilimleri ve sosyal hizmet alanlarında eğitim veren kurumlardan mezun meslek mensuplarını, ifade eder hükmü ile 9/2/2013 tarih ve 28554 sayılı Resmi Gazete yayımlanan Sosyal Hizmet Merkezleri Yönetmeliğinin 4. maddesinin 1. fıkrasının (j) bendinde yer alan meslek elemanı tanımı ile ilgili olarak; "Meslek elemanı": Sosyal hizmet, psikolojik danışmanlık ve rehberlik, psikoloji, sosyoloji, çocuk gelişimi, öğretmenlik ile aile ve tüketici bilimleri lisans programlarından mezun olup merkezde çalışanları, ifade eder hükümlerine yer verilerek meslek elemanları tarifi içerisinde “psikolojik danışmanlık ve rehberlik, psikoloji, sosyoloji ve çocuk gelişimi” mezunlarına yer verildiği ve sosyal çalışmacı yetiştiren lisans eğitimi mezunlarının ve sosyal hizmet mezunu çalışanlarının sayısal olarak yetersiz olması nedeniyle diğer alanlardan mezun meslek mensuplarının aldıkları eğitim gereği sosyal yardım ve sosyal inceleme yapabilecekleri değerlendirildiğinden meslek elemanı tanımı içine dahil edildikleri savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava, 03/03/2015 tarihli, 29284 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Sosyal ve Ekonomik Destek Hizmetleri Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrasının (k) bendinde "Meslek elemanı" tanımı içinde "psikoloji, çocuk gelişimi, psikolojik danışmanlık ve rehberlik, sosyoloji" alanlarına yer verilmesine ilişkin ibarelerin iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasanın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin bir hukuk devleti olduğu belirtilmiş ve Anayasa Mahkemesi kararlarında hukuk devleti, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, hukuk güvenliğini gerçekleştiren, Anayasaya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve yasalarla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlet olarak tanımlanmış; "Yönetmelikler" başlıklı 124. maddesinde; Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelikler çıkarabilecekleri öngörülmüştür.
Hukuk devletinin sağlamakla yükümlü olduğu hukuki güvenlik ilkesi ise, hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yaptığı düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılan ortak değerdir.
Bakanlıklar ile diğer kamu kurum ve kuruluşları, görev alanlarına ilişkin olarak tüzük ve yönetmelik dışında yönerge, tebliğ, genelge gibi çeşitli adlar altında da düzenleme yapabilmektedirler. Ancak bu düzenlemeler arasında "normlar hiyerarşisi" olarak adlandırılan bir ilişki bulunmaktadır.
Anayasanın aktarılan hükmü ve normlar hiyerarşisi bağlamında, bir yasa hükmüne dayalı olarak hazırlanan yönetmelikler ile yasa hükümlerine açıklık getirilmesi ve yasa hükümlerinin uygulamaya geçirilmesi amaçlanır. Normlar hiyerarşisindeki düzenleme soyuttan somuta doğru kademeli bir sistem içerdiğinden, yasa hükmü, düzenleyeceği konularda genel prensipleri belirlerken, yasa hükümlerinin, uygulama için somutlaştırılması, detaylarının belirlenmesi ve açıklanması yönetmelikler aracılığı ile gerçekleştirilir. Öğretide türevsel bir yetki olarak kabul edilen idarelerin düzenleme yetkisinin, yasalarla getirilen hükümleri aşacak bir şekilde kullanılamayacağı da idare hukukunun en temel ilkelerindendir. Mevzuat belirleme tekniği açısından da, idarenin Yasayla kendisine verilmiş olan görevleri idari metinlerle düzenlerken bu görevlerin gerektirdiği teknik detayların belirlenmesi noktasında da, takdir yetkisine sahip olduğu, ancak bu takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olarak kullanılması gerekmektedir.
