14. Hukuk Dairesi 2014/12950 E. , 2015/6084 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Silifke 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/05/2014
NUMARASI : 2012/874-2014/441
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.12.2012 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı DSİ vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacı"ya ait 99 parsel lehine, 26 ada 97, 98 ve 75 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine, fen bilirkişi M.. Ö..."in 01.10.2013 havale tarihli raporuna ekli 2 nolu haritada 4 no ile ve sarı renk ile gösterilen 26 ada 97 parsel sayılı taşınmazdan 119.86 m2 alanda, 75 parsel sayılı taşınmazdan (su kanalı) 19.77 m2 alanda ve 98 sayılı parselde 225.93 m2 alanda toplam 365.56 m2 alanda 3 metre genişliğinde 5.842.18 TL bedel karşılığında geçit hakkı tesis edilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı D.. M.. temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine "mutlak geçit ihtiyacı" veya " geçit yoksunluğu", ikincisine de "nispi geçit ihtiyacı" ya da " geçit yetersizliği" denilmektedir.
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemeyen dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK"nın 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
Somut olaya gelince; mahallinde yapılan keşif sonucunda hükme esas alınan fen bilirkişi raporuna ekli krokide 4 no"lu güzergahtan mavi renkle gösterilen bölümden geçit hakkı tesisinin uygun olduğu belirtildiği halde hüküm sonucunda "sarı renkle gösterilen" ibaresinin yazılmasının maddi hatadan kaynaklandığı anlaşıldığından bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Ancak, geçit güzergahı üzerinde bulunan kanal, ark vs yerler üzerinden ayrıca geçit kurulması gerekmediğinden ve 26 ada 75 parsel sayılı "kanal" olduğu belirtilen taşınmazın dosya içerisinde tapu kaydına ratlanamadığından mahkemece, tapu kaydı getirtilerek taşınmaz "kanal" vasfı ile tapuda kayıtlı olduğu takdirde DSİ 6. Bölge Müdürlüğü 62. Şube Müdürüğünün 12.02.2014 tarihli ve 87840 sayılı yazısında belirtildiği şekilde işlem yapılarak bu parsel üzerinden köprü kurulmak suretiyle geçiş mümkün olduğu takdirde bu güzergah üzerinden geçit kurulmalı, aksi takdirde civardaki başka geçit seçenekleri araştırılmalıdır.
Kabule göre de; aleyhine geçit kurulan 98 parsel malikleri davalılar bedel istememişler ise de hüküm sonucunda depo edilen bedelin 75 ve 97 sayılı parsellerin maliklerinden hangisine ne miktarda geçit bedeli ödeneceğinin belirtilmemesi de doğru görülmemiş hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.06.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.