Özet:

Sanığın, tapu memuru olarak görev yaptığı sırada, bir kısım taşınmazın askeri yasak ve güvenlik bölgeleri kapsamında kalıp kalmadığına ilişkin yazıları görevli olmadığı halde düzenleyip resmi belgede sahtecilik suçu işlediği ve ayrıca özel harita mühendislerince hazırlanan 1/25000 ölçekli haritaların tapu müdürü yerine imzalandığı için görevi kötüye kullanma suçu da işlediği iddia edilmiştir. Ancak, eyleminin bir bütün halinde zincirleme şeklinde görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, eylemi ikiye bölünüp suç vasfında yanılgıya düşülerek sanığın resmi belgede sahtecilik ve görevi kötüye kullanma suçlarından ayrı ayrı mahkûm edilmesi yasaya aykırıdır. Bu nedenle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi, zincirleme suçların tek suç olarak değerlendirilmesi ilkesini düzenlemektedir. Zincirleme suçların tek suç olarak değerlendirilmesi, yasa koyucunun amacını gerçekleştirmek için suçun niteliğine uygun bir ceza verilmesini sağlamakta ve haksız cezalandırmaların önüne geçmektedir.
5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ise, hukuka aykırı bir karara karşı temyiz yolunun açık olduğu, temyiz incelemesinin ve karar vermenin Yargıtay tarafından yapılacağına ilişkin hükümler içermektedir.