
Esas No: 2017/2142
Karar No: 2021/1181
Karar Tarihi: 07.10.2021
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2142 Esas 2021/1181 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “Menfi tespit ve takibin iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İstanbul 23. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen davalı ... yönünden davanın kısmen kabulüne, davalı ... Dekorasyon San. ve Tic. Ltd. Şti. yönünden ise davanın reddine ilişkin karar davacı ... San. A.Ş. vekili ve davalı ... vekilinin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece davalı ... Dekorasyon San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkındaki bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davacı şirket vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin inşa ettiği Kandilli Hasbahçe Evlerinde bulunan 9, 20 ve 21 nolu üç adet villanın satışı konusunda davalı ... ile 29.12.2004 tarihli üç ayrı sözleşme imzalandığını, sözleşmelerin 4. maddesi uyarınca taşınmazların davalı ..."a şap, sıva aşamasında kabası bitmiş olarak teslim edilmesine ve 30.12.2004 tarihinde tapularının devredilmesine rağmen, sözleşmelerin 14. maddesine göre iskân ruhsatının teminatı olarak davalıya verilen her biri 50.000USD değerinde toplam 150.000USD bedelli teminat senetleri için diğer davalı ... Dekorasyon San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından müvekkili aleyhine İstanbul 2. İcra Müdürlüğünün 2008/12801 sayılı dosyasında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, yargılamayı gerektiren teminat senetleriyle ilgili doğrudan kambiyo takibi yapılmasının yasal ve mümkün olmadığını, senetlerin metinlerinde açıkça yazılı olan “teminat” hükmünün takip alacaklısı bakımından da bağlayıcı olduğunu, bu hususun senetlerin lehdarı ...’a karşı ileri sürülebilecek bütün def’i ve itirazların teminat niteliğini bilerek ciro yoluyla alıp kabul eden ve takibe koyan davalı şirkete karşı da ileri sürülebileceğini, cironun teminat niteliğini ortadan kaldırmayacağını, mülga TTK’nın 602. maddesine göre vadesinden sonra ciro edilen teminat senetleri yönünden alacağın temliki hükümlerinin uygulanacağını, müvekkilinin edimlerini yerine getirdiğini ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davalı ...’a teminat olarak verilen ve her biri 50.000USD tutarlı toplam 150.000USD bedelli üç adet senetle ilgili olarak müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin iptaline ve takip alacaklısı şirketin takip tutarının %40"ından aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiş; 27.06.2013 havale tarihli ıslah dilekçesinde, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak dava dilekçesindeki taleplerini aynen tekrarlamak suretiyle davalıların müvekkilini zarara uğratmak amacıyla muvazaalı hareket ettiğini, dava dilekçesinde takip alacaklısı şirket aleyhine istediği icra inkâr tazminatını diğer davalı ... yönünden de talep ettiğini, davalı Şirket ile davalı ...’un takip tutarının %40’ından aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesi ve bu tazminattan müteselsilen sorumlu tutulması gerektiğini belirterek kötü niyet tazminatı yönünden davasını ıslah etmiştir.
Davalı Cevabı:
5.1. Davalı ... Dekorasyon San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin senetleri usulüne uygun ciro yoluyla devralan yetkili, iyi niyetli ve meşru hamil olduğunu, senetlerde neyin teminatı olduğu konusunda hiçbir açıklama bulunmadığından müvekkili şirketin bile bile borçlunun zararına hareket ettiğinden söz edilemeyeceğini, davacının alacağın temlikine ilişkin iddialarının soyut olup hiçbir somut delil ile ispatlanamadığını, mülga TTK’nın 602/2. maddesi uyarınca takip dayanağı senetlerdeki ciroların vadeden önce yapıldığı ve ortada geçerli ciroların bulunduğunun açık ve sabit olduğu gibi mülga TTK’nın 599. maddesine göre de beyaz/tarihsiz cirolar yolu ile senetleri usulüne uygun şekilde devralan ve dava konusu sözleşmelerde taraf olmayan müvekkiline karşı bonoların teminat senedi olarak düzenlendiğinin ileri sürülemeyeceğini, takip dayanağı senetlerin icra takibine konu edilmesinin haklı olduğunu, zira davacının beyanlarına göre sözü edilen yapı kullanma izin belgelerinin davacı tarafından alınmadığını, icra inkâr tazminatı isteminin haksız olduğunu belirterek davanın reddini ve %40"tan az olmamak üzere davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini savunmuştur.
