BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/99 Esas 2019/439 Karar Sayılı İlamı
Esas No: 2018/99
Karar No: 2019/439
Karar Tarihi: 22.10.2019
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/99 Esas 2019/439 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)
ESAS NO: 2018/99
KARAR NO: 2019/439
DAVA : İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 19/03/2018
KARAR TARİHİ: 22/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 19.03.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı ... A.Ş.'ye ululararası taşımacılık hizmeti vermiş olduğunu, davalı borçlu şirketin, müvekkiline 13.10.2017 tarihli ... numaralı 4.930- USD bedelli, 06.11.2017 tarihli ... numaralı 8.732,- TL bedelli faturaların gönderildiğini, fatura içeriğine itiraz edilmediğini 8.732,- TL bedelli fatura ödendiğini, 4.930,- USD bedelli faturanın ödenmediğini, yazılı ve sözlü uyarılara rağmen ödeme yapılmayınca müvekkil şirketin İstanbul ... İcra Müdürlüğünden ... E. sayılı dosya ilamsız takip başlattığını, davalının 19.01.2018 tarihindeki itirazı ile takibin durduğunu; ara taşımaya ilişkin 8.732,- TL faturayı ödemesine rağmen kötü niyetli olarak bu borca itiraz ettiğini, itirazın iptali ile alacak takibinin sürdürülmesine, davalı taraf aleyhine %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya husumet yönünden itiraz ettiklerini, dava konusu faturaya ilişkin taşıma hizmetinin taşıtanının İsviçre merkezli dava dışı ... şirketi, taşıyanının ise ... şirketi olduğunu, tarafların navlun+liman giderleri için konteyner başına 1.800,00 USD bedelle ile anlaştığını, (iki konteyner için 3.600 USD), malların maliki ve taşıtanının ... şirketi olduğunu, davanın muhatabının müvekkili olmadığını; dava konusu faturaların müvekkili şirket yerine dava dışı ... A.Ş.'ye teslim ettiğini, faturaların kendilerine 20.11.2017 tarihinde ulaştırıldığını, 21.11.2017 tarihinde davacıya "faturaların muhatabının kendileri olmadığını" açıkladıklarını; bir an için faturanın muhatabı oldukları düşünüldüğünde ise, davacının faturalarının müvekkili şirkete göndermesinin gerektiğini, dolayısıyla davacı şirkete faturaların müvekkili şirkete ait olmadığı açıkça bildirilen, müvekkili ile aralarında herhangi bir ticari ilişki kurulmayan davacının davalı olarak müvekkilini göstermesinin usule ve hukuka aykırı olduğunu belirterek; davanın dava ehliyeti yönünden reddini, aksinde esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini istedikleri görülmektedir.
16/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı ve davalının ticari defterlerinin HMK 222'ye göre kanıt yeterliliği taşıdığını; gerek davacının gerekse davalının defter kayıtlarının kendi iddiaları doğrultusunda olduğunu, davacının taşıyan sıfatına sahip olduğunu ve buna bağlı olarak aktif husumet ehliyetinin bulunduğunu; davalının ise gönderilen sıfatı ile pasif husumetinin olacağını, davalının borçlu olduğu yargısına varılırsa, davalının borcunun icra takibi başlangıcı itibarıyla 4.964,65 USD veya 3.625,30 USD olarak belirlenmesi gerektiğini beyan etmişlerdir.
Taraf vekillerinin delillerini sundukları görüldü.
İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... sayılı dosyasının geldiği ve dosyamız arasına alındığı görüldü.
Dava, davacı tarafça verilen deniz taşıma hizmetinden doğan ve bakiye kalan navlun alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali talepli itirazın iptali davası olup; uyuşmazlık, davacı tarafından dava konusu fatura nedeniyle başlatılan İstanbul ... İcra Müdürlüğünün... esas sayılı icra dosyasında davalının borçlu olup olmadığı, borçlu ise miktarı ve işlemiş faiz ile tarafların aktif ve pasif husumet ehliyetleri bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
İstanbul ...İcra Müdürlüğünün ... sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde, takibin 16.01.2018 tarihinde başladığı, ödeme emrinin davalı borçluya 19.01.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu tarafça aynı tarihte (19.01.2018) borca itiraz edildiği, davanın ise 19.03.2018 tarihinde İİK. 67 maddesi gereği yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davaya konu uyuşmazlık deniz yolu ile eşya taşıma (navlun) ücret alacağından kaynaklanmaktadır. Tarafların aktif ve pasif husumet ehliyetinin de bu sözleşme hükümlerine göre tayini gerekmektedir. Navlun sözleşmesi taraflardan birinin (taşıyan) navlun karşılığında deniz yolu ile eşya taşımayı; diğer tarafın da (taşıtan; bazı şartlarda gönderilenin) navlun ödemeyi üstlendiği bir sözleşme olmakla birlikte bu sözleşmede, aktif husumet ehliyeti taşıyan sıfatına sahip olan kişiye; pasif husumet ehliyeti ise taşıtan ve/veya gönderilen sıfatına sahip olan kişiye ait olacaktır.
