10. Hukuk Dairesi 2015/21396 E. , 2016/1647 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : İş Mahkemesi
Tarihi :23.06.2015
Dava, davacının eksik hesaplanan ölüm aylığı miktarının tespiti ve aylık farklarının faiziyle tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak, hükümde belirtildiği şekilde, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, tarafların vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
09.06.1982-19.04.2006 tarihleri arasında kesintisiz 23 yıl 10 ay 10 gün 1479 sayılı Yasaya sigortalılığı bulunan davacının murisinin 19.04.2006 tarihinde vefatı sonrası, davacıya 01.05.2006 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlandığı, davacının ölüm aylığının eksik ödendiği gerekçesi ile eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak karar verilmiş ise de, yapılan araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
1479 sayılı Yasanın 42. maddesinde, “Sigortalının ölümü halinde, hak sahibi kimselerine bağlanacak aylığın saptanmasında,
…
d) (Değişik: 25/8/1999 - 4447/30 md.) Sigortalının beş tam yıl prim ödemekle beraber, yirmi beş tam yıldan az prim ödemeden ölümü halinde, yirmi beş tam yıl prim ödemiş olanlar gibi, 36 ncı maddeye göre hesaplanacak aylık, (3)
…
Esas tutulur.” hükmüne yer verilmiş, 45. maddede de, 42. maddeye göre saptanacak aylığın %25‘i oranında aylık bağlama şartlarını taşıyan çocuklara aylık bağlanacağı, hak sahibi eş ve çocuklara yapılacak tahsisin toplamının, sigortalıya ait
./....
aylık tutarını geçemeyeceği, bu sınırın aşılmaması için, gerekirse, hak sahibi kimselerin tahsis miktarlarından orantılı olarak indirime gidileceği hüküm altına alınmıştır.
4447 sayılı Yasa ile değişik 1479 sayılı Yasanın 36. maddesiyle, aylık hesabında ilk defa “ağırlıklı ortalama” kavramı getirilmiş, aynı Yasa ile 1479 sayılı Yasaya eklenen Geçici 11. maddesine göre, 4447 sayılı Yasanın yürürlük tarihi olan 01.01.2000 tarihinden önce sigortalı olup da, bu yasa döneminde halen sigortalılıkları devam edenlerin aylık hesabının ne şekilde yapılacağı düzenlenmiştir. Buna göre; A aylığı, sigortalının, aylık başlangıç tarihindeki toplam sigortalılık süresi esas alınarak, 4447 sayılı Yasanın yürürlük tarihinden önce (01.01.2000) basamak satın alma sonucu yükseldiği basamaktan geçmişe yönelik intibak yapılarak bulunduğu gelir basamağının 01.07.2003 tarihli gelir tablosundaki değeri üzerinden, bu Yasanın yürürlük tarihinden önceki hükümlere göre hesaplanan aylığının, bu Yasanın yürürlüğe girdiği tarihe kadar geçen sigortalılık süresinin toplam sigortalılık süresine orantılı olarak hesaplanan tutarının hesap edilmesi gerekir. Bu durumda, A aylığının hesap formülü şu şekilde olacaktır:
01.07.2003 tarihli gelir tablosu
karşılığı Aylık gelir tutarı x ABO x 01.01.2000 öncesi hizmeti
A Aylığı= _________________________________________________________
Toplam Hizmetleri
B aylığının belirlenmesinde dikkate alınması gereken "Ağırlıklı Ortalama" hesabında ise; öncelikle, 01.01.2000 tarihi ile yaşlılık aylığı talep tarihi arasında sigortalı olarak fiilen bulunulan basamaklar ve bu basamaklardaki bekleme süreleri üzerinden 01.07.2003 tarihli gelir tablosundaki karşılığı tutarlar gözetilerek, böylece fiilen geçen sürelere ilişkin ağırlıklı ortalama bulunmalı; bilahare, satın alınan basamaklar ve bu basamaklardaki bekleme süreleri üzerinden, yine 01.07.2003 tarihli gelir tablosundaki karşılığı tutarlar gözetilerek, böylece basamak yükseltilerek geçen sürelere ilişkin ağırlıklı ortalama belirlenmeli; bulunan her iki ağırlıklı ortalama (yani fiilen geçen sürelere ilişkin ağırlıklı ortalama ve basamak yükseltilerek geçen sürelere ilişkin ağırlıklı ortalama) toplanarak B aylığı hesabına esas "Ağırlıklı Ortalama" belirlenmelidir. Aylık hesabında esas alınacak aylık bağlama oranlarının belirlenmesinde ise, 01.01.2000 öncesi için 1479 sayılı Yasanın geçici 11. maddesi yollaması ile mülga 36. maddenin “Yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanan sigortalılara en son prim ödediği gelir basamağında en az bir tam yıl prim ödemesi koşuluyla bulunduğu basamağın % 70"i oranında aylık gelir hesaplanır. Bulunduğu gelir basamak primini bir yıl ödememişse, bir önceki basamak üzerinden aylık gelir hesaplanır. Bu oran 25 yıldan fazla prim ödenmiş olması halinde fazla olan her tam yıl için % 1, kadın ise 50, erkek ise 55 yaşlarından sonra sigortalılığa devamda, fazla olan her tam yaş için de ayrıca % 1 artırılır.” hükmü gözetilmeli, 01.01.2000 sonrası
../....