2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu'nun 1. maddesinde, bu Kanunun amacının; korunmaya, bakıma veya yardıma ihtiyacı olan aile, çocuk, engelli, yaşlı ve diğer kişilere götürülen sosyal hizmetlere ve bu hizmetleri yürütmek üzere kurulan teşkilatın kuruluş, görev, yetki ve sorumluluklar ile faaliyet ve gelirlerine ait esas ve usulleri düzenlemek olduğu, 2. maddesinde; bu Kanunun, sosyal hizmetlerle ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek kişileri ve özel hukuk tüzelkişilerini, sosyal hizmet kurum ve kuruluşlarında çalışan personeli, sosyal hizmetlerden faydalananları ve faydalanacak durumda olanları kapsayacağı, 3. maddesinin 1. fıkrasında ise; "a) Sosyal Hizmetler" kavramının; "kişi ve ailelerin kendi bünye ve çevre şartlarından doğan veya kontrolleri dışında oluşan maddi, manevi ve sosyal yoksunluklarının giderilmesine ve ihtiyaçlarının karşılanmasına, sosyal sorunlarının önlenmesi ve çözümlenmesine yardımcı olunmasını ve hayat standartlarının iyileştirilmesi ve yükseltilmesini amaçlayan sistemli ve programlı hizmetler bütününü", "b) Korunmaya İhtiyacı olan Çocuk" kavramının; beden, ruh ve ahlak gelişimleri veya şahsi güvenlikleri tehlikede olup; ana babası olmayan, belli olmayan veya terkedilen ya da ana veya babası tarafından ihmal edilip; fuhuş, dilencilik, alkollü içkileri veya uyuşturucu maddeleri kullanma gibi her türlü sosyal tehlikelere ve kötü alışkanlıklara karşı savunmasız bırakılan ve başıboşluğa sürüklenen çocuğu, (f) bendinin 15. alt bendinde ise; "Sosyal Hizmet Merkezi" kavramının; "(Ek alt bent: 11/10/2011-KHK/662/10.md.) İhtiyaç sahiplerinin tespit edilerek sosyal hizmet müdahalesinin ve takibinin gerçekleştirilmesi, çocuk, genç, kadın, erkek, engelli, yaşlı bireylere ve ailelerine koruyucu, önleyici, destekleyici, geliştirici hizmetler ile rehberlik ve danışmanlık hizmetlerinin bir arada ve en kolay ulaşılabilir biçimde, gerektiğinde kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve gönüllüler ile işbirliği içinde sunulmasından ve bu hizmetlerin koordinasyonundan sorumlu gündüzlü sosyal hizmet kuruluşlarını," ifade edeceği hükme bağlanmış ve 26. maddesinde; "Korunmaya, bakıma, yardıma ihtiyacı olan aile, engelli, yaşlı ve diğer kişilerin tespiti, incelenmesi ve bunların sosyal hizmetlerden yararlandırılmasına ilişkin esaslar bir yönetmelikle düzenlenir." hükmü getirilmiştir.
Öte yandan, yukarıda aktarılan 2828 sayılı Kanunda değişiklik getiren ve belli maddelerini yürürlükten kaldıran 633 sayılı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2. maddesinin 1. fıkrasında, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının görevleri arasında; "...c) Çocukların her türlü ihmal ve istismardan korunarak sağlıklı gelişimini temin etmek üzere; ulusal politika ve stratejilerin belirlenmesini koordine etmek, çocuklara yönelik sosyal hizmet ve yardım faaliyetlerini yürütmek, bu alanda ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile gönüllü kuruluşlar arasında işbirliği ve koordinasyonu sağlamak... g) Öncelikle çocuğun aile içinde yetiştirilmesi ve desteklenmesi amacıyla aileyi eğitim, danışmanlık ve sosyal yardımlarla güçlendirmek; korunmaya, bakıma ve yardıma muhtaç çocuk, kadın, özürlü ve yaşlıların tespiti, bunların korunması, bakımı, yetiştirilmesi ve rehabilitasyonlarını sağlamak üzere gerekli hizmetleri yürütmek, bu hizmetler için gündüzlü ve yatılı sosyal hizmet kuruluşları kurmak ve işletmek. ğ) Ailenin bütünlüğünü korumak, parçalanmış ailelerin korunmaya, yardıma ve bakıma muhtaç fertleriyle çocuklarına her türlü maddi, manevi ve sosyal destek sağlamak; bu amaçla gerekli planlamaları yapmak, eğitim faaliyetlerinde bulunmak..." sayılmış olup 8. maddesinde, bu Bakanlığın hizmet birimlerinden olan Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğünün görevleri arasında; "a) Bakanlığın çocuklara yönelik koruyucu, önleyici, eğitici, geliştirici, rehberlik