5.2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacı ile imzalanan asıl ve ek sözleşmelere göre davacı şirketin 30.06.2005 tarihine kadar yapı kullanma izin belgesini almadığı gibi iskân ruhsatı için belediyeye dahi başvurmadığını, edimlerini yerine getirmeyen davacının yapı kullanma izin belgesinin alınmasının teminatı olan her bir sözleşme için 50.000USD olmak üzere toplam 150.000USD cezai şartı ödemekle yükümlü olduğunu, müvekkilinin cezai şart alacağının muaccel hâle geldiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararı:
6. İstanbul 23. Asliye Ticaret Mahkemesinin 04.07.2013 tarihli ve 2011/77 E., 2013/181 K. sayılı kararı ile; yapılan keşif sonucu alınan raporda davalı ..."un kendisine teslim edilen villalarda projeye aykırı imalatlar yaptığı ve projeye aykırı bu değişikliklerin iskân ruhsatı alınmasına engel teşkil ettiğinin belirlendiği, dolayısıyla davalı ..."un kusurlu davranışı ile davacı taahhüdünü yerine getiremediğinden davalının cezai şart alacağına hak kazandığına yönelik savunmasına itibar edilmediği, yargılama aşamasında da eksikliklerin giderilerek iskân ruhsatlarının alındığı, dava konusu toplam 150.000USD bedelli senetler ve bu senetlere dayanan icra takibi nedeniyle sözleşmelere göre davacıya ait olan iskân ruhsatı bedelinin mahsubu sonucu davacının davalı ...’a 139.932,78USD borçlu olmadığının tespit edildiği; davalı ... Dekorasyon San. ve Tic. Ltd. Şti. yönünden ise, vadesinden sonra cironun yapıldığı ve alacağın temliki hükümlerinin uygulanması gerektiğini ve bu doğrultuda temel ilişkiden kaynaklı def’ilerin davalı şirkete karşı ileri sürülebileceğini iddia eden davacının bu iddiasını kanıtlayamadığı, davalı takip alacaklısı ve senetlerin hamili olan şirketin bile bile davacının zararına kötü niyetli hareket ederek bonoları ciro ile temlik alıp takibe koyduğunun ispatlanamadığı, bu davalıya karşı açılan davanın reddi gerektiği gerekçesiyle davalı ... yönünden davanın kısmen kabulüne, dava konusu her biri 31.12.2004 keşide ve 31.05.2005 ödeme tarihli ve 50.000USD bedelli olan senetler ve bu senetlere dayanan icra takibi nedeniyle davacının davalıya 139.932,78USD borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine, şartları oluşmadığından davacının kötü niyet tazminatı isteminin reddine, davalı ... Dekorasyon San. ve Tic. Ltd. Şti."ne yönelik davanın reddine, davalının şartları oluşmayan ve yerinde görülmeyen %40 kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı şirket vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 24.12.2014 tarihli ve 2014/695 E., 2014/7528 K. sayılı bozma kararı ile;
“…1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ..."un tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-İstanbul 2. İcra Müdürlüğü"nün 2008/12801 sayılı doyasında takibe konu edilen 31.05.2005 vade tarihli 50.000,00"er USD meblağlı üç adet bononun keşidecisi davacı, lehdarı davalı iş sahibi ..."dur. Bonoların arkasındaki meşruhatlardan davalı iş sahibi ..."un cirosu ile bonoların tamamının davalı yetkili hamil ... Dekorasyon Ltd.Şti."ne devredildiği ve yetkili hamil olan bu şirket tarafından davacı yüklenici ile davalı ... aleyhine ilâmsız icra takibi yapıldığı anlaşılmaktadır. Her üç bono metninin bedel bölümünde teminat olduğu yazılıdır.