aylık bağlama oranının belirlenmesi için ise, 4447 sayılı Kanunla değişik anılan maddenin “Aylık bağlama oranı, sigortalının toplam sigortalılık süresinin ilk on tam yılının her bir yılı için %3,5 takip eden onbeş tam yılın her bir yılı için %2 ve yirmibeş yıldan fazla her bir tam yıl için %1,5 oranlarının toplamıdır.” hükmü nazara alınmalı ve sair aylık hesap doneleri de dikkate alınarak B aylığı saptanmalıdır.
A ve B aylıklarının toplanması suretiyle elde edilen tutara, ilgili yasal düzenlemelerde öngörülen sosyal destek ödemesi de ilave edilip; 01.01.2004 tarihinden itibaren güncelleştirme denilen, ilgili artış yasalarıyla (5073, 5282, 5454, 5565 sayılı Yasalar gibi) gösterilen artış oranları uygulanarak, talep tarihi itibarıyla, davacıya bağlanacak yaşlılık aylığı belirlenmelidir. Ancak her halde, tahsis talep tarihi itibariyle sigortalıya bağlanacak yaşlılık aylığı miktarının, basamak satın almayan ve sigortalının basamak satın alma sonucu intibak ettirilerek elde ettiği basamaklarda fiilen bulunan (basamaklarda bekleme süreleri de aynı olan) sigortalılara bağlanacak aylık tutarını geçemeyeceği gözetilmelidir.
Mahkemece, bozma öncesi davacıya bağlanan ölüm aylığı tutarı ile bozma sonrası Kurumdan gelen aylık miktarı arasında çelişki bulunması nedeni ile öncelikle, davacının murisinin basamak satın alma sonucu elde ettiği basamakların geçmişe yönelik intibakı yapılarak aylık miktarının başlangıçtan itibaren düzeltilerek davacıya farkların ödenip ödenmediği Kurumdan sorulmalı, Kurumca aylık miktarının başlangıçtan itibaren düzeltildiğinin ve farkların ödendiğinin bildirilmesi halinde, davacının belirlenen yeni aylık tutarına da itiraz etmemesi durumunda, aylık miktarının tespitine ve farkların ödenmesine yönelik talebin konusuz kaldığı, ancak aylık farkının geç ödenmesinden kaynaklanan faiz alacağı talebi yönünden davanın konusuz kalmadığı gözetilmeli, Kurumca geçmişe yönelik basamak güncellemesi yapılmadığının bildirilmesi yada davacı tarafından Kurumca belirlenen yeni aylık tutarına itiraz edilmesi halinde, yukarıdaki ilkeler gözetilerek davacının murisinin ölüm tarihindeki aylığı hesap edilmeli ve bu aylığa göre davacıya bağlanması gereken ölüm aylığı tutarının belirlenmesi yoluna gidilmelidir.
Hal böyle olunca, sigortalının aylık tutarının, basamak satın almayan ve sigortalının basamak satın alma sonucu intibak ettirilerek elde ettiği basamaklarda fiilen bulunan sigortalılara bağlanacak aylık tutarını geçemeyeceği gözetilerek, Kurumdan, fiilen davacının murisi ile aynı basamaklarda bulunan sigortalılara bağlanması gereken aylık tutarı sorularak, Kurumca bu yönde bilgi verilememesi halinde, davacının murisinin basamak satın alma sonucu satın alma tarihi de gözetilerek yapılan intibak ile 1999 basamağının 12, 01.10.2000 basamağının 13, 01.10.2002 basamağının 14, 01.10.2004 basamağının 15 olduğu ve buna göre basamakta bekleme süreleri gözetilerek belirlenecek aylık tutarına göre belirlenecek ölüm aylığı miktarı sorularak, bu durumda da bir sonuca varılamaması halinde, alanında uzman bilirkişi yada bilirkişi heyetinden, aylık miktarı yönünden yukarıda belirtilen ilkelere göre düzenlenecek rapor alınarak, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
.../....
O halde, tarafların vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 08.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.