10. Hukuk Dairesi 2015/16719 E. , 2016/1539 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, tespit ve menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün taraflar avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, taraflar vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) 01.01.1997 tarihi itibarıyla 506 sayılı Kanun hükümleri gereğince kendisine malûllük aylığı bağlanan davacının 05.03.2009 gününden itibaren dava dışı işverenlere ait işyerlerinde hizmet akdine tabi olarak çalıştırıldığının ve sigortalılık bildirimlerinin yapıldığının 2013 yılının Temmuz ayında davalı Kurumca belirlenmesi üzerine aylığı 05.03.2009 tarihi itibarıyla kesilerek hakkında, Mart/2009 – Temmuz/2013 döneminde ödenen aylıklar yönünden yasal faiziyle birlikte borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmakta olup, kesildiği günden itibaren aylığın yeniden bağlanması gerektiğinin ve borçlu olunmadığının tespitine ilişkin olarak açılan işbu davada mahkemece yapılan yargılama sonunda, tahsis talebi tümüyle, menfi tespit istemi kısmen reddedilerek davacının faiz borcundan sorumluluğunun bulunmadığına karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun 58. maddesinde, malûllük aylığı almakta iken sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar hakkında 63. maddenin (A) fıkrası hükümlerinin uygulanacağı, şu kadar ki, malûllük aylıkları kesilenlerden işten ayrılarak aylığın verilmesi için yazılı istekte bulunan sigortalıya aylık bağlanmasının, kontrol muayenesi sonunda malûllüğün devam ettiğinin anlaşılması koşuluna bağlı olduğu belirtilmiş, 63/A maddesinde, bu Kanuna göre yaşlılık aylığı almakta iken, sigortalı olarak çalışmaya başlayanların aylıklarının çalışmaya başladıkları tarihte kesileceği, aylıkları kesilenlerden yeniden çalıştıkları süre zarfında prime esas kazançları üzerinden prim alınacağı, aylıkları kesilenlerden işten ayrılarak aylığın verilmesi için yazılı talepte bulunan sigortalıya yeniden bağlanacak aylığının istem tarihini izleyen ödeme döneminden başlanarak ödeneceği açıklanmıştır.
5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 27/3. maddesinde ise, malûllük aylığı almakta iken bu Kanuna göre çalışmaya başlayanların aylıklarının, çalışmaya başladıkları tarihi izleyen ödeme dönemi başında kesileceği ve bu Kanuna tabi olarak çalıştıkları süre zarfında belirlenen pime esas kazançları üzerinden kısa ve uzun vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortasına ait prim alınacağı, bunlardan işten ayrılarak yeniden malûllük aylığı bağlanması için yazılı istekte bulunan ya da emekliye ayrılan veya sevk edilenlere, kontrol muayenesine tabi tutulmak ve ilk aylığına esas malûllüğünün devam ettiği anlaşılmak kaydıyla aylığın yeniden hesaplanarak bağlanacağı öngörülmüş olup, anlaşılacağı üzere 58. ve 63/A maddeleri ile 27/3. maddede yer alan düzenlemeler bu yönüyle birbiriyle benzer niteliktedir.
Diğer taraftan 5510 sayılı Kanunun Geçici 1/2. maddesinde, 506 sayılı Kanuna göre bağlanan veya hak kazanılan aylıkların verilmesine devam edileceği, bu aylıkların durum değişikliği nedeniyle artırılması, azaltılması, kesilmesi veya yeniden bağlanmasında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümlerinin uygulanacağı, Geçici 14/1. maddesinde, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sigortalı olanlar, malûllük aylığı bağlananlar ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışmaya devam edenler hakkında sosyal güvenlik destek primine tabi olma bakımından bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümlerinin uygulanmasına devam edileceği bildirilmiştir.
Ayrıca, anılan Kanunun 96. maddesinin 1. fıkrasında, “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren yirmi dört ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, yirmi dört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan, itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır.” hükmü yer almaktadır.
Yukarıdaki yasal düzenlemeler ışığında dava değerlendirildiğinde, 506 sayılı Kanun hükümleri gereğince malûllük aylığı almakta iken çalışmaya başlayan sigortalının aylığının, söz konusu Kanunun 58. ve 63/A maddeleri gereğince kesilmesi gerektiği, çalışırken aylıklardan sosyal güvenlik destek primi kesintisi yapılması olanağının bulunmadığı belirgin olduğu gibi, Kurum kayıtlarında yer alan tahsis bilgisine karşın çalışmaya başlayan ve 5510 sayılı Kanunun 4/1-(a) maddesi kapsamında işverence bildirimleri gerçekleştirilen sigortalıya aylık ödemelerinin devam ettirilmesinde Kurumun hatalı işleminin varlığı da açıktır.
Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu,
a-) 96. maddenin 1. fıkrasının (b) yerine (a) bendinin uygulanması,
b-) Kabule göre (a) bendi benimsenmesine karşın Kurumca hakkın kötüye kullanıldığı gerekçesiyle davacının faiz borcundan sorumlu tutulmaması,
c-) Menfi tespit istemini de içeren davada vekil ile temsil edilen Kurum yararına avukatlık ücretinin nispi yerine maktu olarak belirlenmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, taraflar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği durumunda davacıya geri verilmesine, 11.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.