Esas No: 2018/11673
Karar No: 2022/13099
Karar Tarihi: 03.11.2022
Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2018/11673 Esas 2022/13099 Karar Sayılı İlamı
5. Ceza Dairesi 2018/11673 E. , 2022/13099 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇTAN ZARAR GÖRENLER : Hazine, İçişleri Bakanlığı
SUÇ : Rüşvet vermeye teşebbüs
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelendi;
Kamu görevlisi olmayan sanık hakkında rüşvet vermeye teşebbüs suçundan açılan kamu davasında katılan sıfatını alabilecek surette doğrudan zarar görmesi söz konusu olmayan, bu nedenle anılan suça yönelik verilen mahkumiyet hükmünü temyiz etme hakkı bulunmadığı anlaşılan İçişleri Bakanlığının vekili aracılığıyla yaptığı temyiz isteminin 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca REDDİNE, CMK'nın 260/1. maddesine göre rüşvet vermeye teşebbüs suçundan katılan sıfatını alabilecek surette zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükmün vekili tarafından 7417 sayılı Kanun'un yürürlük tarihi olan 05/07/2022 tarihinden önce temyiz edilmesi karşısında, 3628 sayılı Yasa'nın değişiklik öncesindeki 18/2. madde ve fıkra hükmü uyarınca başvuru tarihinde müdahil sıfatını kazandığı gözetilerek incelemenin katılan Hazine vekili ile sanık müdafin temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Olay günü emniyet kemeri takılı olmadan ve istiap haddinden fazla yolcu taşıyan sanığın trafik polislerine hakkında idari işlem yapılmaması için rüşvet teklif ettiğinin iddia edilmesi karşısında, sanık hakkında trafik cezası işlemi uygulanıp uygulanmadığı, uygulanmış ise bu cezanın kesinleşip kesinleşmediği hususları araştırılıp, bir idari yaptırım uygulanmış ise kesinleşmiş onaylı örneği dosya arasına alındıktan sonra sanığın hukuki durumunun ve suç vasfının takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
TCK'nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken söz konusu maddenin 1. fıkrasında yedi bent halinde sayılan hususlarla aynı Kanun'un 3/1. maddesindeki "Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur" şeklindeki yasal düzenlemeler ile dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek şekilde ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle ilgili kanun maddesindeki cezanın alt ve üst sınırları arasında takdir hakkının kullanılması, temel cezanın hak ve nesafete uygun bir şekilde tayin edilmesi gerekirken, belirtilen ilkelere ve TCK'nın 3/1. maddesindeki orantılılık ilkesine aykırı olarak "..suçun işleniş biçimi, suç işleme kastının yoğunluğu, suçun işlendiği yer ve zaman, failin güttüğü amaç ve saike göre" şeklindeki yasadaki ifadelerin aynen tekrarı sonucu temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi,
Kanuna aykırı, katılan Hazine vekili ile sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA 03/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.