17. Hukuk Dairesi 2016/5646 E. , 2017/8285 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacının maliki olduğu, kredi ile alınmış, 26026 ada, 5 nolu parselde kayıtlı, ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi 826. sokak ... Apartmanı No: 15/1 nolu, davalı nezdinde 21.12.2010 tarihli ve 00...4-5 nolu poliçe ile sigorta teminatı altına alınmış konutun bulunduğu binanın 16.06.2011 tarihinden itibaren heyelan nedeni ile kullanılmaz hale geldiğinden ... Belediyesi Encümenliği tarafından 10.01.2012 tarihinde yıkım kararı alındığını, binanın ve konutun yeni olduğunu ve yıpranma bulunmadığını, ... 6. Sulh Hukuk Mahkemesi 2011/541 D. İş sayılı dosyası ile mevcut durumun tespitinin yaptırıldığını, aynı binada, aynı koşullarda poliçe akdedilmiş 2 nolu daire zararı... Sigorta A.Ş. tarafından ödenmişken, davalının davacıya ödeme yapmamasının iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu, poliçe kapsamında zararın karşılanması için davalıya 09.08.2011, 18.11.2011 ve 16.01.2012 tarihinde yapılan başvuruların sonuçsuz kalması ile dava açmak zorunda kaldıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL zararın 09.08.2011 başvuru tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 125.000 TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, davanın kabulüne 125.000,00 TL"nin 23/02/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin asağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-) Dava, konut sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nin belirsiz alacak davasını düzenleyen 107. maddesinde” (1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu hallerde belirsiz alacak davası açılabilecektir.
Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde dava konusu konut sigorta poliçesine dayanarak müvekkilinin evinde meydana gelen hasarın davalılardan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 10.000,00 TL alacağın tahsiline karar verilmesini istemiş, talebini 125.000 TL’ye çıkardığını belirterek ıslah harcı yatırmış ve ıslah dilekçesi vermiştir. Bu durumda davacının davasını kısmi dava olarak açmış olduğunun anlaşılması karşısında, mahkemece davanın belirsiz alacak olarak nitelendirilmesi yanlış olup, dava kısmi eda davasıdır.
Dava açılmakla, belirsiz alacak davasında alacağın tamamına ilişkin zamanaşımı süresi kesilmekte iken, kısmi davada talep edilmeyen kısım için zamanaşımı süresi işlemeye devam eder. Belirsiz alacak davasında davalı tarafça dava açıldıktan sonra ileri sürülen zamanaşımı def"i sadece ilk talebi değil bedel artırım talebini de kapsar ve süresinde zamanaşımı def"in de bulunmaması halinde arttırılan bedel için sonradan zamanaşımı def"inde bulunulamaz.
6102 sayılı. TTK.nun 1420. maddesi (6762 S.TTK.nun 1268. maddesi) gereğince genel kural olarak, sigorta sözleşmelerinden doğan bütün taleplerin iki yılda zamanaşımına uğrayacağı hükmünü getirmiştir. 6102
Sayılı.TTK.md 1446 ve 1427 (6762 S.TTK.nun 1292 ve 1299.) maddeleri ve 6098 s. TBK’nun, zamanaşımının alacağın muaccel olduğu tarihten başlayacağını belirten md. 149 (mülga Borçlar Kanununun 128/1) maddesindeki genel hükmü uyarınca zamanaşımı süresinin başlangıcı alacağın muaccel olduğu gün yani sigortalının rizikonun gerçekleştiğini öğrendiği günden itibaren başlayan 5 günlük ihbar tarihinin son günüdür. Dosyadaki belgelere göre heyelan, 16/06/2011 tarihinde meydana gelmiş olup sigortacıya başvuru 09.08.2011 olup genel şartlardaki hükümlerde dikkate alındığında ıslah tarihi olan 25/06/2015 tarihi itibariyle ıslah edilen kısım için iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunun kabulü gerekir. Dosya içeriğine göre zamanaşımını kesen ve durduran nedenlerin bulunmadığı, davalı şirket tarafından tazminatın ödeneceği intiba yaratılarak zamanaşımı süresinin dolmasına neden olunduğuna dair bilgi ve belge sunulmadığı anlaşılmıştır. Kısmi davada, zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için kesildiğinden ve geriye kalan meblağ için işlemeye devam ettiğinden, ıslahla arttırılacak miktar için de zamanaşımı süresinin dolmamış olması gerekir. O halde mahkemece, davalı ... şirketinin ıslah dilekçesine karşı süresinde bulunduğu zamanaşımı def"inin kabulü ile ıslah edilen kısım yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelemesine gelince; Davalı ... şirketine hasar ihbarına ilişkin ilk başvuru tarihi 09.08.2011 olduğundan Sigorta Genel Şartları B.8.8.1. maddesinde en geç 1 ay içinde zararın ödeneceği düzenlendiğinden bu halde davalının temerrüde düştüğü tarih olan 09.09.2011 tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 28.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.