20. Hukuk Dairesi 2015/10023 E. , 2016/11631 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesine dayalı tazminat isteğine ilişkin davadan dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 20/10/2014 gün ve 2014/14815 – 2014/23256 sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla ve 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 09.02.2011 tarih ve 6110 sayılı Kanunun 8. maddesi ile değişik 14. maddesinin son fıkrası ve aynı Kanuna 6572 sayılı Kanunun 27. maddesi ile eklenen geçici 14. maddesi ile 22.01.2015 tarih ve 29244 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu"nun işbölümüne ilişkin 19.01.2015 tarih ve 2015/8 sayılı kararı gereğince, karar düzeltme incelemesi yapma görevinin Dairemize ait olduğu anlaşılmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nın 1007.maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmiş; hükmün davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5 Hukuk Dairesinin 20/14/2014 gün ve 2014/14815 Esas- 2014/23256 sayılı kararı ile; “Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; davacılar murisi ...."nun 09.08.1973 tarihinde 510 metrekare yüz ölçümlü olarak satın aldığı taşınmazın, aynı yıl yapılan kadastro çalışmalarında 5835 parsel olarak tespit gördüğü ancak; üçüncü şahıslar tarafından, ... Kadastro Mahkemesinde açılıp, 1976/46-1990/9 sayılı dosya üzerinden görülen tespite itiraz davası neticesinde, taşınmazın bir kısmının davacılar, bir kısmının da üçüncü şahıslar adına tesciline karar verilip, hükmün kesinleşmesi ve tapuda infaz edilmesi nedeniyle davacılara ait hissede azalma olduğu; kesinleşen bu kararın 10.11.1998 de tapuya hükmen tescil edildiği ve 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde dava açılmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, husumet nedeni ile reddedilmesi sonucu itibariyle doğrudur.Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından hükmün ONANMASINA, peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine” karar verilmiş,temyiz incelemesi duruşmalı yapıldığı ve davalı Hazine vekili duruşmaya katıldığı halde Hazine vekili lehine vekalet ücreti takdir edilmemiştir.
Davalı Hazine vekili karar düzeltme dilekçesinde; temyiz incelemesinin duruşmalı yapıldığı, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar verildiği, davalı Hazine vekilinin duruşmaya katıldığı, fakat lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini ileri sürmüştür.
Duruşmalı yapılan temyiz incelemesi sonucunda yazılan onama ilâmında açıklanan nedenlerle davacılar vekilin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar verilmiş olduğuna ve davalı Hazine vekilinin de Yargıtayda yapılan duruşmaya katıldığı anlaşıldığına göre, davalı Hazine yararına vekâlet ücreti takdiri gerekirken maddî hata sonucunda bu hususun gözardı edilmesi doğru değilse de bu yanılgının giderilmesi usul ekonomisi yönünden hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Yargıtay ilamının sonuç bölümünün düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin ücreti vekâlete yönelik karar düzeltme isteminin kabulü ile Yargıtay 5 Hukuk Dairesinin 20/14/2014 gün ve 2014/14816 Esas- 2014/23257 sayılı onama kararının son paragrafında yazılı “...ONANMASINA...” kelimesinden sonra gelmek üzere “...temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeni ile 1100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı Hazineye verilmesine....” “peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine 20.10.2014 günü oybirliği ile karar verildi” cümlesinin yazılması suretiyle 20/10/2014 gün ve 2014/14815 Esas-2014/23256 Karar sayılı DAİRE KARARININ DÜZELTİLMESİNE 01/12/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.