BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1054 Esas 2019/1306 Karar Sayılı İlamı
Esas No: 2016/1054
Karar No: 2019/1306
Karar Tarihi: 22.10.2019
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1054 Esas 2019/1306 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1054 Esas
KARAR NO: 2019/1306
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 25/10/2016
KARAR TARİHİ: 22/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketlerin 70 yıldır Borusan şirketler grubuna bağlı faaliyet gösterdiklerini; davalının mülkiyeti kendisine ait olan ... plakalı "..." marka motorlu aracın ayıplı olduğu iddiası ile İstanbul ... Tüketici Mahkemesinde davacı aleyhine dava ikame ettiğini; dava sonucunda araç bedelinin iadesine ilişkin hüküm tesis edildiğini; hükmün her iki tarafça temyiz edildiğini ve temyiz incelemesi halen devam eden hükmün henüz kesinleşmediğini: temyiz süreci devam ederken davalının davaya konu ... plakalı aracın arka camına iri puntolarla herkesin görebileceği şekilde '‘...Aracı" yazısını yerleştirdiğini ve aracın yan camlarını da İstanbul...Tüketici Mahkemesi... E. ... K. Sayılı halen kesinleşmemiş ilamla kapladığını, aracı trafikte bu haliyle kullanıldığını, davalının haksız eyleminin öğrenilmesiyle ...Noterliğinden ihtarname keşide edilerek davacıların ticari itibarını zedeleyen eyleme son verilmesinin davalıdan istendiğini; ihtarnameye cevap alınamadığını ve davalının haksız eylemine devam ettiğini; İst.. ... Asliye Ticaret Mahkemesi ... D İş. ... K. sayılı ihtiyati tedbir kararıyla davalının haksız haksız rekabet eyleminin durdurulmasına karar verilerek, haksız rekabetin önlenmesine ve ... plakalı araç üzerindeki yazıların kaldırılmasına hükmedildiğini; bu tedbir kararının icraya konulduğunu; tedbir kararının ve ...Noterliğinden gönderilen ihtarnamenin davalıya tebliğ edilmesine rağmen davalının haksız rekabet eylemine devam ettiğini ve aracı halen bu haliyle kullandığını; Anadolu ... İcra Müdürlüğünce araç üzerinde ve davalı asil huzurunda 24 Ekim 2016 tarihinde gerçekleştirilen işlemle "... Otonun Gizli Ayıplı Aracı” yazısının halen aracın arkasında bulunduğunun tespit edildiğini ve davalıya bu hareketin son vermesi için aynı gün saat 17.00’e kadar süre tanındığını; davalının ise icra nıemurunca düzenlenen tutanağı imzadan kaçınıp olay yerinden ayrıldığını, davalının aracı bu şekilde kullanmasının TTK vc TÖK uyarınca haksız rekabet teşkil ettiğini, davacıların ticari itibarını zedelediğini, davalı tarafça davacının adının belirtilen şekilde kullanılmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu; bu eylemin olağan hak arama yolu olarak değerlendirilemeyeceğini; davalının aracı trafikte bu şekilde kullanmasının eleştiri ve şikayet sınırlarını aşan, abartılı-haksız kullanım olduğunu, davalının ihtiyati tedbir kararına rağmen devam ettirdiği haksız rekabet eyleminin davacıları telafisi güç ve imkansız zararlarla karşı karşıya bırakacağını, her iki davacının da ticari itibarını ağır surette sarsacak nitelikte olduğunu ve müşteri kaybına sebebiyet vermek suretiyle maddi zarara sebep olduğunu; davalının eyleminin aynı marka araç kullanan birçok kullanıcının da itibarını sarstığını, 3. kişilerin de zarara uğramasına sebebiyet verecek nitelikte olduğunu belirterek, TTK m. 56 uyarınca dava konusu fiilin haksız rekabet olduğunun tespiti ve men’ini, haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, davacılar lehine 250.000,00 TL manevi ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 10.000,00-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikti davalıdan tahsilini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle: Davalının 