Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/12647
Karar No: 2019/3424
Karar Tarihi: 28.03.2019

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/12647 Esas 2019/3424 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2018/12647 E.  ,  2019/3424 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece el atmanın önlenmesi talebi açısından karar verilmesine yer olmadığına ecrimisil talebi yönünden asıl ve birleştirilen davaların kabulüne dair kararın davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 1.Hukuk Dairesi’nin 20.02.2018 tarihli ve 2015/3430 Esas, 2018/1039 Karar sayılı ilamı ile yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmişti. Taraf vekillerince süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü :

    KARAR

    Davacı ... vekili asıl davada; müvekkilinin maliki olduğu 3 sayılı parseldeki 10 no’lu bağımsız bölümü davalıların haklı ve geçerli bir nedene dayanmaksızın kullandıklarını, 20/07/2011 tarihinde çekişmeli taşınmazı tahliye etmeleri için davalılara tebliğ edilen ihtara rağmen müdahalenin sürdüğünü ileri sürerek, davalıların çekişmeli bağımsız bölüme yönelik el atmalarının önlenmesini ve 21.07.2011-18.10.2011 tarihleri arasındaki dönem için toplam 3.440,00 TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini; birleştirilen davada ise davalıların müdahalelerini sürdürdüğünü ileri sürerek, 18/10/2011-08/07/2014 tarihleri arasındaki dönem için 39.600,00 TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini istemiş , birleştirilen davadaki ecrimisil isteğini 45.842,00 TL’ye ıslah etmiş, yargılama sırasında asıl ve birleştirilen davalardaki 100.000,00 TL ye kadar doğacak alacağını 13/10/2014 tanzim tarihli temlikname ile ...’e temlik etmiş, adı geçen tarafından davacı sıfatıyla dava takip edilmiştir.
    Davalılar vekili, asıl ve birleştirilen davada çekişmeli bağımsız bölümün gerçek malikinin davalı ...’ın ablası Nejla olduğunu, müvekkillerinin Nejla ile yaptıkları sözlü kira akdi uyarınca taşınmazda oturduklarını, davacının ise Necla’nın iradesi dışında elinden çıkan taşınmazı muvazaalı olarak alan kişi olduğunu, davacı aleyhine açtıkları tapu iptal ve tescil davasının eldeki davada bekletici mesele yapılması gerektiğini bildirip davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, elatmanın önlenmesi talebi açısından karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil talebi yönünden asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiş; hükmün davalılar vekili tarafından temyizi üzerine , Yargıtay 1.Hukuk Dairesi’nin 20.02.2018 tarihli ve 2015/3430 Esas, 2018/ 1039 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiş olup taraf vekillerince karar düzeltme istemi üzerine dosya yeniden incelendi.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden , davacı ...’ın dava konusu 25365 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki 10 no’lu bağımsız bölümü 15/07/2011 tarihinde edindiği, edinimden sonra çekişmeli bağımsız bölümün tahliye edilmesi ve 1.200,00 TL ecrimisilin ödenmesi ihtarını içeren ... 25. Noterliği’nin 18/07/2011 tarihli ve 21283 yevmiye no’lu ihtarnamenin davalılara 20/07/2011 tarihinde tebliğ edildiği, davalıların çekişmeli taşınmazı tahliye etmemeleri üzerine eldeki davaların açıldığı, yargılama sırasında davacı ...’ın ... 35. Noterliği’nin 13/10/2014 tarihli ve 25856 yevmiye no’lu temliknamesi ile eldeki asıl ve birleştirilen davalarda kendisine ödenecek ecrimisil bedellerinden 100.000,00 TL’ye kadar olan alacağını ...’e temlik ettiği, ...’ün de davacı ...’yı temsil eden avukat ...’e vekalet vererek davayı takip ettiği anlaşılmaktadır .
    Yargıtay 1.Hukuk Dairesince: “ Bilindiği üzere , gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (YHGK"nin 25.02.2004 tarihli ve 2004/1-120-96 sayılı kararı).
    Öte yandan, davacı ...’ın ... ile ... 35. Noterliği’nde yapmış olduğu 13/10/2014 tarihli "Temlikname" 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 183. ( 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 162 vd. ) ve devam eden maddelerinde öngörülen "alacağın devri" niteliğinde kabul edilemez. Anılan yasal düzenlemelerde öngörülen ve devri mümkün olan hak bir alacağa ilişkindir. Oysa, eldeki davada temlik konusu alacak mülkiyet hakkından kaynaklanmakta olup, yukarıda anılan maddeler çerçevesinde değerlendirilebilecek bir alacağın devri söz konusu değildir.
    Öte yandan gerek 1086 sayılı HUMK gerekse 6100 sayılı HMK"da dava hakkının devrine ilişkin bir düzenleme yer almayıp, dava konusunun devrine ilişkin HUMK"da 186., HMK’de ise 125.maddeler düzenlenmiştir. 13.10.2014 tarihli temliknamenin yasanın açık hükmü karşısında ..."e davayı takip yetkisi vermediği kuşkusuzdur. Bu nedenle temlik alan ...’ün davada yasal açıdan sıfatının varlığı da kabul edilemez.