Dosya kapsamındaki mevcut deliller ve alınan bilirkişi raporu ile davacı yüklenicinin, davalı iş sahibi ..."a karşı edimini, iskân masraflarını karşılamak dışında yerine getirip teminat olarak verilen bonoların 139.932,78 USD"lik kısmının bedelsiz kaldığı saptanmıştır. Bu husus mahkemenin de kabulündedir.
Davacı tarafça cironun vadeden sonra yapılması sebebiyle senetlerin devrinin alacağın temliki hükümlerine tâbi olduğu ileri sürülmesine rağmen bu husus kanıtlanamamıştır. Dava, takip ve bonoların düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan ve somut olayda bonolarda da uygulanması gereken 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 599. maddesinin 1. fıkrasında kendisine müracaat olunan kimse keşideci veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan def"ileri kendisine başvuran yetkili hamile karşı ileri süremez ise de; yetkili hamilin bonoyu ciro yoluyla iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmesi halinde bu def"ilerin yetkili hamile karşı da ileri sürülebileceği kabul edilmiştir.
Az yukarıda da açıklandığı gibi takip dayanağı her üç bononun bedel kısmında “teminat” kaydı bulunduğundan, yetkili hamil bonoların teminat olarak verildiğini bildiği ya da bilmesi gerektiği ve bu halde iyiniyetli meşru hamil sayılamayacağıdan TTK"nın 599. maddesinin 1. fıkrası son cümlesindeki istisna kuralı gereğince davalı ... Dekorasyon Ltd.Şti. hakkındaki davanın da kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken mahkemece bu husus gözden kaçırılarak yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
9. İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05.04.2016 tarihli ve 2016/13 E., 2016/252 K. sayılı kararı ile; davaya konu bonolar üzerinde teminat kaydı olduğu, ayrıca ciro edilemez kaydının bulunmadığı, bonolar üzerinde yer alan teminat kaydının ciro edilmesine engel teşkil etmeyeceği, sadece teminat kaydı içeren bonoyu ciro yoluyla devralan hamilin teminat fonksiyonunun devreye girmediğini ve bonoların bedelsiz kaldığını bilebilecek durumda olduğunun ve iyi niyetli olmadığının kabul edilemeyeceği, davalı ... Dekorasyon San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin kötü niyetinin kanıtlanamadığı, mülga TTK’nın 599/1. maddesinde yer alan kendisine müracaat olunan kimse keşideci veya önceki hamillerden biriyle kendisi arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan def"ileri kendisine başvuran yetkili hamile karşı ileri süremez ise de; yetkili hamilin bonoyu ciro yoluyla iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmesi hâlinde bu def"ilerin yetkili hamile karşı da ileri sürülebileceği şeklindeki düzenlemenin bu davalı yönünden uygulanamayacağı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı süresi içinde davacı şirket vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; icra takibinin dayanağı her üç bononun bedel kısmında “teminat” kaydı bulunduğunun sabit olduğu somut olayda, bonolar üzerinde yer alan teminat kaydının ciro edilmesine engel teşkil edip etmeyeceği, ayrıca ciro edilemez kaydı bulunmayan ve teminat kaydı içeren bonoları ciro yoluyla devralan davalı hamil/takip alacaklısı ... Dekorasyon San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin bonoların teminat olarak verildiğini bilebilecek durumda olup olmadığı veya bilmesinin gerekip gerekmediği ve bu hâlde iyi niyetli meşru hamil sayılıp sayılamayacağı noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
A) Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
12. Bilindiği üzere hukukî yarar dava şartı olduğu gibi temyiz istemi için de gereken bir şarttır. Mahkemenin ilk kararında davalı ... yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı şirket vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; Özel Dairece adı geçen davalının bütün temyiz itirazları reddedilmiş, bozma kararından sonra mahkemece davalı ... yönünden bozmaya uyularak hüküm kurulmuştur. Bu durumda direnme kararını temyizde hukukî yararı bulunmadığından, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının hukukî yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir.
B) Davacı şirket vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
13. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle konu ile ilgili yasal düzenleme ve kavramların açıklanmasında fayda vardır.
