22. Hukuk Dairesi 2016/2446 E. , 2016/4862 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili, yıllık izin ücreti ile ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Yargıtay Bozma İlamı:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Tarafların temyizi üzerine Dairemizin 02.06.2011 tarih ve 2009/ 15847 esas, 2011/16391 karar sayılı ilamı ile “Dosyadaki bilgi ve belgere göre davacı davalıya ait işyerinde tarlada çalıştığı anlaşılmaktadır. Yapılan işin bu niteliği dikkate alındığında 4857 sayılı İş Kanunu"nun 4/b maddesinin kapsamına girdiği anlaşılmaktadır. Davacının yaptığı iş tarımsal faaliyet niteliğinde tarım işi olduğundan görevsizlik sebebi ile dava dilekçesinin reddine ve dosyanın görevli hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken mahkemece davanın esasına yönelik hüküm kurulması hatalıdır.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, bozma ilamı usul ve kanuna uygun bulunduğundan uyulmasına karar verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu 26.01.2016 tarihli ve 2016/2373 esas – 2016/3050 karar sayılı ilamı ile; uyuşmazlığın, işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkin olduğu, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu"nun 60. maddesinde 6644 sayılı Kanunla yapılan ve 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren kanun gereğince, yapılan inceleme sonucu hükme yönelik temyiz/karar düzeltme itirazlarının incelenmesi görevi için dosyanın Yargıtay 22. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine dair kesin olarak karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık Borçlar Kanunu"nun 313. ve devamı maddelerinde düzenlenen hizmet sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davacının davalı işyerinde çalıştığı hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık hizmet sözleşmesinin haklı sebeple feshedilip edilmediği ve davacının tazminata hak kazanıp kazanmadığı ve ayrıca diğer işçilik alacaklarından davalının sorumlu olup olmadığı konusunda toplanmaktadır. 4857 sayılı Kanun"un 4/...-b maddesi kapsamı işyerlerinde bu kanun hükümlerinin uygulanmayacağı vurgulanmıştır.
Bu durumda uyuşmazlıkta uygulanacak hükümler davanın açıldığı tarih itibariyle mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümleridir. Davacının istemleri arasında kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, aylık ücret alacağı, izin, fazla mesai ve tatil ücretleri yer olmaktadır.
Borçlar Kanunu"nun 344. maddesi, "muhik sebeplerden dolayı gerek işçi gerekse iş sahibi, bir ihbara lüzum olmaksızın her vakit akdi fesedebilir. Ezcümle, ahlaka müteallik sebeplerden dolayı yahut hüsnüniyet kaideleri noktasından iki taraftan birini artık akti icra etmemekte haklı gösteren her hal, muhik bir sebep teşkil eder. Bu gibi hallerin mevcudiyetini hakim taktir eder. Fakat işçinin kendi kusuru olmaksızın duçar olduğu nispeten kısa bir hastalığı yahut kısa müddetli biraskeri mükellefiyeti ifa etmesi, muhik sebep olarak kabul edilemez." hüküm, yine Borçlar Kanunu"nun 345/.... maddesinde ise, "Muhik sebepler bir tarafın akte riayet etmemesinden ibaret olduğu taktirde, bir taraf diğer tarafa onun akit ile müstehak iken mahrum kaldığı feri menfaatler de nazara alınmak üzere, tam bir tazminat itasıyla mükellef olur." hükmü ve yine anılan maddenin 2. fıkrasında ise, "bundan başka hakim vaktinden evvel feshin mali neticelerini, hali ve mahalli adeti gözönünde tutarak taktir eder." hükmü vazedilmiştir.
Az yukarıda vurgulandığı üzere, öncelikle mahkemece fesih üzerinde durulması gerekir mahkemece, hizmet sözleşmesinin ne şekilde fesh edildiği üzerinde durulmalı, feshin haklı olup olmadığı konusunda bir değerlendirme yapılması gerkir. Oysa az yukarıda düzenlenen mülga 818 sayılı Kanun"un 344 ve 345. maddelerinde hem işçi hem de işveren tarafından feshedilebileceği, ancak tazminat isteminde bulunulabilmesi için feshin işveren tarafından haksız olarak feshedilmesi, yada işçinin fesihte haklı olması gerektiği anlaşılmalıdır. Öte yandan süreli sözleşmelerde de vaktinden önce fesihle ilgili Borçlar Kanunu"nun 345/2. maddesinde düzenleme bulunmaktadır.
Yine, Borçlar Kanunu"nun 329. maddesinde fazla çalışmayla ilgili düzenleme mevcut olup, "Sözleşme ile kararlaştırılmış yada mutad olan çalışmanın ölçüsüne oranla bir fazla çalışma zorunlu oluyorsa, işçi bunu yapmaya gücü yeterse ve üzerine almaya reddetme dürüstlük kuralına bir aykırılık ifade ederse, fazla çalışmayı kabul etmek zorundadır.İşçi, bu fazla çalışma için kararlaştırılan ücrete oran kurularak ve özel durumlar gözönüne alınarak takdir edilmesi gereken ek ücreti talep hakkına sahiptir." Borçlar Kanunu"nun 334. maddesine ise, "İşveren işçiye mutat serbest saatler yada günler vermekle yükümlüdür. İşveren feshi ihbar yapılmasından sonra başka bir iş aranması için işçiye uygun bir zaman vermek zorundadır. Bütün durumlarda, işverenin çıkarlarını olabildiği kadar gözetmek gerekmektedir." Borçlar Kanunu"nun 340./II. maddesinde ise, iki haftalık bir ihbar süresi öngörülmüştür.
Somut olaya dönülecek olursa, mahkemece, davalı tarafından yapılan feshin haklı olup olmadığı değerlendirilmeli, feshin işveren tarafından haksız yada işçi tarafından haklı olarak feshedildiğinin belirlenmesi halinde işçinin Borçlar Kanunu"nun hükümlerinde düzenlenen tazminatları ve alacakları isteyebileceği gözetilmeli, Borçlar Kanunu"nun 329. maddesinde düzenlenen fazla çalışması ispatlandığı taktirde ücretle mütenasip bir miktar kabul edilmeli ve takdiri indirim yapılıp yapılmayacağı da değerlendirilmelidir. Keza bayram tatili ve genel tatiller konusunda da davacının talepleri değerlendirilmeli ve Borçlar Kanunu"nun 344. maddeleri gözetilmeli ve bu konuda davacının tüm delilleri ve davalının da karşı delilleri toplandıktan, gerekirse tanıkların yeniden anlatımlarına başvurulmalı, akabinde uzman bilirkişilerden denetime açık ve gerekçeli rapor alınarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.