16. Hukuk Dairesi 2014/5962 E. , 2015/3104 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
2859 sayılı Yasa uyarınca yapılan yenileme kadastrosu sonucu ... Köyü çalışma alanında ve tapuda davacılar murisi ... adına kayıtlı bulunan eski 853 ve 351 parsel sayılı 6031 ve 1660 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, 268 ada 5 ve 269 ada 1 numarasıyla 6.403,37 ve 1.705,37 metrekare yüzölçümlü olarak; davalılar murisi ... adına tapuda kayıtlı bulunan eski 697 ve 539 parsel sayılı 7033 ve 16170 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, 268 ada 6 ve 269 ada 2 parsel numarasıyla 6.459,98 ve 16.040,21 metrekare yüzölçümlü olarak tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar, kendilerine ait 268 ada 5 ve 269 ada 1 parsel sayılı taşınmazların sınırlarının yanlış belirlendiğini ve yanlışlığın davalılara ait 268 ada 6 ve 269 ada 2 parsel sayılı taşınmazlardan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Yargılama sırasında Hazine, çekişmeli taşınmazların yanında aynı adada bulunan tüm taşınmazların sınırlarının yanlış belirlendiğini ve düzeltmenin tüm taşınmazları kapsayacak biçimde yapılması istemiyle davaya katılma talebinde bulunmuş, müdahale istemi Mahkemece kabul edilmemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 268 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 22.11.2012 tarihli fen bilirkişi raporunda (T) harfi ile gösterilen 329.79 metrekare yüzölçümündeki bölümünün tapu kaydınını iptali ile bu bölümün 268 ada 5 parsel sayılı taşınmazla birleştirilerek tapuya tesciline, 269 ada 2 parsel sayılı taşınmazın aynı raporda (K) harfi ile gösterilen 564.12 metrekare yüzölçümündeki bölümünün tapu kaydınını iptali ile bu bölümün 269 ada 1 parsel sayılı taşınmazla birleştirilerek tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, davalılılardan ... ve davaya müdahale istemi reddedilen Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davaya müdahale istemi Mahkemece reddedilen Hazine"nin temyiz inceleme istemi yönünden: Eldeki davada uyuşmazlık; davacılar ve davalılar murisleri adlarına tapuya kayıtlı yeni 258 ada 5 ve 6 parseller ile 269 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlar arasındaki müşterek sınırların yenileme kadastrosu sonucu yanlış belirdiği iddiasına ilişkin olup, Müdahale isteminde bulunan Hazine"nin davaya katılmada hukuki yararının bulunmadığı, kararda da aleyhine yeni bir hukuki durum da yaratılmadığı anlaşılmakla temyiz inceleme isteminin REDDİNE,
2- Davacılar vekili ve davalı ..."in temyiz itirazlarına gelince: Teknik açıdan yetersiz kalan, uygulama niteliğini kaybeden, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği anlaşılan kadastro haritalarının yenilenmesi ve uygulanabilir hale getirilmesi amacıyla ilk önce 23.06.1983 tarihli 2859 sayılı Yasa uyarınca yenileme çalışmaları (yenileme kadastrosu) yapılmış, bu yasa ihtiyaca cevap vermeyince, 22.02.2005 tarih 5304 sayılı Yasa ile getirilen 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 22/a maddesi ile bu madde uyarınca 29.11.2006 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren "Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilindeki Gerekli Düzeltmelerin Yapılmasında Uygulanacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmelik" hükümlerine göre çalışmalar (uygulama kadastrosu) yapılmaya başlanmıştır. Uygulama (yenileme) kadastrosunun amacı, tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim (tersimat) ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermektir. Uygulama kadastrosu, 3402 sayılı Yasa"nın 12/3. maddesinin istisnası olmadığı gibi, mülkiyet ihtilaflarının idari işlemle ortadan kaldırılması gibi bir amaca da sahip değildir. Bu nedenlerle, uygulama kadastrosu sırasında mülkiyet ihtilafları gündeme getirilemez ve değerlendirmeye alınmaz. Kazanılmış hakların korunması ve mülkiyet hakkının zedelenmemesi için uygulama kadastrosunun amacına ve yöntemine uygun şekilde yapılması zorunludur.
Uygulama/Yenileme kadastrosu yapılırken öncelikle zeminde bulunan ve ilk kadastro tarihinde de mevcut olan sabit noktalardan, aynı döneme ve öncesine ait farklı amaçlarla üretilmiş haritalar ile benzeri verilerden yararlanılarak yapılan bir dizi teknik çalışmalardan sonra tesis kadastrosu haritaları ortofoto üzerine işlenmekte, haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden kaynaklandığı tespit edilerek ada raporu düzenlenmekte ve bundan sonra yukarıda sözü edilen yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak uygulama tutanağı düzenlenmekte ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmektedir. İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle, mahkemelerce, amaca uygun bir inceleme ve araştırma yapılması zorunludur.
Mahkemece, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, uydu fotoğrafları ve uygulama/yenileme kadastrosunun yapıldığı tarihe yakın tarihli ortofoto, tesis kadastrosu haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama/yenileme kadastrosu sırasında yararlanılan diğer haritalar, çekişmeli taşınmaza ilişkin olarak tesis ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgeler getirtilmelidir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve harita ya da jeodezi mühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılmalı; keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan ilk tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilmeli, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar fen bilirkişisi tarafından haritasında işaretlenmeli, fen bilirkişisinden denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama/yenileme kadastrosunu denetlemesi istenmeli; fen bilirkişisinden, tesis kadastrosunun hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama/yenileme kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama/yenileme kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve "ada raporu" ile "uygulama/yenileme tutanağı ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor alınmalıdır. Bu raporun eki olacak haritalarda, birincisi hava fotoğrafı üzerinde, ikincisi ise ortofoto (bulunmadığı takdirde uydu fotoğrafı) üzerinde tesis kadastrosu paftası ve uygulama/yenileme kadastrosu paftası çakıştırılmış bulunmalı, ayrıca her biri yönünden çakıştırmalardan bir tanesinin ada bazında, diğerinin ise çekişmeli taşınmaz ve yakın komşularını gösterir şekilde olmalıdır. Fen bilirkişi haritasında, uygulama/yenileme kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli; değerlendirme yapılırken, uygulama/yenileme kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır.
Somut olayda mahkemece, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılmamış, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafı, uydu fotoğrafı ve ortofoto (uygulama/yenileme kadastrosunun yapıldığı tarihe yakın tarihli) getirtilip uygulanmamış, uygulama/yenileme kadastrosu sırasında değişen sınırın hangi hatadan kaynaklandığı denetime elverişli şekilde araştırılmamış, ölçü krokisi getirtilerek tesis kadastrosu paftası çizilirken tersimat hatası yapılıp yapılmadığı denetlenmemiş, soyut içerikli ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulmuştur. Yetersiz inceleme ve araştırmaya dayanılarak karar verilemez. Hal böyle olunca mahkemece doğru sonuca varılabilmesi için, öncelikle denetime veri teşkil edecek bilgi ve belgeler getirtilerek dosya ikmal edilmeli, bundan sonra mahallinde yeniden ve yukarıda açıklanan ilkelere uygun şekilde keşif yapılarak uzman bilirkişiden denetime elverişli, gerekçeli ve ayrıntılı rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Açıklanan nedenlerle davacılar vekili ve davalı ..."in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacılar ve davalıya ayrı ayrı iadesine, 01.04.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.