ve rehabilite edici sosyal hizmet faaliyetlerini yürütmek ve koordine etmek. b) Çocuklara yönelik sosyal hizmetler konusunda politika ve stratejiler belirlenmesine ilişkin çalışmaları koordine etmek, belirlenen politika ve stratejileri uygulamak, uygulanmasını izlemek ve değerlendirmek... ç) Çocukların her türlü ihmal ve istismardan korunması ve sağlıklı gelişimi için gerekli önleyici ve telafi edici mekanizmaları oluşturmak ve uygulamaya koymak. d) Geçici ya da sürekli olarak aile ortamından mahrum kalan veya yüksek yararı ailesinin yanında bulunmamayı gerektiren çocuklara, özel bakım ve koruma hizmeti sunmak. e) Özel surette korunması gereken çocuklara yönelik hizmetleri, habersiz denetimleri de kapsayacak şekilde yerinde denetlemek, tespit edilen aksaklıklara ve yetersizliklere karşı gerekli önlemleri ivedilikle almak... f) Özel surette korunması gereken çocuklara en nitelikli hizmetin verilebilmesini teminen, fiziki altyapı, nitelikli personel yetiştirilmesi ve istihdamı gibi hususlarda her türlü önlemi almak... h) Özel surette korunması gereken çocuklar sorununda toplumsal duyarlılığı ve dayanışmayı güçlendirici faaliyet, proje ve kampanyalar düzenlemek... i) 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununda belirlenen tedbirleri yürütmek ve koordinasyonunu sağlamak..." olduğu belirtilmiştir.
5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 3. maddesinin 1. fıkrasının a/1 alt bendinde; "Korunma ihtiyacı olan çocuk" tanımı yapılmış ve "Bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimi ile kişisel güvenliği tehlikede olan, ihmal veya istismar edilen ya da suç mağduru çocuğu" ve aynı Kanunun 3. maddesinin 1. fıkrasının 13.6.2012 kabul tarihli, 6327 sayılı Kanunla değişik (e) bendinde; "Sosyal çalışma görevlisi: Psikolojik danışmanlık ve rehberlik, psikoloji, sosyoloji, çocuk gelişimi, öğretmenlik, aile ve tüketici bilimleri ve sosyal hizmet alanlarında eğitim veren kurumlardan mezun meslek mensuplarını, ifade eder." tanımı yapılmıştır.
5395 sayılı Kanunda kapsamı belirlenen "Koruyucu ve destekleyici tedbirler", çocuğun öncelikle kendi aile ortamında korunmasını sağlamaya yönelik danışmanlık, eğitim, bakım, sağlık ve barınma konularında alınacak tedbirler olup bu asli tedbirleri besleyen bunlardan ayrı düşünülemeyecek olan sosyal ve ekonomik tedbirler belirlenmiştir.
Yukarıda bahsi geçen 2828 sayılı Kanunun 26. ve 633 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 2/1-c ve g ile 8/1-a ve b bentlerine dayanılarak hazırlanan ve 3.3.2015 tarihli, 29284 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Sosyal ve Ekonomik Destek Hizmetleri Hakkında Yönetmeliğin 1. maddesinde; "Bu Yönetmelik, yoksulluk içinde olup temel ihtiyaçlarını karşılayamayan ve hayatını sürdürmekte güçlük çeken çocuk ve gençlerin bakımı konusunda ailelerin desteklenmesi amacıyla verilecek sosyal ve ekonomik destek hizmetine ilişkin esas ve usullerin düzenlenmesi amacıyla hazırlanmıştır." kuralı ile 2. maddesinde; "Bu Yönetmelik, Genel Müdürlük tarafından yardıma muhtaç olduğu tespit edilen ailelerin çocukları ile haklarında korunma/bakım tedbiri kararı alınmış ve reşit olarak sosyal hizmet kuruluşlarından ayrılan gençlere yapılan sosyal ve ekonomik destek hizmetleri ile evlenme yardımına ilişkin usul ve esasları kapsar." 4. maddesinin 1. fıkrasında; "...c) Bakım tedbiri kararı: 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanununun 22 nci maddesinin birinci fıkrası ile 3/7/2005 tarihli ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, görevli ve yetkili mahkeme tarafından çocuk hakkında alınan kararı,... d) Ekonomik destek: Sosyal inceleme raporu sonucunda müracaatçının ihtiyacına göre geçici veya süreli olarak verilen para yardımını,... g) Genç: 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanununun 22 nci maddesi ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi gereğince, hakkında korunma/bakım tedbiri kararı alınmış olup sosyal hizmet kuruluşlarından veya koruyucu aile hizmetinden yararlanıp reşit olarak ayrılanlardan yönetmelik kapsamında desteklenen kişileri,... i) Korunmaya muhtaç çocuk: 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin birinci alt bendinde tanımlanan çocuğu, j) Mesleki çalışma: Belirli bir alanda en az lisans düzeyinde eğitim alan ve bu eğitim sonucu mesleğini icra edenlerin, mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve yöntemleri kullanarak gerçekleştirdiği çalışmaları," ve dava konusu (k) bendinde; "Meslek elemanı: Sosyal hizmet, psikoloji, çocuk gelişimi, psikolojik danışmanlık ve rehberlik, sosyoloji alanlarında eğitim veren kurumlardan mezun meslek mensuplarını," devamında ise; "m) Sosyal hizmet desteği: Gençlerin ve ailelerin kendi bünye ve çevre şartlarından doğan ve kontrolleri dışında oluşan psikolojik ve sosyal sorunlarının önlenmesini ve çözümlenmesini, hayat standartlarının yükseltilmesini, kişilerin kendi kendine yeterli duruma gelmesini, sorunlarını çözme becerisi kazanmasını amaçlayan mesleki çalışmaları,... o) Sosyal hizmet merkezi: Sosyal hizmet müdahalesinin ve takibinin gerçekleştirildiği il müdürlüklerine bağlı merkezleri,... ö) Sosyal ve ekonomik destek hizmeti: Yönetmelik kapsamında çocuk, genç ve ailelere sağlanacak ekonomik destek ile sosyal hizmet desteğini," ifade edeceği, bu Yönetmeliğin 8. ve 9. maddelerinde de, sosyal incelemenin meslek elemanları tarafından kapsamlı olarak yapılacağı ve mesleki kanaat ve görüşlerini içerecek şekilde tespitlerini içeren sosyal inceleme raporu düzenleyecekleri kurala bağlanmıştır.
Davalı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından, dava konusu “Meslek elemanı” tanımının yer aldığı Sosyal ve Ekonomik Destek Hizmetleri Hakkında Yönetmeliğin; yardıma muhtaç olduğu tespit edilen ailelerin çocuklarına, haklarında korunma/bakım tedbiri kararı alınmış ve reşit olup sosyal hizmet kuruluşlarından ayrılan gençlere yönelik sosyal ve ekonomik destek hizmetleri ile evlenme yardımına ilişkin usul ve esasları öngördüğü, bu kapsamda yapılacak faaliyete dair sosyal ve ekonomik desteğin, ancak bu konuda eğitim görmüş uzman kişiler tarafından yapılacak çalışma ve tespitler ışığında davalı idarece sosyal hizmet merkezleri ve elemanları aracılığıyla sağlanacağı anlaşılmaktadır.
Yine 633 sayılı KHK'ya ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanununun 4 üncü maddesine dayanılarak hazırlanmış olup 9.2.2013 tarih ve 28554 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sosyal Hizmet Merkezleri Yönetmeliğinin 1. maddesine de bakıldığında; bu Yönetmeliğin amacının; sosyal hizmet müdahalesinin ve takibinin gerçekleştirilmesi, çocuk, genç, kadın, erkek, engelli, yaşlı bireylere ve ailelerine koruyucu, önleyici, destekleyici, geliştirici, rehberlik ve danışmanlık odaklı sosyal hizmetlerin, hizmete erişim kolaylığı esasıyla bir arada ve gerektiğinde kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve gönüllüler ile işbirliği içinde sunulduğu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı sosyal hizmet merkezlerinin, kuruluş ve işleyişine, yürütecekleri hizmetlere ilişkin usul ve esaslar ile merkezde çalışan personelin görev, yetki ve sorumluluklarını belirlemek olduğu, 4. maddesinin 1. fıkrasının (i) bendinde ise, “Sosyal çalışma görevlisi”nin psikolojik danışmanlık ve rehberlik, psikoloji, sosyoloji, çocuk gelişimi, öğretmenlik, aile ve tüketici bilimleri ve sosyal hizmet alanlarında eğitim veren kurumlardan mezun meslek mensuplarını ifade ettiği tanımının yapıldığı, sosyal çalışma görevlisinin hangi görevleri yerine getireceği hususu ise 18. maddede belirtildikten sonra devamındaki maddelerde psikolog, sosyolog, çocuk gelişimcisi, psikolojik danışman ve rehber öğretmenin 18. maddede belirtilen görevlerinden başkaca görevlerinin bulunduğu hususları da düzenlenmiştir.