TTK m. 1228/1'de de ifade edildiği üzere konişmento, navlun sözleşmesinin yapıldığını ispatlayan bir senet hükmündedir. Dosyada mevcut konişmentonun acente sıfatı ile ... tarafından ...Ltd. adına imzalandığı görülmekle mevcut konşimentodan davacının taşıyan sıfatına sahip olduğunu söylemek mümkün değildir. Ancak konişmentoda başka bir kişinin taşıyan olarak görünmesi, tek başına davacının taşıyan olmadığı sonucuna varmak için yeterli değildir. Asıl ve alt navlun sözleşmeleri yapmak suretiyle aynı yükün taşınması için birden fazla navlun sözleşmesi düzenlenerek ve aynı yükün taşınması taahhüdünün birden fazla kişi tarafından verilmesi suretiyle, taşıyan sıfatının da birden fazla kişiye ait olması mümkündür. Bu durumda davalının taşıyan sıfatına sahip olup olmadığının tespitinde en önemli kriter taşıma taahhütlerinin var olup olmadığı yani konşimentodan ayrı olarak bir navlun sözleşmesinin varlığını tespitle mümkündür. Navlun sözleşmesinin varlığı için kanunda yazılı şekil şartı aranmadığından varlığı her şekilde ispat olunabilir. Dosyada mevcut deniz yolu ile ... Limanı'ndan ... Limanı'na yapılacak taşımaya ilişkin davacı ...A.Ş.' ait olduğu ve ... Bey tarafından kullanıldığı anlaşılan ...@....com.tr mail adresinden, 2017 Ağustos ayının son günlerinde ... Bey tarafından kullanıldığı anlaşılan ...@... mail adresine gönderilen yazışmalardan bir anlaşmanın sağlandığı; Kasım ayının ilk haftalarında yapılan ve ... tarafından kullanıldığı anlaşılan ...@....com.tr mail adresinden davalı ...A.Ş'ye ait ve yüksek ihtimalle deniz yolu ile taşımanın da yapıldığı mail adresinde "... Ambarlı Yüklemesi Varış İhbarı" konulu Konya'ya yapılacak kara taşıma işinin organize edildiği, bu iki taşımanın da aynı yüke ait olduğu ve davaya konu uyuşmazlık açısından bu taşıma organizasyonu ve taahhüdünün davacı tarafından yapıldığı anlaşılmakla davacının gerek deniz gerekse kara taşıma sözleşmeleri uyarınca taşıyan sıfatına sahip olduğu, dolayısıyla aktif husumet ehliyetinin bulunduğu tespit edilmiştir.
TTK 1023. maddesi "Eşya, taşıtandan başka bir kişiye teslim edilecekse, bu kişi, navlun sözleşmesi veya konişmentoya da diğer bir denizde taşma senedi uyarınca eşyanın teslimini istediğinde, bu istemin dayandığı sözleşmenin veya konişmentonun yahut diğer bir denizde taşıma senedinin hükümlerine göre ödemeye yetkili kılındığı bütün alacakları ödemekle, kendi hesabına gümrük resmi ödenmiş ve başka giderler yapılmış ise bunları da vermekle ve üstüne düşen diğer bütün borçları yerine getirmekle yükümlü olur." hükmüne haizdir.
Her ne kadar dosyada mevcut konişmentoda ve mail yazışmalarında davalı ... A.Ş. nin deniz yolu ile yapılan taşımada taşıtan sıfatı tespit edilememekte ise de, dosyada mevcut konişmentoda davalının gönderilen/yükün varma limanında teslim edileceği kişi olarak göründüğü, konişmentoda navlunun varma limanında(Ambarlı) ödeneceği bilgisinin bulunduğu, kara taşımasının davalı tarafından yapılmış olması ve dosyada mevcut mail yazışmalarında yükün davalı tarafından belirtilen yere götürülüp teslim edildiğine ilişkin yazılardan gönderilen sıfatına sahip davalının yükü teslim aldığı görülmekle TTK 1023. Maddesi de dikkate alınmak sureti ile, davalının deniz yolu ile yapılan eşya taşıma ücretinden de sorumlu olacağı kanaatiyle pasif husumet ehliyetinin bulunduğu tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı itibariyle hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, tarafların aktif ve pasif husumet ehliyetinin bulunduğu, davacı ticari defterlerinde davaya konu alacağın varlığının tespit edildiği, davalı ticari defterlerinde ise kayıt bulunmadığı, davalı tarafından fatura tutarının 3.600 USD olması gerektiği iddia edilmiş ise de bu miktar itibariyle taraflar arasında anlaşma sağlandığına dair dosyaya delil sunulmadığı görülmekle takibe konu asıl alacak yönünden davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, davalının icra takibinden önce temerrüde düşürüldüğüne ilişkin dosyada delil bulunmamakla işlemiş faiz talepleri bakımından davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Alacağın likit ve belirlenebilir olduğu görülmekle, alacağın %20 oranı üzerinden icra inkar tazminatına da hükmederek aşağıdaki şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile davalının İstanbul ... İcra Müdürlüğü nün ... E. Sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline, takibin 4.930 USD asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden 3095 sayılı kanunun 4/a md ve fıkrası gereğince faiz uygulanmaısna, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın %20 sine tekabül eden 3.721,85 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar harcı olan 1.270,18 TL'den peşin alınan 321,77 TL'nin mahsubu ile bakiye 948,41 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacının peşin olarak yatırdığı 321,77 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı yargı gider toplamı olan 2.550,90 TL'nin (35,90 TL başvurma harcı, 115,00 TL posta gideri ve 2.400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere) davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 2.519,49 TL'sinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı herhangi bir yargılama gideri yapmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı için takdir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davalı vekili için takdir edilen 231,79 TL red vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
8-Bakiye gider avansının kesinleşmeye müteakip talep halinde taraflara iadesine
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip ...
¸e-imzalıdır
Hakim ...
¸e-imzalıdır