    Hal böyle olunca, ...’ün davada yasal açıdan sıfatı olmadığı gözetilerek, hükmün davacı ... yönünden kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Kabule göre de, davanın taşınmazın aynına ilişkin olduğu ve 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca el atmanın önlenmesi isteği yönünden el atılan yerin değeri nazara alınacak ise de, yargılama sırasında el atmanın önlenmesi isteğinin konusuz kaldığı, bu nedenle asıl dava yönünden hükmedilen 3.440,00 TL ecrimisil miktarı üzerinden nispi karar ve ilam harcına hükmedilmesi ve fazla alınan tamamlama harcının davacıya iade edilecek olması nedeniyle yargılama giderleri içerisinde yeniden tamamlama harcının davalılardan alınmasına karar verilmiş olması da isabetsizdir.” gerekçeleriyle yerel mahkeme hükmü bozulmuştur.
    1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına , mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalılar vekilinin tüm ve davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan karar düzeltme itirazları yerinde görülmemiştir.
    2.Eldeki davada devredilen haksız fiil niteliğindeki elatma sonucunda ortaya çıkan alacaktır. Taşınmazın aynına ilişkin olmayan bir alacağın devrini engelleyen bir yasal düzenleme hukuk sistemimizde bulunmamaktadır. TBK’nin 183. maddesinde alacağın varlık sebebine yönelik bir sınırlama getirilmemiş bulunması da dikkate alındığında alacak hakkının haksız fiilden doğmuş olması bu hakkın temlikine engel oluşturmayacaktır.
    Alacağın temlikini düzenleyen TBK"nin 183 maddesi;
    “ Madde 183 : Kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir. Borçlu, devir yasağı içermeyen yazılı bir borç tanımasına güvenerek alacağı devralmış olan üçüncü kişiye karşı, alacağın devredilemeyeceğinin kararlaştırılmış bulunduğu savunmasını ileri süremez.” hükmünü içermektedir .
    Somut olayda, davacı, ... ile ... 35. Noterliğinde yapmış olduğu 13/10/2014 tarihli “Temlikname” başlıklı resmi senette görülmekte olan davadan dolayı tarafına ödenecek olan “ecrimisil” bedellerinden 100.000,00 TL’ye kadar olan alacağını Borçlar Kanununun ilgili ve müteakip maddeleri gereğince temlik ettiğini belirtmiştir .
    Davacının davaya konu ecrimisil alacağını gerekli şekil şartlarını taşıyacak şekilde devrettiği, HMK’nin 125/2 madde hükmü uyarınca dava konusunun devredilmesi halinde devralan şahsın davaya devam edeceği ortadayken temlik alanın davaya devamıyla hüküm tesis edilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığından yerel mahkeme hükmünün onanması yerine yanılgılı değerlendirmeyle kararın bozulması doğru değildir.
    3. Asıl davada, davanın taşınmazın aynına ilişkin olduğu ve 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca elatmanın önlenmesi isteği yönünden elatılan yerin değeri nazara alınacak ise de, yargılama sırasında elatmanın önlenmesi isteğinin konusuz kaldığı, bu nedenle asıl dava yönünden hükmedilen 3.440,00 TL ecrimisil miktarı üzerinden nispi karar ve ilam harcına hükmedilmesi ve fazla alınan tamamlama harcının davacıya iade edilecek olması nedeniyle yargılama giderleri içerisinde yeniden tamamlama harcının davalılardan alınmasına karar verilmiş olması da isabetsiz olsa da hüküm sonucu itibarıyla doğru olduğundan ve bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden temyiz edilen hükmün HUMK"un 438/son maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda ( 2 ve 3 ) no’lu bentte açıklanan sebeplerle davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Yargıtay 1.Hukuk Dairesi’nin 20.02.2018 tarihli ve 2015/3430 Esas , 2018/ 1039 Karar sayılı ilamının ORTADAN KALDIRILMASINA; 1086 sayılı HUMK"un 438/son fıkrası gereğince hükmün : “ Asıl dava yönünden ” başlığını taşıyan 1/a bendinin : “ a) Harçlar Kanunu gereğince (ecrimisil talebi yönünden) alınması gereken 234,746 TL harçtan peşin alınan 51,10 TL’nin mahsubu ile 183,64 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına; elatmanın önlenmesi talebiyle ilgili olarak alınan 6.831,00 TL tamamlama harcının davacıya iadesine .” şeklinde ve 1/c bendinin : “ c) Davacı tarafından karşılanan 72,40 TL dava açılış masrafı + 100,00 TL keşif araç ücreti + 177,50 TL keşif harcı + 450,00 TL bilirkişi ücreti + 129,90 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 929,80 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine...” şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA; davacı vekilinin sair ve davalılar vekilinin tüm diğer karar düzeltme taleplerinin ( 1 ) no’lu bentte açıklanan nedenlerle REDDİNE, istek halinde peşin harcın karar düzeltme isteyen davacıya iadesine, takdiren 370,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyen davalılardan alınmasına, 74,80 TL peşin harcın red harcına mahsubu ile kalan 17,70 TL’nin karar düzeltme isteyenden davalılardan alınmasına 28.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi