19. Hukuk Dairesi 2017/366 E. , 2018/3278 K.
"İçtihat Metni"
Davacı-karşı davalı ...Ş. vek. Av. ... ile davalı-karşı davacı ...vek. Av. ... arasında görülen dava hakkında ... 9. Asliye Ticaret Mahkemesi"nden verilen 14/01/2016 gün ve 2013/56 E. - 2016/23 K. sayılı hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 28/09/2016 gün ve 2016/5707 E. - 2016/12723 K. sayılı ilamına karşı davalı-karşı davacı vekili tarafından asıl dava ve karşı dava yönünden süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan davalı-karşı davacı vekilinin karşı davaya yönelik karar düzeltme isteminin oy birliğiyle, asıl davaya yönelik karar düzeltme isteminin ise oy çokluğuyla REDDİNE, 14,00-TL harç ve takdiren 315,00-TL para cezasının karar düzeltme isteyen davalı-karşı davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, 06/06/2018 gününde karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Yerel mahkemece verilen 12.04.2012 gün 2008/512 E. - 2012/78 K. sayılı asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine dair kararı Dairemizin 06.11.2012 gün 2012/8736 E. - 2012/15989 K. sayılı ilamı ile bozulmuştur. Bozma ilamında özetle; “ Taraflar arasında görülen ... 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’ndeki haksız rekabetin tespiti, men’i ve manevi tazminat istemine ilişkin davada yerel mahkemece verilen kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nce bozulduğu, bozma sonucunda verilecek kararın kesinleşmesi beklenilerek, bu davaya etkisi üzerinde durulup karar yerinde tartışıldıktan sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği” belirtilmiştir.
Yerel mahkemece bozma ilamına uyulmuştur. Beklenilmesine karar verilen 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ilgili dosyasında kanun yollarından geçerek kesinleşen kararda özetle; “ Dava konusu ilama konu televizyonların sayısı, ilan şekli ve zamanlaması da gözetilerek kamuoyunu bilgilendirme amacının çok ötesinde üretici şirketi incitme amacı taşıdığı, diğer bir ifadeyle davaya konu ilamın 6762 sayılı TTK’nun 57/1. maddesi bağlamında haksız rekabet oluşturduğunun kabulü ile davanın kısmen kabulüne, dava dışı gazetelerde davalı tarafından 10.04.2008 tarihli tam sayfa ile verilen ( ...’dan Kamuoyuna Duyuru) başlıklı ilanın haksız rekabet ettiğinin tespitine, davalının iş bu haksız rekabetinin önlenmesine, 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine” denilmiştir.
Yerel mahkemece uyulmasına karar verilen Dairemiz bozma ilamının gerekçesi ve kesinleşen 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23.10.2013 gün, 2013/320 E. - 2013/216 K. sayılı dosya içeriği gözetilerek sözleşme haklı feshedildiğinden, ikinci ihtara göre de feshin haklı olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Yerel mahkemenin 14.01.2016 gün 2013/46 E. - 2016/23 K. sayılı kararı oy çokluğuyla bozulmuş, bozma ilamına karşı davalı-karşı davacı yanca karar düzeltme yoluna başvurulmuştur.
Çoğunluk görüşünde belirtilen bozma ilamının fesih ile ilgili bölümünde özetle “ Taraflar arasında 28.02.2002 tarihinden itibaren devam eden belirsiz süreli tek satıcılık sözleşmesinin davalı tarafından 21.03.2008 tarihli fesih ihtarnamesiyle sona erdiği, taraflar arasındaki ilişkinin artık geri dönülmez şekilde bittiği, ihtarnamede belirtilen sözleşme ilişkisinin 22.07.2008 tarihinde sona ereceği hususunun sadece belirsiz süreli sözleşmenin bitiş tarihini gösterdiği, olağan fesih yoluyla biten sözleşmenin bir kere daha başka bir şekilde ve somut olayda 11.04.2008 tarihli ihtarla olağanüstü fesih yoluyla sona erdirilmesinin mümkün olmadığı fesih tarihinden sonraki eylemlerinin feshin haklı olup olmadığı konusunda dikkate alınamayacağı” belirtilmiştir.
Taraflar arasındaki distrübütörlük ilişkisinin sözlü anlaşma uyarınca 2002 yılından itibaren, sözleşmenin fesih edildiği 2008 yılına kadar devam ettiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık sözleşmenin hangi tarihte fesih edildiği ve feshin haklı olup olmadığı buna göre davacının maddi, manevi zararlarını hukuken talep edip edemeyeceği hususlarında toplanmaktadır.
Davalı Noterlik aracılığıyla davacıya gönderdiği 21.03.2008 tarihli ihtarnamesiyle distrübütörlük ilişkisinin 22.07.2008 tarihi itibariyle feshedileceğini bildirmiştir. Davalı bu ihtarname ile davacıya fesih için 22.07.2008 tarihine kadar süre tanımıştır. Başka bir deyişle 21.03.2008 tarihli fesih ihbarı 4 ay sonra yürürlüğe girecek, fesih sonuçları bu tarih itibariyle hüküm ifade edecektir. Fesih ihbar tarihi ile sözleşmenin sona gereceğinin bildirildiği 4 aylık süre içerisinde sözleşme hükümleri hala ayakta, geçerli olup sözleşme ilişkisi sona ermemiştir.
Taraflar sözleşmenin sona ereceği 22.07.2008 tarihine kadar yükümlülüklerini yerine getirmek zorunda olup, sözleşme ve yasa hükümleri çerçevesinde hareket etmeli, birbirlerine karşı zarar verici eylem ve işlemlerden kaçınmalıdırlar.
Sonuç olarak; Davacı tarafından davalıya karşı sözleşmenin sona ereceği tarihten önce, sözleşme yürürlükte iken yapmış olduğu eylemin haksız rekabet teşkil ettiği kesinleşmiş mahkeme kararı ile belirlenmiş olduğundan davacının bu haksız eylemi karşısında davalının sözleşmeyi derhal, olağanüstü fesih hakkını kullanarak 11.04.2008 tarihindeki fesih iradesi haklıdır. Sözleşmenin süresinden önce feshi davacının kendi haksız ve kusurlu eylemi sonucu meydana geldiğinden Dairemizin bozma ilamı uyarınca bozma nedeni yapılan gerekçe doğrultusunda karar veren yerel mahkeme kararının dosya içeriğine, usul ve yasaya uygun olması nedeniyle davalı-karşı davacının karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile asıl davaya yönelik karar düzeltme isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun asıl davaya yönelik karar düzeltme isteminin reddi yönündeki görüşüne katılmamaktayım.