Dava konusu olan Sosyal ve Ekonomik Destek Hizmetleri Hakkında Yönetmelik kapsamında tanımlanan çocuk ve genç kavramından hareketle değerlendirilmesi gereken bir diğer Yönetmeliğe gelince; yine 2828 sayılı Kanuna ve 633 sayılı KHK'ya dayanılarak hazırlanan ve 29.3.2015 tarihli, 29310 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çocuk ve Gençlik Merkezleri Yönetmeliğini, Koruma Bakım ve Rehabilitasyon Merkezleri ile Bakım ve Sosyal Rehabilitasyon Merkezleri Yönetmeliğini yürürlükten kaldıran Çocuk Destek Merkezleri Yönetmeliğinin 1. maddesinde, bu Yönetmeliğin amacının; suça sürüklenmesi, suç mağduru olması veya sokakta sosyal tehlikelerle karşı karşıya kalması sebebiyle haklarında bakım tedbiri veya korunma kararı verilen çocuklardan psikososyal desteğe ihtiyaç duyduğu tespit edilenlere, Bakanlığa bağlı olarak geçici süre ile hizmet veren Çocuk Destek Merkezlerinin çalışma usul ve esasları ile hizmet standartlarını belirlemek olduğu, 3. maddenin 1. fıkrasında; “...ğ) Danışman: Merkeze kabul edilen her çocuğun merkeze uyumunu sağlamak, takibini yapmak, uygulama ve mesleki çalışma planlarını psikososyal destek programı çerçevesinde hazırlayarak yürütmek, vaka sunumu yapmak, çocuğun aile ilişkilerini, sosyalleşme ve yaşam becerilerini, öz bakım ve özgüven yeterliliğini geliştirmek, eğitimini yönlendirmek, desteklemek ve çocuğun aldığı sağlık hizmetlerinin sonuçlarını izlemekten sorumlu meslek elemanlarını,... ö) Mesleki çalışma: Sosyal hizmet, psikoloji, sosyoloji, sağlık, eğitim ve çocuk gelişimi alanında lisans eğitimi alan ve bu eğitim sonucu bir mesleği icra edenlerin, mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve yöntemleri kullanarak gerçekleştirdiği çalışmaları, p) Meslek elemanı: Sosyal hizmet, psikoloji, çocuk gelişimi, psikolojik danışmanlık ve rehberlik, öğretmenlik ve sosyoloji alanlarında lisans eğitimi veren kurumlardan mezun meslek mensuplarını" ifade edeceği kurala bağlanmıştır.
Her ne kadar, davacı Dernek tarafından, dava konusu düzenleme ile “Meslek elemanı” kavramı içinde sosyal hizmet alanı dışında “psikoloji, çocuk gelişimi, psikolojik danışmanlık ve rehberlik, sosyoloji” alanlarında eğitim veren kurumlardan mezun olanların da meslek mensubu olarak ifade edilmesinin hukuka ve özellikle 657 sayılı Kanuna göre yapılan sınıflandırmanın temel ilkelerine aykırı olduğu iddia edilmekte ise de, aktarılan bütün bu düzenlemelerden, bulundukları koşullar nedeniyle çocukluk ve ve gençlik dönemlerinin psikolojik ve sosyal sorunları ile yoğun şekilde karşılaşan zaman zaman şiddete, cinsel tacize, enseste, suça itilen, aile içinde ihmal edilmiş, terkedilmiş, kimsesiz, örselenmiş, duygusal ve fiziksel travma geçiren yardıma ve bakıma muhtaç çocuklara, korunma/bakım tedbiri kararı alınmış ve sosyal hizmet kuruluşlarından reşit olarak ayrılan gençlere davalı idarece verilen çok yönlü hizmet ve tedbirlerden sosyal ve ekonomik amaçlı desteğin sağlanabilmesi için dava konusu Sosyal ve Ekonomik Destek Hizmetleri Hakkında Yönetmelikle düzenlemeye gidildiği, bu hizmetlerin; sosyal hizmet ilkelerine göre konusunda eğitim almış profesyonel elemanlar eliyle bilimsel çalışma esaslarına dayalı bir şekilde yürütülmesinin şart olduğu, bu kapsamdaki çocuk ve gençlerin yaşadıkları kötü dönemi kısa sürede atlatabilmeleri, topluma kazandırılmaları, bu bağlamda psikolojik, sosyolojik, ekonomik desteğin kendisine çok önemli görevler verilen; üst seviyede eğitim almış, kaliteli, çağdaş sosyal hizmet açısından müdahale etmede mesleki serbestliğe ve profesyonelce karar verme hak ve yetkisine sahip meslek elemanları tarafından karşılanması gerektiği hususunda kuşku bulunmadığı sonucuna varıldığından, aksi yöndeki iddianın kabulü olanaklı değildir.