14. Kambiyo senetleri mücerret kıymetli evrak niteliğine sahip olduklarından bu senetlerde yer alan hak, temel borç ilişkisinden bağımsızdır. Temel borç ilişkisinin taraflarından birinin bir kambiyo senedi düzenleyip lehtara vermesiyle kambiyo ilişkisi diye adlandırılan ve temel borç ilişkisinden bağımsız olan ikinci bir borç ilişkisi doğar. Dolayısıyla bir borç hakkında kambiyo senedi düzenlendiği takdirde, taraflar arasında biri temel borç ilişkisi, diğeri kambiyo ilişkisi olmak üzere iki çeşit ilişki bulunur. Aynı durum, kambiyo senedinin tedavülü hâlinde de karşımıza çıkar. Bir kambiyo senedi ciro edildiği zaman ciranta ile ciro edilen kişi arasında kural olarak bir temel ilişki (asıl borç ilişkisi) bulunmaktadır. Ayrıca, bu iki kişi arasında kambiyo hukukundan doğan bir kambiyo ilişkisi de mevcuttur. Bu sebeple taraflar arasındaki temel borç ilişkisindeki bozukluklar kambiyo ilişkisini etkilemez. Temel borç ilişkisinden doğan def’iler, temel borç ilişkisi ile kambiyo ilişkisinin taraflarının aynı olması ve bile bile borçlu zararına hareket edilmesi hâlleri dışında, kambiyo ilişkisinde ileri sürülemez. Zira temel borç ilişkisi kendi hukukuna, kambiyo ilişkisi de kendi hukukuna tabidir.
15. Kambiyo senedinin düzenlenmesinde en önemli unsur temel alacağın varlığıdır. Ancak temel alacağın senedin tanzimi anında mutlak surette varlığı gerekli değildir. Başka bir deyişle kambiyo senedinin metninde muayyen bir meblağın yazılması gerekli ise de, bu husus temel alacağın da muayyen olmasını gerektirmez; temel alacak doğduğu anda, senette yazılı olan miktardan az ise, senet kısmi bedelsizliğe uğrar. Bu itibarla taraflar arasında temel ilişkinin varlığına rağmen, temel alacağı doğmamış ancak doğması mümkün ya da şarta bağlanmış bir alacak için veyahut da cezai şarta ilişkin olarak kambiyo senedi düzenlenebilir. Bu şekilde bir alacağa bağlı olarak düzenlenen senet, vadesi gelmesine rağmen alacak doğmamışsa, o an için bedelsizdir. Fakat bu bedelsizlik geçici bir süre için olup, alacak doğunca senedin bedelsizliği alacak miktarı kadar ortadan kalkacaktır. Bu kapsamda kambiyo senedinin teminat amacıyla verildiği iddiası da temelinde bedelsizliğe dayalı bir iddiadır. Ancak kural olarak kambiyo senedinin teminat olarak verilmesi senedin doğrudan bedelsizliğine yol açmaz; teminat altına alınan borcun yerine getirilmesi ve teminat ihtiyacının ortadan kalkması ile senet bedelsiz hâle gelir.
16. Temel borç ilişkisindeki bir edimin teminatı olarak düzenlenen kambiyo senetlerinde, teminat ettikleri husus gerçekleşinceye kadar geçici bedelsizlik, gerçekleşince kesin bedelsizlik söz konusudur. Eğer teminat ettikleri husus gerçekleşmez ise senette bedelsizlik ortadan kalkacaktır. Bu itibarla kambiyo senedinin teminat amacıyla düzenlenmesi hâlinde borçlu, senet lehtarın elindeyse (ciro görmemişse), teminatı talep etme şartlarının oluşmadığını (riskin gerçekleşmediğini) ya da alacaklının senedin teminatını oluşturduğu borç miktarını aşan bir talepte bulunduğunu kişisel def’i olarak öne sürebilir. Senet ciro edilmişse hamil senedin teminat senedi olduğunu biliyor ve borçlunun zararına hareket ediyorsa, anılan def’inin hamile karşı da öne sürülmesi mümkündür.
