15. Ceza Dairesi 2018/4192 E. , 2018/6942 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs, dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1- Societe General Bank’a karşı; a-
TCK’nın 158/1-j, son, 35, 62, 52/2, 53. maddeler gereğince mahkumiyet b- TCK’nın 204/1, 62, 53. maddeler gereğince mahkumiyet
2- Denizbank’a karşı; TCK’nın 158/1-j, son, 35, 62, 52/2, 53. maddeler gereğince mahkumiyet
3- Türk Telekom’a karşı;
a- TCK’nın 157/1, 43, 62, 52/2, 53. maddeler gereğince mahkumiyet b-TCK’nın 204/1, 43, 62, 53. maddeler gereğince mahkumiyet
c- TCK’nın 207/1, 43, 62, 53. maddeler gereğincemahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs, dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik ve özel belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın, müşteki ...’a ait nüfus cüzdanına kendi fotoğrafını yapıştırıp sahte bir ikametgah belgesi oluşturduktan sonra değişik tarihlerde müşteki adına üç adet telefon hattı alıp faturaları ödemediği, yine farklı tarihlerde müşteki Societe General Bank ve Denizbank’a başvurup kredi talebinde bulunduğu, yapılan incelemede söz konusu nüfus cüzdanının sahte olduğunun belirlenmesi üzerine sanığa kredi verilmediği, böylece sanığın nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs, dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik ve özel belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda,
1- Nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde;
Sanık, katılan ve tanık beyanları ile dosya kapsamına göre, suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır. Sanığın, sahte nüfus cüzdanı kullandığının, nüfus cüzdanı sahibinin aranması üzerine ortaya çıktığı, sanığın yaptığı hileli hareketlerle müşteki bankaların denetim olanağını ortadan kaldırdığı dikkate alınarak tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
5237 sayılı TCK"nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (i) ve (k), (l) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği ve buna göre, haksız menfaat miktarının her bir müşteki bankaya karşı 2.000’er TL, haksız menfaatin iki katının 4.000 TL olduğu dikkate alınarak temel cezanın bu miktardan az olmayacak şekilde belirlenip sanığın 200 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 35/2. maddesi gereğince cezasından ½ oranında indirim yapılarak sanığın 100 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 62. maddesi gereğince cezasından 1/6 oranında indirim yapılarak sanığın 83 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına ve aynı Kanun"un 52. maddesi gereğince günlüğü 20.00 TL den hesap edilmek suretiyle netice olarak 1.660 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, temel cezanın uygulama maddesine göre eksik olarak belirlenmesi suretiyle eksik adli para cezası tayini, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın herhangi bir gerekçeye dayanmayan temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
2- Dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Sanığın, müşteki ...’a ait nüfus cüzdanını kullanarak, sahte hat çıkartıp müşteki aleyhine haksız menfaat temin ettiği dikkate alınarak, dolandırıcılık suçunun kamu kurumunun maddi varlıklarından olan nüfus cüzdanının kullanılması suretiyle işlendiğinin anlaşılması karşısında, sanığın, TCK’nın 158/1-d maddesi kapsamında nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyeti yerine suç vasfında yanılgıya düşmek suretiyle eksik ceza tayini,
3- Resmi belgede sahtecilik ve özel belgede sahtecilik suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 tarih, 2013/11-397; 2014/202 E. K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK"nın “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, sanığın, aynı suç işleme kararıyla ve aynı anda düzenlenen belgelerle ilgili olarak tek bir suçtan hüküm kurulması gerekeceği, buna karşın, aynı suç işleme kararıyla fakat değişik zamanlarda düzenlenen çeklerle ilgili olarak yine tek bir resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulup, aynı Kanun"un 43. maddesi gereğince zincirleme suç hükümleri gereğince cezanın arttırılması gerektiği, farklı suç işleme kastının bulunduğunun ispatı halinde her bir eylemin ayrı bir suç oluşturacağı dikkate alınmalıdır. Ayrıca, sahtecilik suçunun oluşabilmesi için, yapılan sahtecilikte aldatma kabiliyetinin bulunması zorunludur. Aldatma kabiliyetinin bulunup bulunmadığı da belge aslı üzeri üzerinde hakim tarafından yapılacak bir incelemeyle belirlenecektir. Bu hukuksal olgular ışığında somut olay incelendiğinde, suça konu belgelerin asıllarının ele geçirilememesi nedeniyle bu belgeler üzerinde aldatma kabiliyetinin belirlenmesi yönünden inceleme yapılamaması ve onaysız fotokopiden ibaret olan bu belgelerin hukuki sonuç doğurmayacağı bilinmelidir. Buna göre, sanığın, somut olayda, aynı suç işleme kararıyla değişik zamanlarda sahte ikametgah belgesi, sahte kredi sözleşmeleri, sahte abonelik sözleşmeleri hazırlandığı ve kullanıldığı, suçta kullanılan nüfus cüzdanı fotokopisi nedeniyle ayrıca bir suç oluşmayacağı dikkate alınarak, sanığın TCK’nın 204/1, 43. maddeleri gereğince mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın her bir eyleminin ayrı bir suç olarak değerlendirmesi suretiyle fazla ceza tayini,
Sahte abonelik sözleşmeleri nedeniyle özel belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik hüküm açısından kabule göre de; hükümden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki "Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 56. maddesindeki suçu oluşturup oluşturmayacağının tartışılmasında zorunlululuk bulunması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükümlerin BOZULMASINA, aynı Kanun"un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 22/10/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.