26/07/2012 tarihinde ... plakalı "...” marka aracı davalıdan satın aldığını; aracın gizli ayıplı olduğunu, ayıbı gidermesi için davacının yetkili servisine 6 kez müracaat edildiğini ve yazılı ihtarda bulunulduğunu, fakat davacının bu şikâyetleri dikkate almadığını; bunun üzerine, davalının, İstanbul ...Sulh Hukuk Mahkemesi ... D. İş sayılı dosyayla bilirkişi tespiti yaptırdığını ve hazırlanan bilirkişi raporundan aracın gizli ayıplı olduğunun tam olarak anlaşıldığını, daha sonra davacıya ...Noterliği 31.07.2014 tarihli ihtarname keşide dildiğini; davacının bu ihtarnameye ilgisiz kaldığını; ayıplı araç için İstanbul ... Tüketici Mahkemesi ... E. sayılı dosyayla dava ikame edildiğini; bu dosya kapsamında yapılan bilirkişi incelemesinde de aracın gizli ayıbının tespit edildiğini; Mahkemenin vermiş olduğu kararın taraflarca temyiz edildiğini; davacının temyiz hakkını kullanarak ve ilamın icrasını geciktirerek EUR olarak satın alınan aracın EUR ve TL bedelleri arasında oluşacak kâr maıjını artırmak istediğini, davacının, hukuk sitmeninin yoğunlu ve ataletin kullanarak, kaybettiği davadan kârlı bile çıkabileceğini, davacının bu süreçte davalıya ait parayı kullandığını ve EUR-TL kur farkından kazanç sağladığını, üstelik ÖTV farkı nedeniyle 2. El fiyatı sıfır fiyatını geçmiş aracı iade alarak ve 2. El fiyatından bile daha az ödeme yaparak yeni bir kâr elde edeceğini, davalının hak arama mücadelesinin yine davalı aleyhine sonuç doğurduğunu, davalının sahip olduğu mülkü üzerinde dilediği gibi tasarruf edebileceğini, kendi mülkiyetinde olan ayıplı aracın arka camına kendi düşüncelerini ve davacıları haksız ilham eden sözleri değil.T.C. Mahkemesince verilmiş kararı ve aracın alındığı davacı firmanın adı bulunan bir yazıcı astığını; davalının haklılığını kendi kişisel hakları çerçevesinde sergilediğini, yanıltıcı, yanlış ve gereksiz yere kötüleyici hiçbir eylemde bulunmadığını, haksız rekabet olmadığını ve davacıların zararının söz konusu bulunmadığını; davacının eğer varsa haksız rekabet nedeniyle maddi tazminat taleplerini belgelemesi gerektiğini, tüzel kişinin manevi tazminat talebinin karşılanması için ticari itibara yönelik haksız saldırının olması gerektiğini, dava konusu o ayda davacı şirketin itibarının zedelenmesinin söz konusu olmadığını, zira davalının yanlış ve yanıltıcı bir ifadesi olmadığı gibi, kötülemek amacının da olmadığını, sadece ayıplı olduğu Mahkeme kararıyla sabit olan aracı ve bu aracı satan davacıyı belirlen bir yazının haksız rekabet olarak kabul edilemeyeceği: davacının, İstanbul ... Asliye Ticaret Mahkemesi ... D.İş. sayılı tedbir kararını sanki haksız rekabetinin tespitiymiş gibi nitelendirmesinin yanlış olduğunu; Tüketici Mahkemesindeki dava sonucu kazanılan meblağ ile davacı tarafın istediği tazminat miktarı karşılaştırıldığında davacı şirketlerin “manevi elem ve ıstırabının” giderilme tazminatının araçtaki ayıp nedeniyle tehlikeye giren “kişi hayatı ve sağlığından” dahi değerli olduğunun görüldüğünü, yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı tarafça hukuk dayanaktan yoksun davanın reddi ile Mahkemese masrafları ve avukatlık ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
İhtarname, fotoğraflar, D.İş dosyası, tespit dosyası, İstanbul ...Tüketici Mah.... E. sayılı dosyası, belger ile dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Dava, davalının eyleminin haksız rekabet oluşturduğunun tespiti, haksız rekabetin men’i, maddi durumun ortadan kaldırılması ile davalının eylemi nedeniyle davacıların ticari itibarlarının sarsılması ve müşteri kaybına uğramaları nedeniyle maddi tazminatın ve manevi tazminatın davacıdan tahsiline ilişkindir.
Tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi Marka-Patent vekili Medeni Hukuk ve Borçlar Hukuku Öğr. Üyesi Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi... tarafından hazırlanan 04/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda,"... davalının davaya konu edilen eyleminin “yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici bir beyan" içermediği ve dolayısıyla da TTK m. 55/I/a-l ile TBK m. 57/I uyarınca haksız rekabet oluşturmadığı; haksızlığa karşı duyulan tepkinin kamuoyuna alışılagelmedik ve dikkat çekici bir tarzda ifade edilmesi olarak “ifade özgürlüğünün kullanılması” kapsamında kaldığı, TBK m. 50/I hükmüne göre maddi zararın varlığını ispat külfeti taşıyan davacı tarafın ispatı yerine getiremediği: davacıların müşteri kaybettiği yönündeki soyut beyanların zararın varlığını ispat anlamına gelmediği: dosyada bu iddiayı ispatlayabilecek herhangi bir bulguya rastlanamadığı; TTK m, 56/I/c.2 ve TBK m. 50/II gibi hükümlerin ancak bir zararın "miktarının"’ ispat edilemediği hallerde tatbik alanı bulabileceği: davacı tarafça “varlığı” ispatlanamamış olan müşteri kaybı zararının “miktarının' TBK m. 50/II uyarınca takdir edilebilmesinin olanaklı bulunmadığı, davacı şirketlerin ileride müşteri kaybı yaşabilecekleri yönündeki varsayımsal bir zarar iddiasının ise maddi zararın tazmini talebine zaten esas olamayacağı, zira tazminat ancak "mevcut bir zarar" için hükmedilebileceği, bu nedenle davalının fiilinin haksız rekabet teşkil edip etmediği meselesinden bağımsız olarak, davacı şirketler lehine herhangi bir maddi tazminat tutarı hesaplaması yapılmasının da dosyanın mevcut kapsamı itibariyle olanaklı bulunmadığı..." sonuç ve kanaatine ulaşıldığını mütalaa ettiği anlaşıldı.
6098 sayılı TBK. 50. Madde,
“Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.
Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” ve
6102 sayılı TTK. 56.madde
“ (1) Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini,
isteyebilir. Davacı lehine ve (d) bendi hükmünce tazminat olarak hâkim, haksız rekabet sonucunda davalının elde etmesi mümkün görülen menfaatin karşılığına da karar verebilir.” hükümleri gereği, maddi zararın ve kusurun varlığının ispat yükü davacıda olup, her hâlükarda da, davacı 1 ve 2. Maddeler gereği zararın varlığını ispat etme yükümlülüğündedir.
6102 sayılı TTK. 55. Madde,
“(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;
1. Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek…” ve
6098 sayılı, haksız rekabet başlıklı, TBK.57. madde
“ Gerçek olmayan haberlerin yayılması veya bu tür ilanların yapılması ya da dürüstlük kurallarına aykırı diğer davranışlarda bulunulması yüzünden müşterileri azalan veya onları kaybetme tehlikesiyle karşılaşan kişi, bu davranışlara son verilmesini ve kusurun varlığı hâlinde zararının giderilmesini isteyebilir.
Ticari işlere ait haksız rekabet hakkında Türk Ticaret Kanunu hükümleri saklıdır.” hükümleri gereği, bir tacir hakkında yapılan açıklamaların haksız rekabet teşkil edebilmesi için, ortada bir beyan olması, beyanın başkasının şahsı,malları,iş ürünleri, fiyatları, faaliyetleri veya ticari işleri hakkında olması ve beyanın yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici olması gerekmektedir.