Bu durumda, devlet desteği yanısıra toplumsal bir dayanışmayı, gönüllülük esasını da benimseyen ve anayasal bir kavram olan sosyal hukuk devleti ilkesi gereğince bu konuda çıkarılan yasa ve yönetmeliklerle belirlenen destekten yararlanması gereken çocuk ve gençlerin içinde bulundukları olumsuz ortam ve davranışlardan arındırılması, bunların topluma kazandırılabilmesi ve kendi yararları için çalışmalar yapabilecek niteliklere sahip olan meslek mensuplarının istihdamını öngören, bu kapsamda uyuşmazlığa yol açan Sosyal ve Ekonomik Destek Hizmetleri Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrasının (k) bendinde, hangi alanlarda eğitim veren kurumlardan mezun olanların gösterildiği "Meslek elemanı" tanımı içinde "psikoloji, çocuk gelişimi, psikolojik danışmanlık ve rehberlik, sosyoloji" ibarelerine yer verilmesinde, bahsi geçen uzmanlıkların iş ve görev tanımları da dikkate alınarak üst hukuk normlarına, kamu yararı ve hizmet gereği ilkeleri ile hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Dava, 03/03/2015 tarih ve 29284 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Sosyal ve Ekonomik Destek Hizmetleri Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrasının (k) bendindeki "Meslek elemanı" tanımı içinde yer alan "psikoloji, çocuk gelişimi, psikolojik danışmanlık ve rehberlik, sosyoloji" ibarelerinin iptali istemiyle açılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
Davalı idare tarafından, davanın süresinde açılmadığı ileri sürülmüşse de uyuşmazlık konusu olayda, açılan davanın süresinde olduğu sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, davacı dernek tarafından, üyeleri olan sosyal hizmet uzmanlarının tek başlarına meslek elemanı olması gerektiği iddiasıyla bu dava açıldığından, davacı derneğin menfaatinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
ESAS YÖNÜNDEN:
İlgili Mevzuat:
Korunmaya, bakıma veya yardıma ihtiyacı olan aile, çocuk, engelli, yaşlı ve diğer kişilere götürülen sosyal hizmetlere ve bu hizmetleri yürütmek üzere kurulan teşkilatın kuruluş, görev, yetki ve sorumlulukları ile faaliyet ve gelirlerine ait esas ve usulleri düzenlemek amacıyla yürürlüğe konulan, 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu'nun 3. maddesinin (a) bendinde, "Sosyal Hizmetlerin"; kişi ve ailelerin kendi bünye ve çevre şartlarından doğan veya kontrolleri dışında oluşan maddi, manevi ve sosyal yoksunluklarının giderilmesine ve ihtiyaçlarının karşılanmasına, sosyal sorunlarının önlenmesi ve çözümlenmesine yardımcı olunmasını ve hayat standartlarının iyileştirilmesi ve yükseltilmesini amaçlayan sistemli ve programlı hizmetler bütününü, (b) bendinde "Korunmaya ihtiyacı olan Çocuğun"; beden, ruh ve ahlak gelişimleri veya şahsi güvenlikleri tehlikede olup;
1. Ana veya babasız, ana ve babasız,
2. Ana veya babası veya her ikisi de belli olmayan,
3. Ana ve babası veya her ikisi tarafından terkedilen,
4.Ana veya babası tarafından ihmal edilip; fuhuş, dilencilik,alkollü içkileri veya uyuşturucu maddeleri kullanma gibi her türlü sosyal tehlikelere ve kötü alışkanlıklara karşı savunmasız bırakılan ve başıboşluğa sürüklenen çocuğu, ifade ettiği belirtilmiş, anılan Kanun'un 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, bu Kanun kapsamına giren sosyal hizmetlere ilişkin faaliyetlerin, Devletin denetim ve gözetiminde, sivil toplum kuruluşları ile halkın gönüllü katkı ve katılımı da sağlanarak bir bütünlük içinde yürütüleceği; sunulacak bakım ve diğer hizmetlerin kapsamı ve bu hizmetleri verecek olan gerçek ve tüzel kişilerin izin, çalışma usul ve esasları ve diğer hususların çıkarılacak bir yönetmelikle düzenleneceği öngörülmüştür.
2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu'nun 26. maddesi ile Mülga 633 sayılı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2. maddesinin birinci fıkrasının (c) ve (g) bentleri ile 8. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerine dayanılarak hazırlanan Sosyal ve Ekonomik Destek Hizmetleri Hakkında Yönetmelik, 03/03/2015 tarih ve 29284 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Söz konusu Yönetmeliğin 1. maddesinde; bu Yönetmeliğin, yoksulluk içinde olup temel ihtiyaçlarını karşılayamayan ve hayatını sürdürmekte güçlük çeken çocuk ve gençlerin bakımı konusunda ailelerin desteklenmesi amacıyla verilecek sosyal ve ekonomik destek hizmetine ilişkin esas ve usullerin düzenlenmesi amacıyla hazırlandığı, 2. maddesinde; Yönetmeliğin, Genel Müdürlük tarafından yardıma muhtaç olduğu tespit edilen ailelerin çocukları ile haklarında korunma/bakım tedbiri kararı alınmış ve reşit olarak sosyal hizmet kuruluşlarından ayrılan gençlere yapılan sosyal ve ekonomik destek hizmetleri ile evlenme yardımına ilişkin usul ve esasları kapsadığı, 6. maddesinde;
(1) Sosyal ve ekonomik destek hizmetlerinden yararlanacaklar şunlardır:
a) Haklarında bakım tedbiri kararı verilerek sosyal hizmet kuruluşlarında bakılan ve desteklendikleri takdirde ailesi veya yakınları yanına verilebilecek çocuklar,
b) Ekonomik yoksunluk nedeniyle, desteklenmedikleri takdirde korunmaya muhtaç duruma düşecek olanlardan haklarında bakım tedbiri kararı alınmaksızın sosyal ve ekonomik destek hizmetinden yararlandırılarak ailesi veya yakınları tarafından bakılabilecek çocuklar,
c) Bakım tedbir kararlı iken yaş sınırlarını tamamlamaları nedeniyle, sosyal hizmet kuruluşlarından veya koruyucu aile yanından ayrılanlardan iş ve meslek edinme kursuna veya eğitimlerine devam eden veya bir iş ve meslek sahibi olamayıp desteklenmedikleri takdirde muhtaç duruma düşecek olan gençler,
ç) Olağanüstü bir felaket, tabii afet, hastalık veya kaza geçirerek belirli bir süre kendisinin ve geçindirmekle yükümlü bulunduğu aile fertlerinin temel ihtiyaçlarını karşılayamayacak durumda olanlar ile hayati tehlike arz eden ve ameliyat gerektiren durumlarla karşılaşan veya vefat eden kişilerin çocukları,
(2) Çocuklar, sosyal ve ekonomik destek hizmetinden en fazla onsekiz yaşını tamamlayıncaya kadar yararlandırılır. Ancak onsekiz yaşından sonra ekonomik destek verilmesine aşağıdaki esaslar çerçevesinde devam edilebilir:
a) Birinci fıkra kapsamında ekonomik destek almakta iken onsekiz yaşını dolduranlardan, desteklenmedikleri takdirde eğitimine devam edemeyecek durumda olan orta öğretim öğrencileri yirmi yaşına kadar,
b) Ekonomik destek almakta iken onsekiz yaşını dolduran çocukların meslek edinme kursuna devam etmesi halinde, kurs süresince en fazla bir yıla kadar,
c) Bakım tedbiri kararı uzatılanlardan yükseköğrenime devam edenler ise yirmi beş yaşına kadar,
ç) Birinci fıkranın (c) bendi kapsamında olan gençlerden, iş ve meslek sahibi olamayan ve öğrenime devam etmeyenlere süreli ekonomik destek hizmetinden en fazla iki yıl süresince, ön lisans veya lisans eğitimine devam edenlere ise öğrenim süresi boyunca,
