15. Ceza Dairesi 2018/6474 E. , 2018/6919 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmaya teşebbüs
HÜKÜM : a- Sanık ... hakkında; TCK’nın 155/2, 35, 62, 52/2-4, 53. maddeler gereğince mahkumiyet
b- Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında; beraat (ayrı ayrı)
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmaya teşebbüs suçundan sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmü; katılan ve sanık ... tarafından; sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında verilen beraat hükümleri katılan tarafından temyiz edilmekle ve sanığın, katılanın şoförlüğünü yaptığı sırada malları götürmesi gereken yere götürmeyerek katılanın zarar görmesine sebebiyet verdiği, bu nedenle, katılanın kamu davasına katılma ve hükmü temyiz etme hak ve yetkisinin bulunduğu belirlenmek suretiyle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Katılan, 28/07/2010 tarihli hükümde yer alan bütün hükümleri temyiz etmiş olmasına rağmen Yargıtay 15. Ceza Dairesi’nin 04/12/2014 tarihli bozma ilamında, katılanın, sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik ve sanık ... hakkında verilen beraat hükmüne yönelik temyiz talebi ile ilgili olarak bir karar verilmediğinin Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 15/05/2018 tarih ve 2015/15-204; 2018/216 E. K. sayılı kararı ile belirlenerek, sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik onama kararının kaldırılmasına ve katılanın sanık ... hakkında verilen beraat hükmüne yönelik temyiz talebi ile ilgili olarak bir karar verilmesi gerektiğinin ifade edildiği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, katılanın temyiz talebinin reddi kararı konusundaki itirazı ile ilgili olarak da bu aşamada bir inceleme yapılmadığı, Yargıtay’ın ilgili dairesince verilecek karara göre gerekirse ek itirazname hususunun değerlendirilmesi gerektiğinin belirtildiği anlaşılmakla,
.... plakalı kamyonun sürücülüğünü yapan ve ... Nakliyat Ltd. Şti isimli şirket aracılığı ile ...A.Ş. isimli şirketten 916 koli, 3.264 adet 5 litrelik zeytinyağını, İzmir ilinden Gebze’deki firmaya intikal ettirmek üzere teslim alan sanık ...’ın nakliye yolu üzerinde olmayan Antalya’ya gelip diğer sanıkların da katılımlarıyla üçüncü kişilere pazarlamak isterlerken yakalandıkları, böylece sanıkların hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,
1- Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında verilen beraat hükümlerine yönelik katılanın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Katılanın temyizi sonucu Yargıtay 15. Ceza Dairesi’nin 04/12/2014 tarihinde verdiği temyiz talebinin reddi kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazda bulunduğu ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından bu hususta gerekirse daha sonra bir karar verileceğinin belirtildiği anlaşılmakla, ek itiraz hususunun değerlendirilmesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE,
2- Sanık ... hakkında verilen beraat hükmüne yönelik katılanın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın sanık ...’ün eylemine iştirak ettiğine dair mahkumiyete yeter kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşılmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanın, beraat hükmünün kanuna aykırı olduğuna ve eylemin suç teşkil ettiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
3- Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik katılan ve sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 28/02/2012 gün ve 2011/1-692 Esas, 2012/60 karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere; 5237 sayılı TCK"nın “Suça Teşebbüs” başlıklı 35. maddesinde; “Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur” hükmü yer almaktadır. Buna göre suça kalkışma, işlenmesi kastolunan bir suçun icrasına elverişli araçlarla başlanmasından sonra, elde olmayan nedenlerle suçun tamamlanamamasıdır. Maddenin açık hükmüne göre, icra hareketlerinin yarıda kalması ya da sonucun meydana gelmemesi failin iradesi dışındaki engel nedenlerden ileri gelmelidir. Bu hukuksal olgular ışığında somut olay değerlendirildiğinde, sanığın, 15/05/2009 tarihinde İzmir ilinden aldığı yükü Gebze ilçesine götürmek üzere teslim almasına rağmen Antalya iline götürdüğü ve sanığın malı teslim aldıktan sonra malları elden çıkardığı sırada yakalandığı olayda, sanığa atılı suçun tamamlandığı dikkate alınarak tamamlanmış hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, eylemin teşebbüs aşamasında kaldığı belirtilerek eksik ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, katılan ve sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 22/10/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.