Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/12940
Karar No: 2015/20479
Karar Tarihi: 04.06.2015

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2015/12940 Esas 2015/20479 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2015/12940 E.  ,  2015/20479 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ..................... İŞ MAHKEMESİ
    DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı, işveren feshine konu iddiaların dayanaksız olduğunu, ayrıca fesihten önce savunması da alınmadığından salt bu nedenle dahi feshin geçersiz olduğunu ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı, şirketin kurumsal ilke ve kurallar çerçevesinde mağazacılık sektöründe 115 "e yakın mağazası ve 1153 çalışanı ile hizmet verdiğini, davacının doğrudan yönetim kurulu başkanı ve şirket sahibi ....."ye bağlı olarak çalıştığını, iş güvencesi kapsamında olmadığını, ayrıca İnsan Kaynakları Direktörü olarak görev yaptığı sürece organizasyon ve işlerin yürütülmesinde bir çok aksaklık olduğuna ilişkin şikayet ve maillerin alındığını, bu hususların defalarca paylaşılmasına ve koordinasyonlu çözüm odaklı olarak çalışılması hususunda bildirimlerde ve uyarılarda bulunulmasına rağmen, .................."ya bazı şirket personelinin geçirilmesi hususunda, gerekli iş ve işlemleri yapmadığından Şirketin zarara uğradığını, Şirkette uygulanmasına karar verilen prim sistemine ilişkin iş ve işlemlerin tüm uyarılara rağmen tamamlamadığından sistemin uygulamaya sokulamadığı, personelin haklarına halel geldiğini, Genel Müdürlük personelinin bir kısmının ................ Yönetim Binasına taşınması ve yerleştirilmesi sırasında özlük haklarının korunması hususunda üzerine düşen görevleri yapmadığını, yönetimin tüm iyi niyet ve çabalarına rağmen görevi olan hususlarda eksiklikleri giderip şikayetleri bertaraf edemediği, belirtilen sebeplerle feshin geçerli nedene dayandığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkeme, davacının işveren vekili olduğu tanık beyanlarıyla sabit olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı davacı temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 18. maddesi uyarınca işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi işçinin işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili ve yardımcıları veya işyerinin bütününü sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekili konumunda bulunmaması gerekir.
    İş güvencesinden yararlanamayacak işveren vekilleri her şeyden önce, işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekilleri ile yardımcıları olduğuna göre, işletmenin tümünü yöneten genel müdürler ile yardımcıları iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacaktır. Ancak belirtelim ki, işyerinde genel müdür veya genel müdür yardımcısı unvanının kullanılması tek başına iş güvencesi kapsamı dışında bulunma sonucunu doğurmaz. Önemli olan, kendisine temsil yetkisi verilip verilmediği ve işletmenin bütününü yönetip yönetmediğidir; bu hususta görev tanımı ve konumuna bakmak gerekir.
    İş güvencesinden yararlanamayacak işveren vekillerinin ikinci grubunu, işletmenin değil de işyerinin bütününü yöneten ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekilleridir. Buna göre, işletmenin bütününü sevk ve idare edenler, başka bir şart aranmaksızın işveren vekili sayılırken; işletmenin değil de işyerinin bütününü sevk ve idare edenlerin 18’nci madde anlamında işveren vekili sayılabilmesi için ilave olarak, işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisini haiz olması şartı aranır. İşyerinin tümünü sevk ve idare ile işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi katlanmış olarak, birlikte aranır. Bu işyeri işletmeye bağlı bir işyeri de olabilir. Dolayısıyla bir banka şubesi müdürü ile fabrika müdürü, işyerini sevk ve idare etmekle beraber, özgür iradesi ile işçi alma ve işten çıkarma yetkisi yoksa İş Kanunu’nun 18’nci maddesi anlamında işveren vekili sayılmaz. İş güvencesinden yararlanır. Aynı şekilde, işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan insan kaynakları müdürü ile personel müdürü, işyerinin tümünü yönetmediğinden iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilecek­tir. Ancak işletmeye bağlı bir işyerinde, bu işyerinin tümünü sevk ve idare eden, ayrıca işe alma ve işten çıkarma yetkisi olan işçi, iş güvencesi hükümlerinden yararlanamaz. Dairemizin uygulaması da bu yöndedir. (26.05.2008 gün ve 2007/35929 Esas, 2008/12484 Karar sayılı ilamımız).
    Dosya içeriğine göre; davalı Şirketin mağazacılık sektöründe 115"e yakın işyeri ile hizmet verdiği, bu nedenle işletme düzeyinde bir işveren olduğu, davacının ise davalı Şirkette insan kaynakları direktörü olarak çalıştığı sabittir.
    Mahkemece tanık anlatımlarından hareketle davacının işveren vekili kabul edilmesi dosya içeriğine uygun değildir. Zira tanık anlatımları tutarlı olmadığı gibi davacının işyerinde yaklaşık 10 kişinin amiri olduğu, işçi çıkarımlarında ilgili yöneticinin ve yönetim kurulu başkanının onayının gerektiği gibi anlatımlar işveren vekili olduğunu değil bilakis olmadığını destekleyen anlatımlardır. Ayrıca davacının yönetim kurulu başkanına direkt bağlı olarak çalışması başlı başına işveren vekili olarak kabul edilmesi için yeterli değildir. Uyuşmazlıkta önemli olan davacıya temsil yetkisi verilip verilmediği ve işletmenin bütününü yönetip yönetmediğidir. Dosya kapsamına göre bu husus ispatlanamamıştır. Belirtilen sebeplerle Mahkemece yanılgılı değerlendirme ile sonuca gidilmesi hatalıdır.
    Öte yandan, işveren feshi 4857 sayılı Kanun’un 18 inci maddesine istinaden davacının davranışlarından kaynaklı gerçekleştirilmesine karşın işverence anılan Kanun’un 19 uncu maddesi ile aranan fesihten önce işçinin savunmasının alınması şartı yerine getirilmediği anlaşılmakla salt bu nedenle fesih geçersiz olup, davacının işe iadesinin kabulü gerekir.
    4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
    F) Hüküm: Yukarda açıklanan gerekçe ile;
    1.Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2. Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
    3.Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 4 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
    4.Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE,
    5. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
    6.Davacının yaptığı 384.00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
    7.Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
    8. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine,
    Kesin olarak 04/06/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi