14. Hukuk Dairesi 2015/6509 E. , 2015/6069 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Çanakkale 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/05/2013
NUMARASI : 2011/619-2013/175
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 30.09.2011 gününde verilen dilekçe ile taşınmazın tahliyesi ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.05.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava konusu 139 ada 94 parsel sayılı taşınmaz üzerine davalı lehine 04.01.2001 tarihinde 29 yıllığına üst hakkı kurularak tapuya tescil edildiğini ancak davalının sözleşme gereğince ödenmesi gereken 7, 8, 9 ve 10 yıl üst hakkı bedellerini ödemediğini, davalı şirkete ödenmeyen üst hakkı bedellerinin ödenmesi, sözleşmenin 7. maddesinin açıkça ihlali nedeniyle son yıl üst hakkı bedeli tutarında tazminat bedeli ödemesi, üst hakkının rızaen terkin edilmesi ve taşınmazın üzerindeki yapı ve tesislerle sağlam ve işler durumda teslim edilmesi için ihtaratın tebliğ edildiğini ancak üst hakkının terkin edilmesine ve ödenmeyen irtifak hakkı bedellerinin 6111 sayılı Kanun çerçevesinde yapılandırılmasına rağmen taşınmazın tahliye edilmediğini ve son yıl üst hakkı bedeli kadar tazminatın ödenmediğini belirterek son yıl üst hakkı bedeli tutarındaki tazminatın ödenmesi, taşınmazın üzerindeki yapılarla birlikte sağlam ve işler durumda teslim edilmesi ile sözleşmenin 12. maddesi gereğince tahliye tarihi itibariyle hesaplanacak ceza bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili, 15.06.2012 tarihli duruşmada tazminatın dayanağının Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkındaki Yönetmeliğin 80. maddesi olduğunu belirtmiştir.
Davalı vekili, ödenmeyen 7, 8, 9 ve 10. yıl üst hakkı bedellerinin 6111 sayılı Kanun gereğince yapılandırıldığını ve müvekkilinin ödeme planına göre ödeme yaptığını, buna rağmen dava açılmasının haksız olduğunu, tazminat borcu bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile üst hakkı terkin edildiğinden taşınmazın üzerindeki yapı ve tesislerle birlikte davacıya teslimine, Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkındaki Yönetmeliğin 80. maddesi gereğince 41.438,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, tahliye tarihi belli olmadığından sözleşmenin 12. maddesi gereğince ceza bedelinin davacı tarafından ayrıca dava edilebileceğine karar verilmiştir.
Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Tüm dosya kapsamıyla dava konusu 139 ada 94 parsel sayılı taşınmaz üzerine davalı lehine 04.01.2001 tarihinde kurulan üst hakkının 20.06.2011 tarihinde tapudan terkin edildiği ve “Tapu kütüğünde düzenlenecek resmi senede yazılacak hususlar” başlıklı sözleşmenin 7. maddesi ve 04.01.2001 tarihli 36 yevmiye numaralı resmi senedin 7. maddesi gereğince belirlenen ve ödenmeyen 7, 8, 9, 10 ve 11. yıl üst hakkı bedellerinin 6111 sayılı Kanun gereğince yapılandırıldığı anlaşılmaktadır. Davacı vekilinin beyan ettiği üzere tazminatın dayanağı Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkındaki Yönetmeliğin 80. maddesi olup 6111 sayılı Kanuna göre yapılandırma dışındadır. Ancak 19.06.2007 tarihli 26557 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren ilgili yönetmeliğin 80. maddesinin 2. fıkrasında Hazine taşınmazı üzerine yapılması öngörülen yatırımın gerçekleşmeyen kısmının cari yıl maliyet bedelinin yüzde üçü oranında tazminat öngörülmüştür. İlgili yönetmeliğin 10.04.2011 tarihli 27901 sayılı resmi gazetede yayınlanan değişik 80. maddesinin 2. fıkrasında ise sözleşme hükümlerine aykırı davranılması halinde lehdardan cari yıl kullanma izni veya irtifak bedeli tutarında tazminat alınacağı düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere taşınmaz üzerine üst hakkı tesis edilen 04.01.2001 tarihinde ilgili yönetmelik yürürlükte olmadığı gibi davacının tazminatın dayanağı olarak belirttiği ve 10.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren hüküm ise sözleşmenin ihlal edildiği tarihte yürürlükte değildir. Bu durumda üst hakkı tesis tarihinde yürürlükte olmayan yönetmelik nedeniyle ve yine sözleşmenin ihlali tarihinde yürürlükte olmayan yönetmeliğin 80. maddesinin 2. fıkrası nedeniyle davalının sorumlu bulunmadığı anlaşıldığından tazminat isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, hükmün (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.06.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.