1. Hukuk Dairesi 2021/2877 E. , 2021/4769 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacılar, 29.11.2012 tarihli fen bilirkişisi raporunda, çekişmeli ... ada ... parsel sayılı taşınmaz içinde kalan (B) harfi ile işaretli bölüm ile, tespit harici alanda kalan (C) harfi ile işaretli bölümün kendilerine ait taşınmaza dahil olduğu, çekişmeli ... ada ... parsel sayılı taşınmaz içinde kalan (A) harfi ile işaretli bölümün ise kadimden beri yol olup paftasında gösterilmesi gerektiği iddiası ile dava açmışlardır
Davalı Hazine vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar 16 Hukuk Dairesin’ce “... gerek davacı adına kayıtlı ... ada ... parsel sayılı taşınmazın gerekse davalı adına kayıtlı ... ada ... parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti tapu kaydına dayalı olarak yapılmıştır. Mahkemece tespite esas tapu kayıtlarının tesisinden itibaren getirtilerek kapsamlarının belirlenmesi ve dava konusu edilen bölümlerin bu tapu kayıtları kapsamında olup olmadığının araştırılması gerekliliği üzerinde durulmamış, dava gayrimenkule ilişkin olmasına rağmen tanıklar taşınmaz başında değil duruşmada dinlenmiştir. Taraf teşkili sağlanmadan, eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez. Hal böyle olunca; öncelikle, tespit harici bölüm yönünden ... ve Hazine davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanmalı, çekişmeli ... ada ... parsel sayılı taşınmazın yargılama sırasında el değiştirdiği gözetilerek davacı tarafa 6100 sayılı HMK"nın 125. maddesi uyarınca seçimlik hakları hatırlatılmalı, davacının tercihine göre davaya dahil edilmesi gereken kişiler de davaya dahil edilmeli, davaya dahil edilen kişilerin iddia ve savunmaları alınıp delilleri toplanmalı, davacı adına kayıtlı ... ada ... parsel sayılı taşınmaz ile davalı adına kayıtlı ... ada ... parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitine esas tapu kayıtları tesisinden itibaren tedavülleri ile birlikte varsa haritaları ile kadastronun kesinleşmesinden sonra yapılan kamulaştırma işlemine ilişkin haritalar da getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve uzman bilirkişiler katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında, taraflara ait taşınmazların tespitine esas tapu kayıtları 3402 sayılı Yasa"nın 20. maddesine göre usulünce uygulanıp kapsamları belirlenmeli, tapu kayıtları kapsamında olmayan davaya konu bölümlerin zilyetliğine ilişkin olarak yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim tarafından, nasıl ve ne suretle kullanıldığı, yol olarak kullanılan bölümün neresi olduğu etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.” gerekçesiyle bozulmuş; mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, Davanın kısmen kabulü ile, ... açısından açılan davanın reddine, Kadastro bilirkişi raporunda C harfi ile gösterilen, yol olarak tescil harici bırakılan mavi kalemle boyalı 136,63 m2"lik kısmın, ... ada ... parsel sayılı taşınmaza eklenerek davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline, çekişmeli ... ada ... parsel sayılı taşınmazın, kadastro bilirkişi raporunda B harfi ile gösterilen, yeşil kalemle boyalı 141,37 m2"lik kısmının, davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile, ... ada ... parsel sayılı taşınmaza eklenerek davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline, A harfi ile gösterilen, kırmızı kalemle boyalı 293,32 m2"lik yerin yol olarak terkinine, haritasında yol olarak gösterilmesine, karar verilmiştir.
Karar davacılar vekili, davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği görüşüldü;
Dava; kadastrodan önceki haklara dayanan tapu iptal ve tescil, kadastro sırasında yol olarak tespit harici bırakılan taşınmaz bölümünün tescili ve kadimden beri yol olarak kullanılan bölümün ise paftasında gösterilmesi istemine ilişkindir.
