10. Hukuk Dairesi 2015/16816 E. , 2016/1635 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, sigortalılık başlangıç tarihinin ve yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün taraflar avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden;
20.12.2013 – 31.12.2013 döneminde 5510 sayılı Kanunun 4/1-(a) maddesi kapsamında 12 prim ödeme gün sayısı bulunan, Hollanda’da 01.01.1993 – 30.07.1998 tarihleri arasında gerçekleşen 5610 günlük çalışma süresine karşılık gelen yurt dışı borçlanması primlerini 28.01.2014 ve 04.02.2014 tarihlerinde ödeyen 12.03.1966 doğumlu bayan davacının yaşlılık sigortasından aylık tahsisine ilişkin olarak davalı Kuruma 08.04.2014 günü yönelttiği başvurunun reddedilmesi üzerine, sigortalılık başlangıç tarihinin 01.01.1993 olduğunun ve 01.05.2014 gününden itibaren aylık bağlanması gerektiğinin tespiti talepli işbu davanın 30.06.2014 tarihinde açıldığı, mahkemece yapılan yargılamada ıslah yoluna başvuran davacı vekilinin, aylığın 01.04.2015 günü itibarıyla bağlanmasını istediği anlaşılmakta olup mahkemece, tahsis talebi reddedilip sigortalık başlangıç tarihinin 01.01.1993 olduğuna karar verilmiştir.
506 veya 1479 sayılı Kanun hükümleri gereğince yaşlılık sigortasından aylık bağlanması istemine ilişkin davalarda, Kuruma başvuruda bulunulduğu tarih itibarıyla tümüyle oluşmayan tahsis koşullarının yargılama aşamasında gerçekleşmesi durumunda, özellikle, Anayasa’nın 141. maddesindeki, davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının, yargının görevi olduğunu belirten hüküm, 6100 sayılı Kanunun “Usul ekonomisi ilkesi” başlığını taşıyan 30. maddesinde yer alan, hakimin, yargılamanın kabul edilebilir süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu yönündeki düzenleme, sosyal koruma, dayanışma, sosyal denkleştirme ve zorunluluk ilkelerine dayanan sosyal sigortalar, bireyin onuru ile kişiliğinin geliştirilmesi için kaçınılmaz ekonomik, sosyal ve kültürel hakların doyurulması temeline dayanan sosyal güvenlik hukukunun ilkeleri dikkate alındığında, tüm şartların yerine getirildiği tarihi izleyen ay başından itibaren aylığa hak kazanıldığının tespitine ilişkin hüküm kurulmalı, kuşkusuz, yargılama aşamasında aylık bağlama koşulları gerçekleşen sigortalı yönünden tahsis talep günü itibarıyla şartlar oluşmamakla Kurumun dava açılmasına sebep olan herhangi bir haksız işleminin de söz konusu bulunmadığı gözetilerek yargılama giderleri buna göre değerlendirilmelidir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, davacının tabi olduğu 506 sayılı Kanunun Geçici 81/B-(j) maddesinde yer alan 49 yaş, 20 yıl sigortalılık süresi, 5600 prim ödeme gün sayısı koşulları 12.03.2015 tarihi itibarıyla tümüyle gerçekleşmiş olup ıslah kapsamında karar verilmeli, yaşa ilişkin tahsis şartı yargılama aşamasında yerine getirildiğinden yargılama giderleri buna göre belirlenmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeden mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu, aylık bağlama koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle, üstelik ıslah da dikkate alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği durumunda davacıya geri verilmesine, 11.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.