1. Ceza Dairesi 2020/332 E. , 2020/1422 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Kasten öldürme, kasten öldürmeye yardım etme
HÜKÜM : 1- Sanık ... Hakkında; ..."ü öldürme suçundan TCK"nin 81/1, 29/1, 62/1, 53/1-2-3, 63. maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay hapis cezasına,
Dair Uşak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/111 esas, 2017/175 karar sayılı hükmüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine.
2- Uşak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/111 esas 2017/175 karar sayılı kararının hüküm fıkrasının 3 nolu bendinin kaldırılarak;
S.S.Çocuk ... Hakkında; ..."ün öldürülmesi suçuna yardım etmekten TCK"nin 81/1, 39/1, 31/3, 62/1, 63. maddeleri uyarınca 6 yıl 8 ay hapis cezasına,
3- Uşak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/111 esas 2017/175 karar sayılı kararının hüküm fıkrasının 5 nolu bendinin kaldırılarak;
Sanık ... Hakkında; ..."ün öldürülmesi suçuna yardım etmekten TCK"nin 81/1, 39/1, 62/1, 53/1-2-3, 58/6, 63. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezası.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Sanık ... müdafiinin karar tefhimini müteakip süresinde temyiz talebinde bulunduğu; ancak CMK 294. maddesinde belirtildiği şekilde temyiz sebebi bildirilmediğinden CMK"nin 295/1 maddeleri uyarınca sanık müdafiinin temyiz isteminin 5271 sayılı CMK"nin 298. maddesi uyarınca tebliğnamedeki görüşe uygun olarak Üye ..."in temyiz nedeni olmaksızın inceleme yapılabileceğine ilişkin karşı oyu ve oy çokluğu ile REDDİNE karar verilmiştir.
Sanıklar ..., ... ve ... hakkında maktul ..."ı kasten öldürme suçundan dolayı yerel mahkemece kurulan hükme yönelik yapılan istinaf başvurusu üzerine verilen istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararın sanıklar ... ve ... müdafiinin ve katılanlar vekilinin temyiz istemleri üzerine yapılan incelemede;
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 19/12/2018 gün ve 2018/145 esas, 2018/3443 sayılı kararında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, katılanlar vekilinin, sanıklara az ceza verildiğine, ... hakkında tahrikin uygulanmaması, diğer sanıkların fail olarak cezalandırılması, sanıklar hakkında takdiri indirim hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine, sanık ... müdafiinin öldürme suçuna yardımının bulunmadığına, delillerin mahkumiyet için yeterli olmadığına, sanık ... müdafiinin kendisini korumak amacıyla ateş ettiğine ilişkin ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine;
Ancak;
Oluşa ve dosya kapsamına göre, sanık ... ile maktul arasında husumet bulunduğu ve aralarındaki sorunu halletmek amacıyla maktul ile sanık ..."ın buluşmak için kararlaştırdıkları, sanık ..."ın maktul ..."ın yanına sanık ... ve suça sürüklenen çocuk ..."ı da alarak gittiği, maktulün köyüne vardıklarında sanık ... ile suça sürüklenen çocuk ..."ın araçtan inmediği, sanık ..."ın tek başına araçtan indiği, ölen ..."ın arkasında tuttuğu av tüfeği olduğu halde evin önünde karşılaştıklarında ..."ın ölen ..."a tokat attığı, ardından ..."ın av tüfeğini sanık ..."a doğrulttuğu, ... "ın da taşıdığı tabancayı ölenin ayağına doğrultarak bir el ateş edip maktulü yaralayarak olay yerinden ayrıldığı ve femoral arter yaralanmasına neden olması nedeniyle maktülün kaldırılmış olduğu hastanede hayatını kaybettiği olayda; hedef alınan vücut bölgesi, darbenin sayısı ve engel bir durum bulunmamasına rağmen sanığın eylemine kendiliğinden son vermesi dikkate alındığında, eyleminin kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçunu oluşturduğu ve sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK"nin 87/4. maddesi uyarınca hüküm kurulması gerektiği gözetilmeksizin, suç niteliğinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde kasten öldürme suçundan hüküm kurulması,
Usul ve yasaya aykırı olup, sanıklar ... ve ... müdafiinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedenine göre temyiz dilekçesinde sebep bildirmediği için temyiz talebi reddedilen sanık ..."a CMK"nin 306/1. maddesi gereğince bozmanın bu nedenle sirayet ettirilmesine, bozmaya konu kararın niteliği de gözetilerek aynı Kanunun 304/2. maddesi uyarınca dosyanın takdiren İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23/06/2020 gününde oy birliği ile karar verildi.
KARŞI OY;
Sanık ... müdafiinin yasal süre içerisinde verdiği temyiz dilekçesi ile temyiz iradesini açıkladığı ve bu dilekçenin yeterli ve yasal bir temyiz olarak kabulü gerektiği düşüncesi ile Dairemiz çoğunluğunun sanık ... müdafiinin temyiz talebinin reddine dair görüşüne katılmıyorum.
Şöyle ki;
5271 sayılı CMK"de olağan kanun yolları başlığı altında yer alan 294/1.md: Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır, 295.md: Temyiz başvurusunda temyiz nedenleri gösterilmemişse temyiz başvurusu için belirlenen sürenin bitmesinden veya gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde hükmü temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesine bu nedenleri içeren bir ek dilekçe verilir. Cumhuriyet savcısı temyiz dilekçesinde, temyiz isteğinin sanığın yararına veya aleyhine olduğunu açıkça belirtir, 298. md: Yargıtay...... ya da temyiz dilekçesinin temyiz sebeplerini içermediğini saptarsa temyiz istemini reddeder, 301 md: Yargıtay yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında inceleme yapar şeklinde düzenlemeler yapılmakla Bölge Adliye Mahkemelerinden geçerek Yargıtay incelemesine tabi olan dosyalarda temyizin ancak temyiz dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılabileceğini düzenlemiştir.
