3. Hukuk Dairesi 2020/5672 E. , 2021/6901 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi neticesinde davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davalı ve duruşma talepli davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; duruşma talebi miktar itibariyle reddedilerek, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile arkadaş olduklarını, ... Halkbankası Şubesi 01031049 numaralı hesabından aynı bankanın 01033412 numaralı hesabına yatırılmak suretiyle davalının kardeşinin düğünü olduğundan bahisle 100.000,00 TL borç verdiğini, bu borcun 50.000,00.-TL’lik kısmının 13/04/2015 tarihinde, diğer kısmının ise dekont suretine açıklama yazılması suretiyle 29/05/2015 tarihinde verildiğini, davalının borç olarak ödenen bedeli Eylül ayında ödeyeceğini beyan ettiğini, fakat ödeme yapmadığını beyan ederek 100.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı; davacın gönderdiği paraların... Yatırım şirketine ortak olmak amacıyla gönderildiğini, düğün için gönderildiği hususunun gerçeği yansıtmadığını, davacının ilk gönderdiği bedel karşılığı kar olarak 6.000,00 TL’nin, ikinci defa gönderilen için de kar payı olarak 7.000,00 TL"nin davacıya elden ödendiğini, banka dekontu açıklamasındaki beyanın kendi iradesi dışında davacı tarafından konulduğundan kendisini bağlamadığını, davacının iddiasını yazılı delille ispatlaması gerektiğini belirterek davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince; davacı tarafından sunulan ve mahkemece yazılı delil başlangıcı kabul edilen banka dekontlarının davacı tarafından diğer deliller ve tanıklar ile desteklenemediği ve davacının davasını ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; davacı tarafından davalıya 13/04/2015 ve 29/05/2015 tarihlerinde iki kez havale ile ayrı ayrı 50.000,00 TL para gönderilmiş olup son gönderilen havalede kardeşinin düğünü için borç açıklaması bulunduğu, davalının davacının para gönderdiğini kabul ettiği ancak bu paraların... Yatırım şirketine ortak olmak amacıyla gönderildiğini beyan ettiği, bu nedenle davacının 13/04/2015 tarihli havale makbuzuna ilişkin ödemede borç verdiğini ispatla mükellef olduğundan ilk havale bakımından mahkemenin ret kararının usul ve yasaya uygun olduğu; 29/05/2015 tarihli havalede ise, davalının kardeşinin düğünü için borç açıklaması bulunmakta olup, paranın borç para olarak gönderildiği ileri sürüldüğüne göre davalının bu miktarın borç olmadığını yasal delillerle ispatlaması gerektiği, davalının delil olarak sunduğu havale dekontu vb. belgelerin yazılı delil başlangıcı niteliğinde olmadığı, davalının cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanmadığı, davacının borç olarak gönderdiği beyanının aksini yasal delillerle ispat edemediğinden davacı vekilinin bu miktarla ilgili istinaf nedenlerinin yerinde olduğu gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 14.02. 2018 tarih 2016/131 E.-2018/70 K. sayılı kararının kaldırılmasına, HMK"nın 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davacının davasının kısmen kabulüne, 50.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm süresi içinde taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacının davalı lehine hükmedilen vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Davalı davada vekil ile temsil edilmediği halde lehine vekalet ücreti takdir edilmesi doğru değildir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HMK"nın 370/2. maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle bölge adliye mahkemesi hükmünün davalı lehine vekalet ücretine ilişkin d bendi hükümden çıkarılarak hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 21/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.