
Esas No: 2017/22398
Karar No: 2021/4690
Karar Tarihi: 11.02.2021
Tehdit - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2017/22398 Esas 2021/4690 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tehdit
HÜKÜM : Mahkumiyet
K A R A R
Yerel Mahkemece, bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanığın suç tarihi itibarıyla TCK"nın 32. maddesi uyarınca “akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalmış ya da önemli derecede azalmış olup olmadığı” konusunda yöntemince sağlık kurulu veya Adli Tıp İhtisas Dairesi"nden rapor aldırılması gerektiği gözetilmeden, Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezinde görevli adli tıp uzmanı tek hekimin 27.01.2014 tarihli raporuna istinaden yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Dosya içeriğindeki rapora göre, sanığın normal zeka seviyesinin altında olduğunun belirtilmesine karşın, sanığa, CMK"nın 150/2. maddesi uyarınca zorunlu müdafi atanması gerektiği gözetilmeden, aynı Kanunun 147, 191. maddeleri gereğince yöntemince zorunlu müdafi huzurunda sorgusu saptanmadan hüküm tesisi,
3-Suç tarihi itibarıyla sanığın adli sicil belgesindeki görülen tek kaydın silinme şartlarının oluşması, yargılama sürecindeki davranışları olumlu bulunarak takdiri indirim uygulanan ve hapis cezası seçenek adli para cezasına çevrilen sanık hakkında, adli para cezası hükmünden daha lehe olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilip verilmeyeceğinin gerekçe ve hüküm kısmında tartışılmaması,
4-Kabule göre de; 17/10/2019 gün ve 7188 sayılı Kanun"un 24. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiştir.
Ancak bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 7188 sayılı Kanun"un 31. maddesiyle, 5271 sayılı CMK"ya eklenen geçici 5. maddenin (d) bendi ile; "01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz" hükmü getirilmiştir.
Konuyu somut norm denetimi yoluyla inceleyen Anayasa Mahkemesi (25/06/2020, 2020/16, 2020/33; R.G. 19/08/2020, Sayı: 31218), sözü geçen geçici 5/d maddesindeki hükmün, "kovuşturma evresine geçilmiş" ibaresinin aynı bentte yer alan, "basit yargılama usulü" yönünden Anayasa"nın 38. maddesine aykırı görerek iptaline karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi kararında, hükme bağlanmış dosyalarla ilgili iptale karar verilmemiş ise de, 5271 sayılı Kanun"un 2/1-(f) maddesince hükme bağlanmış dosyalarla ilgili olarak kovuşturma evresinin kesinleşmeye kadar devam etmesi ve aynı Yasanın 251/3. maddesi gereği mahkûmiyet hükmü verildiği takdirde sonuç cezadan dörtte bir indirim öngörülmesi, bu durumunda temyiz incelemesi devam eden dosyalar bakımından lehe düzenleme getirmesi karşısında,
Anayasa Mahkemesinin iptal kararında; sanık lehine getirilen yeni düzenlemenin, 7188 sayılı Kanunun 31. maddesi gereğince 5271 sayılı CMK"ya eklenen geçici 5. maddesiyle "kovuşturma evresine geçilmiş" dosyalar bakımından uygulanması gerektiğine işaret edildiğinden, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı CMK"nın 251/1. maddesi kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa"nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK"nın 7 ve 5271 sayılı CMK"nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirdiğinden, sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülmekle, tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayıp sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 11/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.