17. Hemen belirtilmelidir ki, kambiyo senedinin üzerinde teminat kaydı var ise, ancak neyin teminatı olduğu belirtilmemiş ise; bu kayıt kambiyo senedinin mücerrettik vasfını ortadan kaldırmaz. Buna karşılık senet üzerinde asıl borç ilişkisine atıf yapan veya ödemeyi şarta bağlayan kayıtlar olması durumunda senedin mücerretlik vasfı ortadan kalkacağından böyle bir senede dayanılarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamaz. Nitekim aynı ilkelere Hukuk Genel Kurulunun 29.04.2021 tarihli ve 2017/11-40 E. 2021/542 K. sayılı kararında da değinilmiştir.
18. Öte yandan uyuşmazlığın ortaya çıktığı tarihte yürürlükte bulunan ve somut olayda uygulanması gereken mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) “Defiler” başlıklı 599/1.maddesinde;
“Poliçeden dolayı kendisine müracaat olunan kimse keşideci veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan defileri müracaatta bulunan hamile karşı ileri süremez; meğer ki, hamil, poliçeyi iktisabederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” hükmü yer almaktadır. Aynı hüküm, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 687. maddesinde ise sadeleştirilerek düzenlenmiştir.
19. Anılan madde hükmüne göre; Hukuk Genel Kurulunun 06.11.2015 tarihli ve 2013/15-2410 E. 2015/2433 K. sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, poliçeden dolayı kendisine müracaat olunan kimse, keşideci veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan def’ileri müracaatta bulunan hamile karşı ileri süremez; meğer ki hamil poliçeyi iktisap ederken savunmaya esas olan durumu bile bile ve borçlunun zararına hareket etmiş ise, borçlu bu savunmayı alacaklıya karşı ileri sürebilir. Bu maddede öngörülen borçlunun zararına bile bile hareket ve kötü niyetin ise yasa koyucu herhangi bir yazılı ispat şeklinden söz etmediğinden, şahit dahil her türlü delille ispat edilebileceğinin kabulü gerekir.
20. Mülga Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 690. maddesinde yapılan atıf uyarınca poliçelerin cirosuna ilişkin TTK’nın 593-602. maddesinde yer alan hükümler ve şüphesiz TTK’nın 599/1. maddesindeki def’ilerle ilgili düzenleme bono veya emre muharrer senedin mahiyetine aykırı düşmedikçe bonolar hakkında da uygulanacaktır.
21. Tüm bu açıklamalar kapsamında somut olay değerlendirildiğinde; davanın ve icra takibinin dayanağı üç adet bono üzerinde sadece teminat kaydının bulunduğu, ancak bonoların bedel kısmında yer alan teminat kaydının neyin teminatı olduğu belirtilmediğinden bu kaydın kambiyo senedinin mücerrettik vasfını ortadan kaldırmayacağı, senetleri ciro yoluyla devralarak hamil sıfatıyla davacı yüklenici şirket ve davalı iş sahibi ... aleyhine icra takibi başlatan davalı ... Dekorasyon San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin bonoların teminat olarak verildiğini bilebilecek durumda olduğunun ya da bilmesi gerektiğinin, kötü niyetle ve bilerek davacının zararına hareket ettiğinin kanıtlanamadığı, dolayısıyla davalı/takip alacaklısı şirketin yetkili ve iyi niyetli meşru hamil olduğu anlaşılmaktadır.
22. Bu durumda mahkemece takip sebebi bonolar üzerinde bulunan teminat kaydının ciro edilmesine engel teşkil etmediği, ciro yolu ile bonoları devralan davalı ... Dekorasyon San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin kötü niyetli olduğunun kanıtlanamadığı ve TTK’nın 599/1. maddesinin son cümlesinde yer alan istisna kuralın bu şirket yönünden uygulanamayacağı gerekçesiyle verilen direnme kararı yerindedir.
23. Hâl böyle olunca, usul ve yasaya uygun olan direnme kararı onanmalıdır.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1)Yukarıda III-A maddesinde yazılı nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının hukukî yarar yokluğundan REDDİNE,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
2)Yukarıda III-B maddesinde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının ONANMASINA,
Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,
6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 440. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.10.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.