Davacılar, davalının fiili eylemi neticesinde, müşteri kaybına ve maddi zarara uğradıklarını iddia etmişlerse de, TBK. 50/1. Madde gereği, müşteri kaybettikleri yönündeki soyut beyanlarının maddi zararın varlığını ispat anlamına gelmediği, davacıların, dosyaya bu iddialarını ispatlayabilecek delil dosyaya sunmadıkları ve maddi zararın varlığını ispatlayamadıkları anlaşılmıştır.
Davacılar, davalının fiili eylemi nedeniyle, haksız rekabet olduğunu iddia etmişlerse de, davalının, davacıların sattığı ve servis hizmeti sunduğu araçtaki, gizli ayıbın tespitini içerir tüketici mahkemesi kararını ve “Borusan Oto’nun gizli ayıplı aracı” ibaresini içerir yazısını aracın camlarına yapıştırarak bu şekilde trafiğe çıkması ile, cama yapıştırılan yazı ve ilamın dikkat çekeceği, davacı şirketlerin aracı trafikte gören potansiyel müşterilerinin bu yazıyı ve mahkeme ilamını fark edebilecekleri bu nedenle, haksız rekabete ilişkin, TTK.55/1-a maddesinin “..ortada bir beyan olması, beyanın başkasının şahsı,malları,iş ürünleri, fiyatları, faaliyetleri veya ticari işleri hakkında olması..” hüküm unsurlarının gerçekleştiği neticesine varılmış ise de, “Borusan Oto’nun gizli ayıplı aracı” ibaresinin, davacı şirketlerin sattığı ve servis hizmeti sunduğu bütün araçların ayıplı olduğu yönünde bir anlam içermemesi ve yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmiş bir tüketici mahkemesi kararının, Anayasanın 26. Maddesi tarafından korunan, ifade özgürlüğü kapsamında, aracın camına yapıştırılarak kamuya açıklanmasının,“ TTK.55/1-a maddesinin, “yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici bir beyan” unsurlarını içermediği bu nedenle, TTK.55/1-a ve TBK.57/1. Maddeleri gereği, eylemin haksız rekabet oluşturmadığı anlaşılmıştır.
6098 sayılı TBK’nun 58. Maddesi, “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. Hâkim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir” hükmünü ihtiva etmektedir.
Davacılar, TTK 56/e , TBK 58 maddeleri uyarınca haksız rekabet sonucu firmalarının uğradığı itibar kaybı dolayısıyla da manevi tazminatın tahsilini talep etmişlerse de, davacılar, davalının haksız rekabet teşkil eden eylemi sonucu kişilik haklarının zedelendiğini, itibar kaybına ve manen zarara uğradıklarını kanıtlamakla yükümlüdürler. Davalı tarafın eylemi haksız rekabet teşkil edecek mahiyette değildir, eylemin gerçekleştiriliş şekli itibariyle, doğrudan doğruya davacıların kişilik haklarına yöneltilmediği, çok ağır ve üzüntü verici mahiyette olmadığı gibi, davacılar manevi tazminat gerektirecek şekilde zarar gördüklerini yasal delillerle inandırıcı şekilde kanıtlayamadığından manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; tüm dosya kapsamına göre alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğundan, mahkememizde de, TTK.55/1-a ve TBK.57/1. Maddeleri gereği davalının eyleminin haksız rekabet oluşturmadığı, davacıların TBK. 50/1. Madde gereği maddi zararın varlığını ispatlayamadıkları, TTK 56/e , TBK 58 maddeleri gereği manevi tazminatın yasal şartlarının oluşmadığı kanaati oluştuğundan, davacıların davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 44,40-TL harcın peşin yatırılan 4.440,15-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 4.395,75-TL Harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
3-Davalı taraf maddi tazminata ilişkin yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ...Ü.T uyarınca hesaplanan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı taraf manevi tazminata ilişkin yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ...Ü.T 10/3.maddesi uyarınca hesaplanan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacıların yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize ya da en yakın Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip ...
¸e-imzalıdır
Hakim ...
¸e-imzalıdır
¸Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.
