Esas No: 2017/121
Karar No: 2020/12250
Karar Tarihi: 08.12.2020
Danıştay 6. Daire 2017/121 Esas 2020/12250 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2017/121
Karar No : 2020/12250
KARAR DÜZELTME İSTEMİNDE BULUNAN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Belediye Başkanlığı - ...
VEKİLİ : Av. ...
DAVALI YANINDA MÜDAHİL : ...
İSTEMİN ÖZETİ : Danıştay Altıncı Dairesince verilen 16/03/2016 tarih ve E:2012/4186, K:2016/1175 sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ 'İN DÜŞÜNCESİ: Karar düzeltme isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
6545 sayılı Türk Ceza Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 103. maddesinin b) bendi ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesi yürürlükten kaldırılmış ise de; anılan Yasanın 27. maddesiyle 2577 sayılı Yasaya eklenen Geçici 8. maddenin 1. fıkrasındaki "Bu Kanunla idari yargıda kanun yollarına ilişkin getirilen hükümler, 2576 sayılı Kanunun, bu Kanunla değişik 3 üncü maddesine göre kurulan bölge idare mahkemelerinin tüm yurtta göreve başlayacakları tarihten sonra verilen kararlar hakkında uygulanır. Bu tarihten önce verilmiş kararlar hakkında, kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan kanun yollarına ilişkin hükümler uygulanır." kuralı uyarınca, bu maddeye göre kararın düzeltilmesi yolundaki istemin incelemesine geçildi.
Danıştay Dava Daireleri ile İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurullarının temyiz üzerine verilen kararları hakkında ancak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesinde yazılı nedenlerle kararın düzeltilmesi istenebilir. Kararın düzeltilmesi dilekçesinde öne sürülen hususlar ise adı geçen yasa maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymamaktadır.
Bu nedenle kararın düzeltilmesi isteminin reddine, yargılama giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, 08/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X)KARŞI OY :
Dava; aynı ilçede akaryakıt istasyonu bulunan davacı tarafından, ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, ... ada, ... sayılı parsele akaryakıt, LPG istasyonu ve sosyal tesis yapılması amacıyla verilen 30/04/2010 tarihli yap ruhsatının iptali istemiyle açılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinin (a) fıkrasında, idari davaların idari işlemler hakkında yetki, sebep, şekil, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacağı belirtildikten sonra ilk inceleme konularının belirlendiği 14. maddenin 3/c bendinde dilekçenin ehliyet yönünden inceleneceği, 15. maddenin 1/b bendinde ise bu hususta kanuna aykırılık görülmesi halinde davanın reddedileceği hükme bağlanmıştır.
Yargısal denetim amacıyla her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunması koşuluna ihtiyaç vardır. Her olay ve davada, yargı merciine başvurarak dava açan kişinin menfaatinin, iptali istenen işlemle ne ölçüde ihlal edildiğinin takdiri de yargı mercilerine bırakılmıştır. İptal davası açılabilmesi için gerekli olan menfaat ilişkisi kişisel, meşru, güncel bir menfaatin bulunması halinde gerçekleşecektir. Başka bir anlatımla, iptal davasına konu olan işlemin davacının menfaatini ihlal ettiğinden söz edilebilmesi için, davacıyı etkilemesi, yani davacının kişisel menfaatini ihlal etmesi, işlem ile davacı arasında ciddi ve makul bir ilişkinin bulunması gerekmektedir.
İdari bir karar münhasıran davacıyı etkileyebileceği gibi, uyuşmazlığın niteliğine göre vatandaş veya belde sakini sıfatıyla da iptal davası açılabilmesinin hukuken olanaklı olduğu, ticari kar ve ekonomik menfaat kavramlarının da ehliyet kapsamında değerlendirilmesi gerektiği açıktır.
Mahkemece dava konusu işlemin iptali yolunda verilen karar, Danıştay Altıncı Dairesinin 16/03/2016 tarih ve E:2012/4186, K:2016/1175 sayılı kararıyla, davacı tarafından işletilen tesisin uyuşmazlık konusu akaryakıt istasyonu ile aynı ilçe sınırları içerisinde yer aldığı, uyuşmazlık konusu taşınmazın aynı yönde kendi akaryakıt istasyonundan 1 km.den az mesafede konumlandığı çerçevesinde bir iddiasının da bulunmadığı anlaşıldığından, kar mahrumiyeti endişesi ile açıldığı anlaşılan davada, davacının dava konusu işlemlerin iptalini istemesinde imar mevzuatı çerçevesinde menfaatinin bulunmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
Davacının aynı ilçede akaryakıt işletmecisi olması ve dava konusu işlemin ekonomik menfaatlerine aykırı olması nedeniyle iptali istenilen işlemle arasında meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilişkisinin bulunduğu, dolayısı ile davacının bakılan davada ehliyetli olduğu açıktır.
Bu durumda, davacının dava açma ehliyeti bulunduğu sonucuna varıldığından, davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği gerekçesiyle verilen bozma kararına yönelik karar düzeltme isteminin kabul edilerek işin esasının incelenmesi suretiyle bir karar verilmesi gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.