Yine 5271 sayılı CMK"de olağanüstü kanun yolları başlığı altında 5271 sayılı CMK"nin 308. maddesinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisini düzenlemiştir.
CMK"nin 308. md: Yargıtay Ceza Dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, re"sen veya istem üzerine, ilâmın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kuruluna itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz.
İtiraz üzerine dosya, kararına itiraz edilen daireye gönderilir.
Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderir.
5271 sayılı CMK"nin 232. maddesinin başlığında Hükmün gerekçesi ve hüküm fıkrasının içereceği hususlar düzenlenmiş olup CMK"nin 232/6. fıkrasında; Hüküm fıkrasında, 223"üncü maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir. şeklinde düzenlenmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulumuzun kendisine itirazen gelen bir dosyada sadece itiraz sebepleriyle sınırlı kalmayıp dosyada bulunan Yasaya aykırılıkların tamamını re"sen inceleyip bu hususlarda kararlar verdiği bilinmektedir.
Görüldüğü üzere aynı yasada olağan kanun yollarından temyiz yolunda temyiz davasını açan sanık veya katılan tarafın veya müdafilerinin dilekçesinde sebep bildirme zorunluluğu getirilmiş (CMK"nin 294/1) sebepten yoksun sadece kendi aleyhine verilen karara karşı temyiz hakkının kullandığını yasal süreleri içerisinde yargı merciine bildiren ve kararı davaya temyiz ediyorum diyen tarafın talebinin ise temyiz sebebi içermemesi nedeniyle reddolunacağını yasa koyucu hüküm altına almıştır. (CMK 298. md.)
Yasa koyucu CMK"nin 232/6. maddesinde kararı veren mahkemenin hükmünde bu karara karşı yasa yollarının neler olduğunu süresini ve merciini tereddüte mahal vermeyecek şekilde kararında belirtmesi gerektiğini belirtmiş ancak bu düzenlemeden daha sonra yürürlüğe giren mevzuatla mahkeme kararlarının temyizinin sebep içermesi gerektiği sebepsiz temyizin geçerli olmayacağı öngörülemediğinden olacak ki mahkemenin kararında temyiz sebebinin de dilekçede bulunması gerektiğini mahkemenin kararında bildirilmesi yasada düzenlenmemiştir. Uygulamada da böyle bir bildirim yapılmamaktadır.
CMK"deki temyiz sebebi ile bağlılık ilkesi uygulanacak ise temyiz sebebi bildirilmeden yapılan temyizlerin geçersiz sayılacağını ve hak kayıplarının yaşanabileceğini açıkça gören yargı mercilerinin bunun CMK"nin 232/6. md gereği davanın taraflarına kısa kararın son kısmında açıkça bildirilmesinin yasanın zorunlu bir sonucu olduğunu düşünmekle beraber yürürlükte olan mevzuat gözönüne alındığında herhangi bir hukuk eğitimi almayan ve ceza davasına taraf olan kişinin veya ilgili tarafın avukatının istinaf mahkemelerinden aleyhine çıktığını düşündüğü kararı sebep bildirmeksizin süresinde temyiz etse dahi bu temyizin Yargıtay Dairesince reddolunacağı ancak Yargıtay Cumhuriyet Savcısının ilgili Yargıtay Dairesinin kararına karşı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna itiraz etme hakkını kullanırken hiçbir sebep bildirmek zorunda olmadığı bununda vatandaşın aleyhine olarak 1982 Anayasasının 10, 11, 36, 90 md. ile Avrupa insan hakları sözleşmesinin 6 ve 10. maddelerinde karşılıklarını bulan kanun önünde eşitlik ve silahların eşitliği ilkelerine aykırılık teşkil ettiğini, yasal düzenlemelerin millet adna TBMM tarafından yapıldığını ancak bunların ilahi metinler olmayıp uygulayıcılar tarafından eksik, yanlış veya hakkaniyete aykırı olanlar var ise bunların belirlenip düzeltilmesinin de yasalarda düzenlendiği, usuli bir düzenlemeyi bilemediği için yasal süresi içerisinde temyiz dilekçesini sebep bildirmeden veren davanın tarafı veya taraf avukatının temyiz talebinin usul hükmü gereği sebep bildirilmediği düşüncesi ile reddolunmasının hukuki ve vicdani olmadığını sadece kanuni olduğunu ancak hakimin görevinin kanunu değil hukuku uygulamak olduğunu düşündüğümden Ceza Muhakemesinin odak noktası sayılan maddi gerçeğin ortaya çıkmasını engelleyecek mahiyetteki bu usul hükümlerinin davaya konu olaya uygulanması yerine öncelikle bu hükümlerin 1982 Anayasasına aykırılığı düşüncesi ile Anayasa mahkemesine iptal talebi ile gidilmesi bu kabul edilmeyecek ise Yargıtay Dairemiz tarafından CMK"de sanık lehine kıyasın yasak olmadığı dikkate alınarak CMK"nin 294/1. madde hükmündeki sebeple bağlılık kuralının CMK"nin 308. maddesindeki sebep bildirmenin zorunlu olmadığı şeklinde yorumlanması gerektiği ve sebep bildirilmese ve hatta taraf müdafii tarafından verilse dahi temyizen incelenme iradesinin belirlenebildiği dosyaların usule aykırılık nedeniyle reddedilip toplumun adalete, devlete, hukuka olan inancının sarsılmasını önlemek ve ihkakı hak yolunun açılmasının önüne de geçmek gerektiği düşüncesi ve gerekçesi ile çoğunluğun kanaatine usul yönünden muhalifim. Saygılarımla.