(3) Sosyal ve ekonomik destek hizmetinden birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerinde sayılanlar öncelikle yararlandırılır. Birinci fıkranın diğer bentlerinde sayılanlardan, bütçe ödeneklerinin yeterliliği ölçüsünde yıl içinde hangilerine öncelik verileceğine Genel Müdürlükçe karar verileceği, 8. maddesinde; meslek elemanları tarafından sosyal hizmet etiği ve müdahale yöntemleri çerçevesinde, müracaatçının ikametinde, gerek görülmesi halinde okul, işyeri ve toplumsal çevresi hakkında sosyal ve ekonomik durumlarını kapsayan kapsamlı inceleme yapılarak sosyal inceleme raporu düzenleneceği, 9. maddesinde ise; meslek elemanları tarafından yapılan mesleki çalışmalar neticesinde düzenlenen sosyal inceleme raporunda; muhtaç durumdaki ailelerin ve kişilerin geçmişteki yardım talepleri, daha önce yapılan ekonomik destekler, durumlarındaki değişimler, kişisel ve ailevi bilgileri, hizmetten yararlanacak çocuğun talebi ve görüşü, sosyal ve ekonomik durumları, mahalli imkânları, yerleşim yeri adresi ve konut durumu ile birlikte, ekonomik destek veya sosyal hizmet desteğinin hangisinden faydalandırılacağı, ekonomik desteğin türü, miktarı, süresi ve şekline dair varılan kanaatin açıkça belirtileceği, sosyal inceleme raporunun, kişisel nitelikteki gizli belge olup, kişilere ait veriler ve mesleki kanaat ile görüşleri içerdiğinden, mesleki gizlilik ilkesine dikkat edilerek düzenleneceği ve korunacağı; nakdi ödemede esas belge olarak ibraz edilemeyeceği ve edilmesinin istenemeyeceği hükümlerine yer verilmiştir.
Dava Konusu Yönetmeliğin İncelenmesi:
Yönetmeliğin amacına uygun olarak yoksulluk içinde olup temel ihtiyaçlarını karşılayamayan ve hayatını sürdürmekte güçlük çeken çocuk ve gençlerin bakımı konusunda ailelerin desteklenmesi amacıyla verilecek sosyal ve ekonomik destek hizmeti ile bu hizmetin devam ettirilmesinin meslek çalışanları tarafından hazırlanacak sosyal inceleme raporunda detaylı olarak inceleme yapılması üzerine tesis edileceği açıktır. Uyuşmazlık ise meslek çalışanlarının hangi uzmanlık alanlarında oluşacağından kaynaklanmaktadır.
Anılan Yönetmeliğin sosyal ve ekonomik destek hizmetinden yararlanacaklara ilişkin hükümleri incelendiğinde; bu kişilerin bakım ve gözetime muhtaç olan çocuklar ile 25 yaşına kadar gençler ve onların aileleri olduğu, bu bireylerin sorunlarının çeşitliliği karşısında, meslek çalışanlarının da sosyal hizmet dışında ayrıca psikoloji, çocuk gelişimi, psikolojik danışmanlık ve rehberlik ile sosyoloji alanlarında eğitim almış personel arasından istihdam edilmesinin hizmet gereği zorunlu olduğu sonucuna varılmaktadır.
Öte yandan, Sosyal ve Ekonomik Destek Hizmetleri Hakkında Yönetmeliğin dayanağı olan 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu'nda meslek çalışanlarının kimlerden oluşacağının belirtilmediği, ancak korunmaya, bakıma, yardıma ihtiyacı olan aile, engelli, yaşlı ve diğer kişilerin tespiti, incelenmesi ve bunların sosyal hizmetlerden yararlandırılmasına ilişkin esasların yönetmelikte düzenlenmesi konusunda davalı idarenin yetkilendirildiği görülmektedir.
Diğer taraftan, sosyal hizmete esas olan sosyal inceleme raporunun sadece sosyal hizmet uzmanları tarafından düzenleneceği yönünde mevzuatta sınırlayıcı bir hüküm bulunmadığı da anlaşılmaktadır.
Bu durumda, dava konusu düzenleyici işlemde üst hukuk normlarına ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davanın REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 08/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.