Hemen belirtmek gerekir ki; TMK’nun 713/1 maddesinde aynen “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir” hükmüne yer verilmiştir. Aynı maddenin 4. ve 5. fıkrasında ise “Davanın konusu, mahkemece gazeteyle bir defa ve ayrıca taşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla en az üç defa ilân olunur. Son ilândan başlayarak üç ay içinde yukarıdaki koşulların gerçekleşmediğini ileri sürerek itiraz eden bulunmaz ya da itiraz yerinde görülmez ve davacının iddiası ispatlanmış olursa, hâkim tescile karar verir. Mülkiyet, birinci fıkrada öngörülen koşulların gerçekleştiği anda kazanılmış olur” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, mahkemece TMK’nun 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre yasal ilanlar yapılmamıştır. Öte yandan, davacılar adına kayıtlı bulunan ... ada ... parsel sayılı taşınmaza revizyon gören 5.5.1997 tarih 3 sıra numaralı tapu kaydı ile davalı adına kayıtlı bulunan ... ada ... parsel sayılı taşınmaza revizyon gören 21.04.1993 tarih 18 sıra numaralı tapu kayıtlarının tüm tedavülleriyle birlikte dosya arasına alınarak keşif sırasında uygulaması yapılmamıştır.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmaza revizyon gören tapu kaydı ile davacılar adına kayıtlı bu taşınmaza revizyon gören tapu kayıtlarının tesisinden itibaren tüm tedavülleri, varsa kroki ve haritası ile birlikte mahalli Tapu Müdürlüğü ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi Başkanlığından ayrı ayrı sorulup getirtilmeli; yine taşınmazı çevreleyen komşu taşınmazlara ait kadastro tutanaklarının onaylı örnekleri ile varsa dayanağını oluşturan kayıtlar ve kadastro sonucu oluşturulan tapu kayıtları getirtilmeli; dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşif sırasında öncelikle teknik bilirkişi eliyle taşınmaza revizyon gören davalı tarafın dayandığı tapu kaydı ile davacı tarafın dayandığı tapu kaydı varsa krokisi/haritası zemine uygulanarak kaydın kapsamı 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20/A maddesi uyarınca haritasına göre belirlenmeli; tapu kaydının krokisinin/haritasının bulunmaması veya uygulanamaması durumunda, tapu kaydı tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte okunup sınırlarının bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi istenilmeli; bilirkişilerin gösteremediği sınırlar için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı; komşu taşınmazların dayanak kayıtlarının dava konusu taşınmazın yönünü ne okuduğu belirlenmeli, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenerek, tapu kayıtlarının dava konusu taşınmazı kapsayıp kapsamadıkları, Teknik bilirkişi raporunda C ile gösterilen bölümünün öncesinin ne olduğu, yol olarak kullanılıp kullanılmadığı, yol olarak kullanım söz konusu ise umumi yol mu yoksa davacı tarafa ait özel yol mu olduğu, yol olarak kullanılmadığının anlaşılması halinde hali hazırda yol olarak kullanılan bölüm gösterilmeli, taşınmaz üzerinde davacı tarafın bir zilyetliğinin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte başladığı, kimden kime, nasıl intikal ettiği ve zilyetliğin ne şekilde sürdürüldüğü hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen bilirkişi ve tanık beyanlarında çelişki doğduğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı; çekişmeli taşınmaz bölümleri değişik yönlerden çekilecek fotoğrafları ile desteklenmiş, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisine, keşfi takibe, bilirkişi ve tanık beyanlarını denetlemeye imkan verir kroki ve rapor düzenlettirilmeli, temin edilebilen en eski tarihli ve güncel uydu fotoğrafları üzerinde taşınmazın yeri ve sınırlarının gösterilmesi istenilmeli; ayrıca TMK"nın 713/4-5. maddeleri gereğince yasal ilanlar yapılarak, üç aylık yasal ilan süresinin dolması beklenilmeli ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden davacılar ve davalı ..."a geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.