13. Ceza Dairesi 2015/9952 E. , 2016/13089 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Müştekinin aşamalardaki ortak ve uyumlu beyanlarından, sanıklar tarafından minibüsün içinde sıkıştırılarak cebinden parasının çalındığı, bunu farkeden müştekinin suçun tamamlanmasının ardından minibüsten aşağı inerek eylemi gerçekleştiren sanıklardan parasını istediği, çıkan boğuşma sonrasında parasının 200 lira hariç kalan kısmını ödemeyi teklif eden sanıklara karşı müştekinin ısrarlarının devam ettiği, sanıkların bu kararlı tutum karşısında müştekiyle boğuşmayı bırakıp 200 TL"sini de iade ettikleri anlaşıldığından, sanıkların çaldıkları parayı rızai ve pişmanlık eseri olarak değil mecbur kalarak iade ettikleri açık olduğundan, sanıklar hakkında kurulan hükümde TCK"nın 168. maddesiyle indirim yapılarak eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 sayılı TCK 53. madde 1. fıkra b. bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu ve kasten işlemiş olduğu suç dolayısıyla hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık sanık ... ..."in temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm
fıkrasından “TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün” çıkartılarak, yerine “Kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nun 53/1. maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına” cümlesinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 04.10.2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY: Müşteki hazırlık beyanında parasını çalan şahıslarla mücadele ettiğini, kendisinin yaralandığını bu nedenle parayı zorla ellerinden geri aldığını iddia etmesi doktor raporuna göre de müştekinin olay nedeniyle yaralandığının sabit olduğu görülmüştür.
Bilindiği üzere hırsızlık tamamlanıncaya kadar gerçekleşen cebir ve tehdit, eylemin niteliğini değiştirmekte ve yağma suçuna dönüştürmektedir.
Sanıklar dolmuşa binmekte olan müştekinin cebinde bulunan parayı almışlar bunu görenlerin anında uyarması üzerine müşteki kovalamaya başlamış 3 sanığı yakalamıştır. Para henüz olay yerinde ve sanıkların üzerindedir. Hırsızlık eylemi tamamlanmamışken, müştekinin parasını geri almaya çalışması üzerine sanıkların parayı vermemek için mücadele ettikleri ve müştekiyi yaraladıkları, çevreden yetişenlerinde yardımıyla sanıkların olay yerinde yakalandığı ve müştekinin parasının iade edildiği dikkate alındğında eylemin yağma suçunu oluşturabileceği, bunu tartışma görev ve yetkisinin Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilmeden yargılamaya devamla karar verilmesi gerektiğinden kararın bu yönüyle bozulması düşüncesinde olduğumdan onama yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
( karar görevsizlik yönünden bozulmalıdır.)