Marka Hakkına Tecavüz - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2016/5032 Esas 2017/8765 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/5032
Karar No: 2017/8765
Karar Tarihi: 26.10.2017

Marka Hakkına Tecavüz - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2016/5032 Esas 2017/8765 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir kararda, sanığın marka hakkına tecavüz suçundan mahkum edildiği belirtilmiştir. Yerel mahkeme tarafından müdahil tarafın zararının karşılanmadığı ve usulüne uygun uzlaşma teklifinde bulunulmadığı halde uzlaşmanın sağlanamadığı gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiştir. Ancak, sanığın adli sicil kaydında bulunan ilamın CMK'nın 231/5 maddesi uyarınca engel teşkil ettiği belirtilerek bu karar bozulmuştur.
Kararda ayrıca, suçun soruşturulması ve kovuşturulmasının şikayete bağlı olduğu ve yürürlükte olan kanun hükmünde kararnamede suçun uzlaşmaya tabi olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle, uzlaşma önerisinde bulunulması gerektiği ve sanığın hukuki durumunun buna göre belirlenmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Buna ek olarak, sanıkın adli sicil kaydına göre daha önce hakaret suçundan verilen bir adli para cezasına dair ilamın tekerrüre esas olduğu göz önünde bulundurulmadan TCK'nın 58. maddesinin uygulanmadığına dikkat çekilmiştir.
Kararda geçen kanun maddeleri ise şöyledir:
- CMK'nın 231/5 maddesi
- CMK'nın 253 ve 254. maddeleri
- TCK'nın 58. maddesi
- 556
19. Ceza Dairesi         2016/5032 E.  ,  2017/8765 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Mahkemece müdahil tarafın zararının karşılanmadığı ve yargılama boyunca usulüne uygun uzlaşma teklifinde bulunulmadığı halde, uzlaşmanın sağlanamadığı şeklindeki yerinde görülmeyen gerekçe ile Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına yer olmadığına dair karar verilmişse de, sanığın adli sicil kaydında bulunan ilamın CMK"nın 231/5 maddesinin uygulanmasına engel teşkil ettiği anlaşıldığından bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suç ve karar tarihinde yürürlükte olan 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A-1. maddesinde düzenlenen suçun, CMK"nın 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşmaya tabi olması karşısında, anılan maddelerde öngörüldüğü biçimde yöntemine uygun olarak uzlaşma önerisinde bulunulması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Kabule göre de;
    Sanığın adli sicil kaydına göre Antalya 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 29.07.2009 tarih 2009/619 E ve 2009/792 sayılı kararı ile hakaret suçundan verilen 5400 TL adli para cezasına dair ilamın tekerrüre esas olduğu gözetilmeden sanık hakkında TCK"nın 58. maddesinin uygulanmaması,
    Bozmayı gerektirmiş ve sanık müdafii ile O yer Cumhuriyet savcısının, temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 26.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.